Dinleme skandalında yeni iddialar - Saygı Öztürk

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin alt katındaki çalışma ofisinde dinleme cihazıyla ilgili SÖZCÜ yeni bilgilere ulaştı. Konutta düzenli olarak arama yapan ekibin, dinleme cihazını önceden bulmaması “cihazı yerleştirenlerle, aramayı yapanlar arasında bağ olduğu” iddiasına neden oldu. Cihazın bulunduğu son aramanın ise bir milletvekiline ulaşan özel bilgi üzerine ayrı bir ekibe arama yapıldığında ortaya çıkarıldığı öğrenildi.

Cihazı gören kamera kurdular
Cihazın bulunduğu odanın belirlenmesi üzerine, bunu yerleştirenlerin ortaya çıkarılması için farklı bir adım atıldı. Binanın elektriği kestirilip, dinleme cihazı cihaz kapalı duruma getirildi. Cihazın bulunduğu bölümü gören yeni bir kamera sistemi yerleştirildi. Böylece, gizli bir biçimde devredışı bırakılan dinleme aygıtının, kim ya da kimler tarafından yeniden çalışır duruma getireceği öğrenilmek istendi.

Elektriği kesip cihazı kapattılar
Bazı iddialara göre, cihazı faal duruma getirmek için bir girişim olduğu, Başbakanın çalışma ofisine rahatlıkla girebilen bir kamu görevlisinin cihaz üzerinde bir çalışma yaptığı belirtildi. Ancak, olayın o günlerde duyulmaması için “güvenlik zafiyeti” gerekçe gösterilip Koruma Dairesi Başkanı, Koruma Müdürü ve 300’ün üzerinde polis koruma görevinden uzaklaştırıldı. Bazı yetkililere göre, cihaz üzerinde oynama yapan kişiye, CD’ye alınan görüntülerinin gösterildi.

Araç dikkat çeker, karargah ev ya da bürodur
İmralı Adasına, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı yetkililerin gittiğini ilk gündeme getiren, girişlerinde İmralı’da kamera sisteminin devre dışı bırakıldığını öne süren eski CHP Milletvekili Bilimiş Uzmanı Tacidar Seyhan, dinleme skandalının farklı boyutlarını SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“Bu vericilerin hafızası yok. Yani kendi içinde kayıt yapmaz. Vericiler 500 metre çapında bir alana belli frekanstan sinyaller yolluyor.Bu sinyal süreklidir. Çünkü cihaz elektriğe bağlanmıştır. Ancak bu sinyalleri alabilmek için 500 metrekarelik bir alan içinde ya bir otomobilden ya da ev veya bürodan kayıt alan bir cihazla takip edilmesi gerekir. Kaç yerde cihaz bulunduysa, bu sinyalleri takip eden birilerinin konuşlanmış olması gerekir.

Cihazı yerleştiren ve aramada bulmayanlar
Araçla görüntünün 7/24 saat konuşlandırılarak alınması mümkün görünmüyor. Araç dikkat çeker. Dinleme için en uygun yer daire ya da bürodur. Eğer, dinleme araçla yapılıyorsa, bu ekip teknik takip desteği alıyor. Başbakanın gideceğini bilecek, kendisi de gidip orada konuşlanacak. Daire ya da bürodan izliyorlarsa devamlı birisinin olması gerekir. Kısaca bu iş bir ya da birkaç kişinin yapacağı bir takip değil, organize bir iştir.

Bu cihazlardan Türkiye’de çok
Dinleme cihazının yaydığı frekansın, sinyal bozucu jammer cihazının etki altına alamayacağı farklı bir frekans olmak zorunda. Bu da ciddi bir uzmanlık gerektirir. Verici ve alıcının cihaz olarak güçlü bir sinyal yayması ve almalı. Bulunduğu iddia edilen cihazlar İsrail yapımı vericilerdir. Bu vericilerin çoğu Türkiye’de bir çok yerde bulunabilen vericilerle hemen hemen aynıdır.

Hayret edilecek asıl nokta
Bu olayla ilgili hayret ettiğim nokta şu: Başbakanlık Koruma Dairesi yeni kurulmuştu. Buraya 300’e yakın görevli yerleştirildi. Bu cihazları bulmak zor değildi. Çünkü, bunun sadece elektrik alan bazı noktalara yerleştirilmesi gerekmektedir. Yani priz, boat, televizyon, radyo, telefon, sensör gibi elektrikli cihazlar içine yerleştirilebilir. Bir frekans tespit cihazı bu böceklerin hepsini anında bulur.

Yerleştirenler ile arayanlar aynı ekipten
Önceki aramalara vericiler bulunamadıysa bunun anlamı cihazı yerleştirenler ile aramayı yapan ekibin ortak çalıştığını gösterir. Bir ekip yerleştirecek, diğer ekip de aramalarda bulamayacak. Yani organize bir iş. Bir arama yapılıyorsa, bunların bulunmaması diye bir şey söz konusu değil.

Deniz Feneri şüphelisi dinlemenin başına
Başbakanın makamında, otomobilinde dinleme cihazları bulunduğunu ilk kez gündeme getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, önemli bir iddiayı daha gündeme getirdi. Tekin, “Deniz Feneri e.V soruşturması” kapsamında adı geçen, ev ve işlerlerinde arama yapılacağı bilgisini şüphelilere ulaştırmakla suçlanan Emniyet Müdürü’nün, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) önemli bir göreve atandığını bildirdi. Ancak, TİB yetkilileri adı geçen Emniyet Müdürünün henüz göreve başlamadığını söylediler.

Gürsel, bu bilgiyi önemli bir kaynaktan aldığını belirtti . Deniz Feneri soruşturması sırasında bir bakanın koruma müdürlüğünü yapan emniyet mensubu, C.Savcıları tarafından ifade için C.Savcılığı’na çağrılacağı aşamada, Savcılara görevden el çektirilmişti. Aynı kişinin, Başbakanlık koruma ekibinin gönderildiği günlerde, o ekipten birisinin Başbakanlığa gelip bazı evrakları almak istediği, aynı Emniyet Müdürünün de duruma müdahale ettiği, bu konudaki soruşturmanın da C.Savcılığı tarafından yürütüldüğü bildirildi.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget