Oradan, buradan şuradan - Hasan Pulur

Hepimizin, kötü huylarını saymakla bitiremeyiz, sıralamakla yetişemeyiz.
Hepimiz derken, “biz”i de dahil ettik.
Örneğin biz, bardağın hep boş olan yanını görürüz, yarısı dolu, onu da görsene...
Ne yapalım ki, şeyhülmuharririn üstat Burhan Felek’ten böyle görmüştük, “gazeteci ayıbı görür!” derdi, biz zaman zaman itiraz etsek de, olaylara onun gibi de bakarız.
Günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan eskilerin deyimiyle “mütemmim parça” televizyonlardan hep yanlışları, ayıpları görürüz.
Yaptığımız doğru mu?
* * *
Biliyorsunuz geçenlerde “kıyamet günü” yaşandı, daha doğrusu kıyamet günü öncesi...
Aklımızda bu kalmıştı, bir de “Şirince”nin uyanık esnafı...
Kıyamet kopacak, “Şirince” dışında neresi ayakta kalacak belli değil! Herkes “Şirince”de yiyecek, içecek, yatacak, tüketecek.
Türk Max televizyonundaki kıyamet provası...
* * *
Üçü kadın, ikisi erkek televizyoncuların her sabah ekrana taşıdıkları “Her Şey Tadında”, magazin ağırlıklı sanat ve kültür programı...
Beklenen kıyametin kopacağı gün “Her Şey Tadında”da kıyamet koptu, bir gürültü, bir patırtı, karmakarışık görüntüler, gök gürlüyor, şimşek çakıyor, bu arada program yapanlar, kendilerini kıyamete kaptırmışlar, yalnız bir kadın sesi, gülmekten katılıyor:
“Bunu söylememiştiniz! Bunu söylememiştiniz!”
Meğer kıyamet programını, daha önceden rejiyle hazırlamışlar, yalnız bir kadın arkadaşlarına söylemeyi unutmuşlar.
Bundan daha güzel hoşluk olur mu?
Bunu görüp anlatan var mı?
* * *
Ama mutlaka bir “ikilem” haberi vardır.
Bir bakıyorsunuz, annesi babası trafik kazasında ölen, mucize bebek ile ilgili bir haber:
“Bebeğin anne ve baba yakınları velayet için birbirlerine girdiler, mahkemelik oldular!”
Ne zaman, kim, hangi mahkeme?
Çok şükür haber yalanlandı, felaket tellallarının hevesleri kursaklarında kaldı.
* * *
Lakin, telafi edecek öyle olaylar var ki!
Sinema ustası Metin Erksan‘ın mirası mahkemelik...
Niye?
Metin Erksan, mirasını asistanına bırakmış, üç yeğeni itiraz ediyor.
Dava, sürüp gider.
* * *
Geçenlerde palavra çıkan bir haber vardı.
Genç adam pantolonunun cebinde, 22 milyar liralık piyango biletini unutmuş, annesi de pantolonu çamaşır makinesine atınca...
Çok kişiye sordular, suçlu “anne” çıktı!
Hiç cebine bakmadan, makineye atılır mı?
Haberin sunucusu kadın isyan etti:
“Kabak dönüp dolaşıp yine kadına patladı!”
Bileti pantolonunun cebine koyup unutan gencin günahı yok mu?
O, erkek değil mi?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget