“1944 yılında Dikili’de doğdum. İlköğrenimimin bir kısmı ile orta ve yükseköğrenimimi İzmir’de tamamladım. İnşaat mühendisiyim. Yaşamım boyunca ‘gerçek anlamda bir insan’ olmaya çalıştım ve duruşumu eşitlik-adalet-demokrasi yanlılarından taraf belirledim. Emeğin en yüce değer olduğu gerçeğini kılavuz edindim.”
Görevden alınan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, özgeçmişini böyle özetliyor. 1984-94 yıllarındaki “iki dönem” başkanlığı sırasında tüm Türkiye’nin özlemi olan “barış ve demokrasi” konulu şenlikleriyle herkesin sevgilisi olan Özgüven, 3’üncü ve 4’üncü kez 2004 ve 2009’da yeniden seçildiğinde de aynı özlemin temsilcisi oldu.
Peki, neden görevden alındı; neden cezalandırıldı?
Yanıtı elbette ki “yargı”nın takdiridir; ancak halkına içme suyunu “parasız” dağıttığı için başına gelenler, sorgulamalar, soruşturmalar ve mahkeme süreci, anayasasında “insan haklarına saygılı” denen bir “hukuk devleti” için acaba ne anlama geliyor?
Özgüven için çok sayıda destek mesajı yayımlandı; barış, demokrasi ve insan haklarından yana kişi ve kuruluşlar tepkilerini dile getirdiler; sayısız yurtsever sesini yükseltti. En anlamlılarından biri de Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu açıklaması… Benim de hislerimi yansıtıyor.
Platformun “Dikili Belediye Başkanı Yalnız Değildir” başlıklı bildirisini özetleyerek paylaşıyorum:
Çekemediler
“Osman Özgüven’e ceza verilip belediye başkanlığı düşürüldü. Neydi suçu? Dikili halkına içme ve kullanma suyunu 13m3’e kadar 1 kuruş, yani ücretsiz yapması ve öğrencileri okullarına ücretsiz taşıması gibi, ‘halkçı belediye’cilik uygulamaları... Farklı nedenlerle ceza aldığı iddia edilse de Özgüven bu nedenlerle cezalandırılmıştır.
Günümüzdeki temel politikalardan biri olan ‘suyun metalaştırılıp ticarileştirilmesi’ sürecinde Özgüven’in yaptığının hoş karşılanması imkânsızdı. Önce bu nedenle yargılandı. Dikili halkı ve Türkiye’nin dört bir yanındaki halk, sert tepki gösterdi ve ceza uygulamasını hayata geçiremediler. Fakat her şeye rağmen bu durum cezasız bırakılamazdı! Düzmece nedenlerle, kovuşturmaya dahi yer olmayacak sözde suçlarla cezalandırıldı.
‘Su’, sermaye için günümüzde çok değerli bir ‘meta’… Doğadan çalınıp ‘ticari’ değeri yükseltilerek tekellerin emrine verilme sürecini çok hızlı yaşıyoruz. Köreltilmiş gözler dahi artık gerçekleri açıkça görebiliyor.
Halkın ve doğanın yanında olduğunu her fırsatta gösteren Sayın Özgüven onurumuzdur. Yalnız olmadığını her durumda ve koşulda yanında olacağımızı duyuruyoruz.” Sevgili Dikili Belediye Başkanımızın, tez zamanda görevine dönmesini bekliyoruz.
Yorum Gönder