‘Böcek’ Üzerinden İstihbarat Savaşları - Orhan Bursalı

Başbakan’ın ofisinde böcekbulunması çok önemli bir olaydır. Ancak 2011’in Ekimi’nde yerleştirildiği ve bu yılın şubat ayında bulundukları açıklanan böceklerin, neden 10 ay sonra şimdi gündeme getirildiği açıklamaya muhtaçtır.
Evet neden şimdi? Ve neden konu bugüne kadar gizlendi, neden ciddi bir soruşturma açılıp olay üzerine dava açılma yoluna gidilmedi.. Burada tek akla gelen,böcekolayının, iktidar tarafından bir “siyasi hesaplaşma” için zamanının geldiğinin düşünülmesidir!
ODTÜ protestosunun hızla yayılmasına karşı, gündemi biraz değiştirmek, yumuşatmak ve Başbakan için halkta yumuşak duygular yaratmak amacını taşımıyorsa...
***
Ama birsiyasi hesaplaşmaniyeti daha ağır basıyor sanki.. Ortalık karışıktır.. Zaman ilerledikçe, Erdoğan /AKP ile Gülen ve cemaati arasında iktidar hesaplaşmasının arttığını görüyoruz. İktidar ortakları arasında ciddi bir çözülme ve dağılma süreci yaşanıyor..
Böcek olayının afişe edilmesinden hemen sonra, cemaatin yazarları ile AKP yazarları arasında giderek sertleşen ve birbirlerini teşhir eden yazıların artması ve dozunun şiddetlenmesi, ciddi bir hesaplaşmanın işaretlerini taşıyor.
Hayır, bu hesaplaşma sanki salt teşhirle sınırlı kalacak gibi gözükmüyor. Böcekolayı ile birleştirildiğinde, iş mahkemeye bile varabilir!
Başbakan, TV’deki söyleşisinde bir soru üzerine, böcek olayının arkasında cemaatin bulunup bulunmadığı sorusunu yumuşak geçirmiştir. Parti içinde arkadaşlarının buna inanmaya başladığını, ama böceklerin ancak kendilerine en yakın halka içinde bulunanlarca yerleştirilebileceğini belirtmekle yetinmiştir.
Başbakan, oy hesabı yapan insandır. Doğrudan cemaati hiçbir zaman hedef almamıştır. Hep dolaylı davranmayı tercih etmiştir. Ama cemaatin bütün girişimlerine karşı hep kararlı davranmıştır. Gülen’i Türkiye’ye çağırırken bile.. Şimdi böcek üzerine ilgili açıklama yaparken bile, kendisini geri planda tutmakta, ama cemaatin asla yakın çevresinde bulunmadığını da dolaylı dile getirmektedir. Doğrudur, cemaate yakın bir danışman bile yoktur çevresinde..
***
Ama savaş, özellikleaskerlerceçeşitli cephelerde sürdürülüyor!
Mesela Ergun Babahan’ın kendi sitesinde cemaati, yazarlarını hedef alan yazılarına bakın.. Uslu’yu Amerikan neocon’ların vakfındaki çalışmalarını teşhir ediyor.. Cemaatin polisten devşirme yazarı Emre Uslu da kendi sitesinde ağır sözlerle yanıt veriyor.. Babahan’ın yayın yönetmenliği döneminde yaptıklarını teşhir ederken, onun ne kadar kullanışlı bir insan olduğunu ve şimdi de cemaate karşı kullanıldığını yazıyor.. (http://euslu.com/2012/12/29/ergun-babahan-ve-istihbarat-operasyonu/ )
Yazılar tam bir “istihbarat savaşları” biçiminde seyrediyor...
Kuzey Rüzgarlarıisimli internet sitesinde, örneğin Cevdet Akbay’ın Emre Uslu’yu neredeyse parçalayanyazısı ve tweet’leri (@cevdet_akbay), olayın boyutlarını tahminlerimiz de ötesine taşımakta. Uslu’nun Amerikan neocon’lara ait olan Jamestown Vakfı’yla ilişkileri gündeme taşınmakta ve Uslu’yu gizli kapaklı bile diyemeyeceğim bir açıklıkla, neredeyse Amerikan ajanlığı ile suçlamadıkları kalmış gözüküyor.
***
Hüseyin Gülerce, Zaman ve cemaatin ağır top yazarı, Başbakan’a, her iki kurumun geleceği için bir yandan ateşkes önerirken, öte yandan da bu kavganın sürmesinin iyi olmayacağını ima etmektedir..
Gülerce ki, zıvanadan çıkmış bir şekilde, ODTÜ olaylarının Ergenekon’un eylemi olduğunu söylemekte, aslında tam bir düşünce sapması veya saçmalaması içine gömülmektedir. Durum kendisi için epey zavallı bir konum arz ediyor efendim! Başbakan’ı Bak Ergenekon tepende, sizi yoksa kurtarmayızzırvalığıyla oyalıyor ve Erdoğan’ın aklıyla adeta alay ediyor!
***
Durum zor. Böcek olayı bir CIA işi mi, cemaat işi mi, yoksa her ikisinin karışımı bir iş mi, AKP’nin mağduru oynaması mı.. her neyse...
İş mahkemede defter dürmeye gelir mi...
Neden olmasın...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget