OdaTV davasında gazeteci Soner Yalçın’ın tahliyesi dün bizim camiada büyük sevinç yarattı... Diğer “özel” davalarda hapis yatan onlarca hatta yüzlerce kişinin bulunması ise elbet hüzün ve üzüntü yaratmaya devam ediyor...
Soner Yalçın neden 682 gün hapis yatırıldı... Suçu neydi?
İki yıla yakındır süren davada virüslü belgeler, dayanaksız iddialar öne sürüldü ama elle tutulur bir suç ortaya çıkarılamadı... Mahkeme hüküm veremedi. Daha önce tahliye edilen Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız gibi gazeteciler için de aynı durum geçerlidir...
Yargı kurumu bir cezalandırma mekanizmasına dönüştürülmüştür. Adamı yakala, tutukla, özel imal edilmiş kanıtlarla yargıla, bir süre hapisle cezalandırdıktan sonra serbest bırak... Böylece gazetecileri, senin istediğin gibi gazetecilik yapmadıkları için cezalandır, diğer gazetecilere gözdağı ver.
Uygulanan sistem budur...
Bir ortaçağ sistemidir.
Soner özgürlüğe kavuştu...
70’ini aşmış rengarenk bir insan; Prof. Yalçın Küçük ile Hanefi Avcı içerde kaldılar...
Yalçın Küçük bu davaların siyasi olduğunu şu sözlerle anlatıyordu dün:
- Eğer bir davada sanıklar suçunu bilmiyorsa o siyasi davadır...
Siyasi dava lafı bile çok asil kalıyor. Bunlar hukuktan arındırılmış güdümlü davalar. Tarihe hukuk yarası olarak geçecek...
Özel imal edildiği anlaşılan belgeler, bu belgelerle hapis yatırılan insanlar, ömürlerinin son demlerinde hangi suçun bedelini ödediği bilinmeyen yaşlı başlı adamlar ve onların hayatları zehir olmuş yakınları... Bunlar ülkenin kanayan yarasıdır. Bu kadar gaddarlık kimseye mutluluk getirmez...
Az - gari ücret!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2013 yılında uygulanacak asgari ücreti belirledi.. 740 liralık mevcut asgari ücrete ilk 6 ay için yüzde 4 zam... Aylığa helalinden 34 lira pansuman... Asgari ücretli artık günde 1 simit fazla alabileceği gibi 4 lira da cebine kalıyor! Ne saadet...
Asgari Ücret Komisyonu’nda emekçileri Türk-İş temsil ediyor. Asgari ücretle çalışanların temsilcisi yok. Olmayınca da çıkan sonuç asla değişmiyor. Asgari ücrete yapılan zam hiçbir zaman sadaka düzeyini geçmiyor.
Asgari ücret Yunanistan’da bin 621, İspanya’da bin 772 lira iken Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Asgari ücret rekabet içinde olduğumuz birçok ülkeden kat kat yüksektir” lafı hiçbir anlam taşımıyor.
Asgari ücretin görünür vadede insanca yaşamı sağlayacak seviyeye çıkmayacağı ortada. Buna rağmen asgari ücretle çalışanlara biraz olsun nasıl nefes aldırılabilir? DİSK Genel Başkanı Erol Ekinci dün yaptığı açıklamada şu önerileri dile getirdi.
- Asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır.
- Sabah 06.00 - 09.00 ila akşam 18.00 - 21.00 saatleri arasında ulaşım parasız olmalıdır.
- Eğitimde hiçbir isim altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır.
Bir ülkede insanlar insanca yaşamıyorsa.. Ne kalkınma hızının yüzde bilmem kaç olmasının, ne lider ülke diye hava atılmasının bir anlamı yok... Önce halkının karnını doyuracaksın... Halkın cebine para koyacaksın. Çalışanın insanca yaşamasını sağlayacaksın...
ODTÜ
ODTÜ’lü öğrenciler boykotu sürdürürken... Galatasaray Üniversitesi’nden tepki büyürken... Emekli öğretim üyesi Nuri Akkaş geçtiği notta şöyle diyor:
- ODTÜ’yü kınayan rektör sayısı 40’ı geçmedi... Devlet üniversitelerinin sayısının 100 olduğu düşünülürse bu durum YÖK ve iktidar adına bir yenilgiyi ifade eder...
Özel Özyeğin Üniversitesi’nde bazı öğretim üyeleri ve öğrenciler yayınladıkları bildiride “ODTÜ’de yaşanan polis şiddetini ve üniversiteler üzerinde kurulmaya çalışılan baskıları kınıyoruz” dediler.
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Reşat Volkan Günel hatırlattı ki: “Üniversite yönetimleri öğrenci ve öğretim üyelerinin fikirlerini tek bir kalıba dökerek temsil etme hakkına sahip değildir”
Sonuç... İktidar üniversiteleri yandaş-yandaş olmayan diye ikiye böldüğü gibi her bir üniversiteyi de kendi içinde böldü... Ama bu bölmenin ne huzura, ne eğitime, ne bilime katkısı var...
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Dinimizde
piyango kabul görmez” demiş.
Valla hocam, ortada 45 milyonluk ikramiye varken sizin bu
laf da pek
kabul görmez!
* * *
7 polisin bir vatandaşı dövmesi karakolun kameraları tarafından görüntülenmiş.
Bu vatandaş çok yakında 7 polisi darp
etmekten hâkim karşısına çıkarsa şaşırmayın...
Fahrettin Fidan
Kafes
Ankara Belediyesi 2005 yılında iddialı bir projeye, Söğütözü Kongre ve Ticaret Merkezi’nin yapımına başladı. Merkezin içinde kongre salonları, sinemalar, mağazalar bulunacaktı. Bina tepeden tırnağa demir konstrüsiyon olacaktı. Gerçekten de yüzlerce ton demirden devasa bir kafes inşa edildi. Söğütözü’nde korkunç bir demir yığını oluştu. Derken inşaat aniden durdu. Neden? Efendim kaynak kalmadı...
Binaya o güne kadar Melih Gökçek’in ifadesiyle 71 milyon 501 bin lira harcanmıştı. Ankaralıların 71 milyonu havaya gitti. Tabii para havaya gitmez. Yandaşların cebine girer. Cepler doldu. Demir Kafes şimdi sökülüyor. Madem para yoktu inşaata neden başladınız? Neden 71 milyon lirayı deve yaptınız?
Pek soran da yok ortalıkta...
Yorum Gönder