'Hazret' kelimesi dilimizde; 'ulu, yüce, kutsal' anlamında
kullanılagelmiştir. Hazret-i Muhammed gibi...
Gel gör ki günümüzdeki 'yeni
tip Sünni dinciler' katillere bile 'hazret' diyebiliyorlar.
İkide bir Haber
Türk kanalına çıkartılan yeniyetme bir masalcı, Hazret-i Hamza'nın katili
Vahşi'yi bile Hazret-i Vahşi diye anabilmektedir.
Diyeceksiniz ki Vahşi
kimdir?
Vahşi; Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in bir numaralı düşmanı olan
Ebu Süfyan'ın kölesi idi. Mekke'nin en büyük tüccarı ve zengini olan Ebu Süfyan;
Hz. Muhammed'i yok etmek için 624'te oğlu Hanzala'nın komutasında bir ordu
yolladı. Müslümanlar; bu orduyu Bedir'de karşıladılar. Hazreti Hamza'nın ve
Ali'nin olağanüstü yiğitliğiyle Mekkeliler yenildi. Öldürülen 77 kişiden 22'si
Ali'nin kılıcıyla can vermişti. Bunların arasında Ebu Süfyan'ın oğlu; ordu
komutanı Hanzala da vardı.
Hanzala; daha sonra Hz. Ali'ye karşı isyan edecek
olan Muaviye'nin ağabeyi idi.
HİND HAREKETE
GEÇİYOR
Bedir'de yenilen Ebu Süfyan ertesi sene başında bulunduğu
daha kuvvetli bir ordu ile Medine'ye saldırdı. Bu arada Ebu Süfyan'ın karısı
Hind; intikam peşindeydi. Bu amaçla Vahşi isimli savaşçı kölesini, savaşta Hz.
Hamza'yı öldürmesi için şartlandırdı.
Uhud'da yapılan çatışmada ilk anda
Müslümanlar baskın geldiler. Mekkelilerin malını yağmalama sevdasına düşen
Müslümanları; Mekke askerinin süvarilerini yöneten Halid bin Velid arkadan
bastı. 'Allahın Kılıcı' diye bazılarının ululadığı Halid bin Velid'in
saldırısıyla Müslümanlar bozguna uğradılar, dağıldılar. Hz. Muhammed yaralandı.
Peygamberin yanına Ali ve birkaç kişi yetişerek onu kurtardılar.
Bu arada
Vahşi; attığı mızrak ile Hz. Hamza'yı vurup öldürdü. Hind; bunu öğrenice varıp
Hamza'nın ciğerini söktürdü ve bir parçasını çiğ çiğ yedi. Bu yüzden de adı
'akiletü'l ekbad' yani Çiğer Yiyen kadın olarak kaldı.
İşte Uhud'da bu kanlı
cinayeti işleyen katile; onu yönlendiren Hind'e, bu kadının kocası Ebu
Süfyan'a bile günümüzün yeniyetme Sünnileri 'Hazret' diyebiliyorlar. Hatta
'cennetlik' gösteriyorlar. Bunlar; Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye'yi de hazretlikte
göklere çıkartıyorlar.
Şimdi bu zevata soruyorum:
Eğer Ebu Süfyan; hazret
ve cennetlik ise, bu adamın can düşmanı Muhammed Peygamber neliktir?
Eğer Ebu
Süfyan soyu iyi ve ulu ise Hazret-i Muhammed soyu (Ehl-i Beyt) nedir
Ve neden
kendini dindar gösteren piyasa Müslümanları hep Muaviye ve soyunu överken;
Peygamber soyunu ağzına almaz?
Siz onların hiç Ehl-i Beyt dediklerini
duydunuz mu?
Demezler de övmezler de... Çünkü bunlar gerçek Müslümanlığın
temsilcileridir.
Hazreti Muaviye derler; çünkü o bir zalimdi, katildi,
gasıptı.
Onun düzeni; saltanata hizmet edenleri mala ve paraya
boğdu.
Bugün işte mal ve para peşinde koşanlar; Ebu Süfyan soyunun; o
lanetlik soyun peşinde koşturmakta; İnternetteki sitelerinden bunlara yalan
hadisler üzerinden övgüler dizmektedirler.
***
Yarın yeni bir yıla daha
giriyoruz.
Geleceğin; gidenden daha iyi olması dileğiyle seviniyoruz;
eğleniyoruz.
Bunu; 'Gavurluk' gibi gösterenler; işte bu Ebu Süfyancı
takımıdır.
Belirtelim ki Peygamberimiz zamanında, Medine'ye Habeşistan'dan
çalgıcı-oyuncu takımı gelmiştir. Bu ekibe yer bulunamayınca yüce Peygamber;
'Mescid ne güne duruyor, orada oynasınlar.' demiş ve kendisi de burada oynayan
Habeşlileri; yanında eşi Ayşe olduğu halde izlemiştir.
Ne yapacağız; şimdi
İslam Peygamberini de İslam dışına mı atacağız?
Aşırıya kaçmadan eğlenmek,
yemek içmek herkes gibi Müslüman'ın da hakkıdır.
Yorum Gönder