Bugün Odatv duruşması… Bugün gazetecilik yargılanıyor! Davanın son tutuklu sanığı, gazeteci-yazar Soner Yalçın… Sahte deliller, bilgisayara yerleştirilen virüsler… Tüm bilirkişi raporları, bunu saptamış… Ama sonuç, 682 gündür o içeride…
PEN Türkiye Merkezi Yönetim Kurulu olarak izin alabildikçe,
düşüncelerinden ve yazdıklarından dolayı hapisteki yazar ve gazetecileri
ziyaret ediyoruz. Genel sekreterimiz Sabri Kuşkonmaz yazar,
şair ve de avukat olduğundan, onun izne gereksinimi yok. Duruşma öncesi
izin bir türlü gelmeyince, o yalnız gitti ziyarete. Yerim dar,
kısaltarak izlenimleri aktarıyorum:
***
Silivri’ye Mustafa Balbay, Soner Yalçın ve Tuncay Özkan ile görüşmeye gittim. PEN’in
temel ilkesini hayata geçirmek; tüm düşünce özgürlüğü ihlallerine karşı
ayrımsız karşı durmak, ihlale uğrayanın yanında olmak için…
İlk görüşmeci olarak Tuncay Özkan geldi. Beş yıldır içeride.
Tutuklandığında 387 el defteri, 78 ajanda, 5 bin CD ve kanalın 1200
diskine el konuldu. Üzerine gizlilik kaydı konduğu için bunlara halen
ulaşamıyor. Benim özel kayıtlarım devlet sırrı oldu ve bana yasak,
diyor. 12 Eylül’de sorular soruluyor ve yanıt isteniyordu, şimdi yanıt istemiyorlar, soru da sormuyorlar. Sadece “Her şeyi biliyoruz” diyorlar (…) “Susurluk sürecinde hakkında yazarak mahkûm ettirdiğim kişi ile aynı örgütten yargılanıyorum; 3 bin kişi ‘örgütte’ ama biri bile bu örgütün varlığını kabul etmiyor; kanıt yok” diyor... Suç yok, kanıt yok, bu siyasi bir dava ve siyasi davalarda suçlama asla çürütülemiyor... Ayrlırken, PEN’in çalışmalarının içeridekilere, kendilerine olan desteği son derece içten anlatıyor.
Balbay, PEN heyetinin Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ve Kitap Fuarı etkinlikleri nedeniyle PEN’e
bir kez daha teşekkür ediyor. Içeride yalnız olmama duygusunun anlamlı
olduğunu anlatıyor. Bir yazar olarak içeride yazamama sıkıntısı var.
İçeride elle yazmaktan başka yol olmadığını; internetin yasak olduğunu,
haftada iki saat bilgisayar odasında bilgisayar kullanma izni
bulunduğunu anlatıyor. Yazara iki saat bilgisayar vermek aslında gerçek
bir cezalandırma, diyor. Burası yüksek güvenlikli cezaevi, tek unsur
güvenlik unsuru, diyor; insan unsuru yok, yazar unsuru zaten suç! Kendi
konumu için yani tutuklu milletvekilliği için birincil sorun
hukuksuzluk, tutuklu miletvekilliği ikincil, bu açıdan biz çıkalım,
diğerleri kalsın diyemeyiz, diyerek aslında içeride olmayı hak ettiğini
(!) de kanıtlıyor. Mustafa Balbay’ın tüm dostlara, herkese gönülden selamları var.
Son görüşme, Soner Yalçın. Soner Yalçın da özellikle PEN’in
son dönem çalışmaları konusunda çok olumlu değerlendirmelerde
bulunuyor. Bu konularda son derece ketum olan ve genellikle eleştirel
tavrı bilinen Soner Yalçın’ın gözünden
kendimizi bir kez daha doğru bir düzlemde görüyoruz. Dışarıda olanların
yaptığı çalışmaların önemi ve yararı konusunda beklentileri konuşuyoruz.
Yine bu beklentileri PEN’in karşılayabilmesini dillendiriyoruz. Soner Yalçın’dan da herkese baki selam.
Yorum Gönder