Dün söylediğinin bu gün tam tersini söylemek Başbakan’ın ustalığı!
oluyor. Kuvvetler ayrılığı ile ilgili
beyanına gösterilen tepkiler karşısında söylediklerini tevile çalışıyor.
Bermutat CHP’yi suçlayarak
işin içinden çıkıyor.
Ayrıca, “benim kapalı kapılar ardında İsrail’le görüştüğümü söyleyenler müfteri ve şerefsizdir” diyor.
Önceleri de “benim Yahudi iş adamı Sami Ofer’le ya da Apo’yla
görüştüğümü söyleyenler alçak,
namussuzdur” diyor. Ama hepsiyle görüştükleri belgeleniyor. Bu gönderme ve çağrışımlarla hem
kuvvetler ayrımına karşı çıktığı hem de İsrail’le kapalı kapılar ardında görüştüğüne kesin
olarak inanılıyor.
Tayyip Bey, Hafıza-ı Beşer’in Nisyan ile malul (unutkanlık) olduğuna inanarak hep aynı şeyi yapıyor.
Kimi kez, “Türk yok Türkiyelik var”, “Türkiye 33 etnik grubun ortak malıdır” diyor. Kimi kez de,
“biz tek millet, tek devlet, tek bayrak, üniter bir devletiz” diye kükrüyor.
4 yıldır Türk Ordusu şamar oğlanı haline getirilip, hallaç pamuğuna çevriliyor. 55 muvazzaf general
sehven ve sanal belgelerle hapse attırılıyor. Türk Ordusu’nun çökertilmesi için yapılmadık melanet kalmıyor. Ardından orduyu yıpratmak hainliktir diye fetva buyruluyor.
Atatürkçü laik kesim zindana attırılıyor. Alevilere husumet söylemleriyle mezhep düşmanlığı yaratılıyor. Zerduş dinindendirler diye Kürtler, gavur İzmir diye İzmirliler aşağılanıyor.
Kindar, dindar gençlik diye insanları birbirine düşman ediyor. Şimdi de “Allah aşkına birbirinizi sevin” diye öğütler veriyor.
Önceleri Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararlarını kara bir leke olarak niteliyor.
Din uleması karar vermeli diye fetva veriyor.
Şimdi Yargı uydu haline getirilince mahkeme kararlarına saygı duyulmalıdır diye ferman buyuruyor.
Bir yanda “Teröre boyun eğmem. Terörle hiçbir istek kabul ettirilemez” diyor. Diğer yandan
PKK dayatmaları doğrultusunda Meclis’e yasalar sevk ediyor.
Dış ve iç şer odaklı Kürtçü harekatın esas amacının ne olduğunu bilmemek eblehlikten de öte bir gaflettir.
AKP iktidarı bunlara “sizin istediğiniz ne kültürel ne kimlik haklar, ne de ekonomik refahtır.
Sinsi niyetinizi sağır sultan biliyor. Bu sevdadan vazgeçin. Aksi halde “Türklüğüyle övünen en az
60 milyon Türkün gazabına uğrarsınız. Sizi kimse kurtaramaz” diyemiyor.
Tayyip Erdoğan’ın BDP’yle “Başkanlık sistemine oy vermelerine karşılık” Güneydoğu’yu (kendi çiftliğiymiş gibi) takas pazarlığı yapacağı söylentileri ayyuka çıkıyor. Bu durumda kendisini de, partisini de ateşe atıyor.
Osmanlıdan beter olacaklar
Özellikle, Başbakan’ın Osmanlı sevdası, Davutoğlu’nun “Neo Osmanlı özentisi” bunların genleri ve ruh
yapılarının Osmanlı köhne zihniyeti ve ilkelliğiyle örtüşmüş olduğunu kanıtlıyor.
Çağını aşan devrimleri ve 7 düvelle savaşarak “yeniden bir ülke yaratan“ Atatürk’e değil, “gaflet ve dalaletle ülke batıran“ Osmanlıya biat etmek bir “üşütüklük emaresi” değil de nedir? Şöyle ki:
- Osmanlının Damat Ferit ve Vahdettin’den tevarüs eden Sevr yani ver kurtul politikası bunlarda Habur ve Oslo’da tecelli ediyor.
*Bunlar da Osmanlılar gibi Türk kelimesini ağızlarına almıyor, Türklüklerini değil Ümmetçiliklerini esas
alıyorlar.
- Arınç’tan galat “Kadına ve paraya düşkünlükleri” nedeniyle Osmanlı Sultanlarının cariye ve harem
özentisini bunlar, 2-3 gizli hoca nikahlı eşleriyle gideriyorlar.
- Osmanlı Anadolu’ya değil Balkan ve Arap ülkelerine hizmet götürüyor. Bunlar da paramızı, pulumuzu
yaşam savaşı veren Anadolu’ya değil, Libya, Suriye muhalifleri, Somali ve Gazze’ye akıtıyor.
- Osmanlı, saltanat uğruna çoluk, çocuğunu katlediyor. Bunlar da koltuk uğruna Silivri’de insanların
hayatını söndürtüyor.
- Osmanlının “devletin malı deniz, yemeyen domuz” ilkesi bunların olmazsa olmazı oluyor.
- Osmanlı “uydu mütareke basınına kar- şın” bunlar “uydu, yandaş basın” üretiyorlar.
- Osmanlı kadılığı (yargısı) Şeyhülislam fetvalarıyla adalet tevzi ediyor. AKP yargısı da Sadrazam
talimatıyla “blok oy” verdiriyor.
- Osmanlı vatanseverleri Malta’ya, bunlar Silivri’ye sürdürüyor.
Tüm bunlar Osmanlı’yı hasta adam yapıyor. Ancak bunlar Osmanlıya taş çıkartıyor.
Atatürk’ün ülkeyi terk ettirdiği Vahdettin dahil hiçbir Osmanlı hanedanı gittikleri yerlerde Atatürk aleyhine tek bir kelime sarf etmiyor. Bunlar gibi Atatürk’e vicdansızca saldırmıyor.
Osmanlı Sultanları trilyonlar değerindeki hediye eşya ve mücevherleri bunlar gibi kendilerine mal etmiyor, Topkapı Müzesi’ne veriyor.
Osmanlı sonunda rahmete revan oluyor. Bunlar da aynı yolda gitmeye devam ederlerse akıbetleri Osmanlıdan beter olacaktır.
http://sozcu.com.tr/basbakan-bunu-hep-yapiyor.html
Yorum Gönder