Başbakan’ın avukatına cevap! - Eren Erdem

Başbakan’ın hukuk danışmanları ve avukatları tarafından “şahsıma” açılan “manevi tazminat davasının dilekçesinde yer alan bir cümleyi sizlere aktarıyorum;”
“Sn. Başbakan hakkında, Hz.Muhammed’in hadisleriyle suç isnadında bulunacak en son grup ve kişilerden biri de Aydınlık gazetesi ve yazarlarıdır. Hayatları İslam ve İslam’ın kutsallarına karşı mücadele ile geçen kişilerin hadisleri aracı kılacak bu konuda söz söyleme hak ve hadleri yoktur!”
Evet! Görüyorsunuz! Bu kafanın “din-i İslam’ı” ne kadar tekeline aldığını görüyorsunuz. Yıllar boyu İslam düşünce sistemini analiz etmiş, ömrünü Kur’an’a adamış, hayatı boyunca bu işin eğitimini almış, İslam dininin temel kaynaklarına vakıf olmuş, bu konuda 7 kitap yazmış ve halen yazmakta olan, yüzlerce konferans, tv programı ile; birçok ilahiyatçı ve İslamcı mütefekkir ile aynı karede bulunmuş şahsımı “İslam düşmanı olarak mahkemeye sevk etmiş bir hukukçu görüyoruz...”
Ayrıca dava dilekçesinde “ilgili hadis ile alakası olduğu ifade edilen açıklamalar da mevcuttur.” Açıklamaların hiçbiri, Orijinal metinde yer almayan ifadelerdir. Uydurmadır.
Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine sunulan bir dava dilekçesinde, bu denli ilginç yönlendirmelerin ve mahkemeyi etki altına alıcı cümlelerin, Başbakan’ın hukukçuları tarafından kaleme alınması çok garip değil midir?
25.000 TL “manevi tazminat” talebi ile açılan davanın hedefindeki makalede “şahsıma ait bir tek hakaret mevcut mudur?”
Bir avuç yiyici, peygamber düşmanı, kenzci, saltanat düşkünü, kalkıp dini “babasının ocak direği” gibi görerek ve göstererek, hangi güdüsünü tatmin etmeye çalışıyor. Başbakan’ın hukuk danışmanları “dinden ne anlıyor ki, benim dindarlığımı tartışmaya açıyor.” Bu ne kadar densizce, ahmakça bir tutumdur! Benim Allah ve Resulüne olan tabiiyetimi tartışmaya açacak kadar, üstelik bunu resmi bir dava dilekçesinde dile getirecek kadar küçülmüş, düşmüş bir zihniyet; ne kadar Peygamber davası güdebilir? Bu saçmalığın yaşandığı başka bir ülke var mıdır.
Bu terbiyesizlik, kabul edilebilir bir terbiyesizlik değildir. Yahu adam! Aç davanı, kazan, ne yaparsan yap! Benim ne olduğuma, neye inandığıma karar verecek merci olarak kendini görmen de ne oluyor? Benim yazdığım kitaplarda geçen ayet ve hadis sayısı kadar ayet ve hadis okudun mu? Ya da başını 2 rekat secdeye koydun mu da, kalkıp bana ahkam kesiyorsun!
Meclis’te Hıristiyan, pazarda Yahudi, Camii’de Müslüman olan bir tip; faizi “kâr payı yapıp” şeytanı (ABD’yi) müttefik edinen bir şuuraltı, beni; “üstelik resmi mercilere” dinsiz diye şikayet ediyor. Utanın! Azıcık aynaya bakın da, şu yazdığınız cümlenin; Türkiye hukukunu taşıdığı yeri, koskoca Başbakanı götürdüğü yeri hesap edin...

Utanın!

Gerçi “bu duygunun sizde olduğundan emin değilim ya...”
Evet, 25.000 TL “manevi tazminat” istemli davanın nedeni olan yazım ortadadır.İlgili makalemi “www.aydinlikgazete.com” internet sitesinden okuyabilirsiniz. Makalemin başlığı; “Başbakan Hain ve Hırsız mıdır?” Kendimi ihbar ediyorum! Evet, ben yazdım. Allah ve Resulü’nün kavlinden yazmaya devam da edeceğim. Kitaplarım ortadadır! Buyrun dava açmaya, itham etmeye, iftira etmeye devam edin!
Lakin unutmayın! Siz bana değil, Hz. Peygamber efendimizin bir “hadisine” dava açtınız. Sizin kavganız benimle değil! Allah ve Resulü iledir.
Bunu aklınızdan çıkartmayın! Vatikan papazları önünde secdeye kapanan imamlarınızın sizi kurtarabileceği bir geleceğiniz yoktur. Çünkü ziyan, Allah ve Elçisiyle savaşmış “kenzci müşriklerin safında olanlardan yanadır..”
O nedenle gafillere ‘basiret diliyorum’
Başbakan’ın etrafında ki hukukçuları iyi seçmesini, bu tür “ayrımcı-bölücü” tiplerle yola çıkmasının neticesinde bu tür durumları sıkça yaşayacağını hatırlatır, tüm okurlarımı en yürekten selamlarımla selamlarım!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget