CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ünlü psikolog ve psikiyatristlerle bir araya gelip
“Nedir bu Allah aşkına, siyasiler neden böyle konuşuyor.
Başbakanın ruh halini soracağım” dedi. Siyasilerin üslubundan
hemen herkes şikayetçi. Konuşmaları toplumu yatıştırmak yerine
daha da geriyor.
Ankara Üniversitesi Politik Psikoloji
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr Abdülkadir Çevik’e
hem liderleri, hem de toplumda bu gerilimin düşürülmesi için neler
yapılacağını sordum. İşte, Çevik ağzından liderlerimizin
toplumda yarattıkları algı:
Erdoğan: Aşağılıyor,
küçümsüyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade tarzında
yüksek sesle konuşuyor olması ve konuşmanın içeriğinde doğru
şeyler söylese bile bu ses tonu ve karşı tarafı küçük gören,
aşağılayan tavrı var. Geçmişte yaşanmış olayları günümüzde aynı
kefeye koyan tavrı ister istemez muhalefette bir gerginlik,
tedirgin yaratıyor. Örneğin, tek parti döneminin ve ikinci Dünya
Savışı koşullarında izlediği politikanın halkta yarattığı
olumsuzluk duygularını gündeme getirmesi ister istemez şimdiki
CHP’lileri kızdırmaktadır.
Bir parti lideri olarak konuşma
tarzı ile Başbakan olarak konuşma tarzının farklı olması gerekir.
Başbakan olarak, kendi takipçilerine yönelik mesajlar değil,
toplumun bütününü kucaklayan bir üslup kullanması gerekir.
Padişahlık geleneğinden gelen bir toplum olduğumuz için halk
liderden her zaman herkese eşit yakınlık ve uzaklıkta olmasını
bekler. Tıpkı bir ailedeki anne-babanın çocuklarına olan tavrı
gibi.
Anne-baba çocuklarına eşit mesafede yakın olduğunda,
o aile içinde çocuklar da kendilerini anne-babaya aynı yakınlıkta
hisseder. Ancak, anne-baba çocuklarına farklı davranırsa çocuklar
arasında bir çekişme olur, anne-babaya da farklı davranırlar. Bugün
ülkemizdeki tablo buna benzemektedir. Başbakanın önemli bir
özelliği de yarattığı algı bakımından çok doğal olmasıdır. Çok
fazla kendini kontrol etme ihtiyacı duymuyor. Bu da kendisine olan
aşırı güvenle ilgilidir.
Kılıçdaroğlu: Ses tonu, mimik ve
jestlerini kullanamıyor
CHP Genel Başkanı Kemal
kılıçdaroğlu’nun üslubu daha yumuşak ve kucaklayıcı görünse de,
etkili olamamaktadır. Etkili olabilmesi için ses tonunu, mimik ve
jestlerini kullandığı kelimelere, cümlelere ve içeriğine göre
ayarlaması gerekiyor. Ancak o zaman daha kendini ortaya
koyabilen, ses getirebilen bir lider imajı
çizebilir.
Kılıçdaroğlu’nun, bana göre bir eksiği de
topluma umut veren ve gelecek vizyonuyla ilgili bir algı
yaratamamış olmasıdır. Örneğin, Başbakan 2023, 2071 vizyonundan
söz ediyor. Kılıçdaroğlu ise umut verme konusunda yetersiz kalıyor.
Sürekli Erdoğan’ın peşinden gitmesi onu daha çok pasif konumda
tutuyor. Muhalefetin de gündem yaratacak bir güçte olması
lazım.
Bahçeli: Sanki devleti o yönetiyormuş gibi
MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çok disiplinli, titiz,
mükemmeliyetçi ve her hangi bir olumsuz olay yaşanmamasını
isteyen, her şeyi idare etmeye çalışan bir lider imajı çiziyor.
Sanki muhalefet partisi değil, Devleti yönetiyormuş gibi bir
izlenim veriyor. O zaman da bir muhalefet partisi lideri gibi imaj
yaratmıyor. Hatta iktidarın peşinden sürükleniyor izlenimine
yol açıyor. Bahçeli’nin yerine konuşan MHP sözcüleri daha farklı
davranıyor. Bahçeli’nin de hakkını yemeyelim, kendi partisinin
aleyhine de olsa devleti ön planda tutuyor.
Eş başkanlar:
Lider olarak görülmüyor
BDP’li eş başkanları Selahattin
Demirtaş ile Gültan Kışanak, parti lideri olarak görünmüyorlar.
Sanki, Abdullah Öcalan’ı temsil eden yardımcılar gibi. Bunlar da
kendilerini lider değil, eş başkan olarak tanımlıyor. Lider
vasfına kavuşmaları için Kürt vatandaşların tümünü zorla temsil
etme gibi bir tutumdan vazgeçmesi gerekiyor. Üslupları çok tahrik
edici, ırkçı söylemleri çok tehlikeli. Birlik, bütünlük,
kardeşliği işlemek yerine bölücü söylemlere fazla yer
veriyorlar. Bu da tepkilere yol açıyor.
Prof.Dr. Çevik,
bakanlar arasında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı beğeniyor.
“Çünkü, kendi yaptıklarına da gülebiliyor. Bu da onun daha güçlü
olduğunu gösteriyor” diyor. Çevik, milletvekillerinin TBMM’de
hırçın davranışlar içinde bulunmalarının temelinde “kendi birey
psikolojilerinden sıyrılıp, grup psikolojisinin altına
girmeleri”ne bağlıyor, bunun da toplumda iyi bir örnek olmadığını
kaydediyor.
Diyalog kültürü gelişmemiş
Psikiyatrist
Abdülkadir Çevik, “Türk toplumunda diyalog kültürü maalesef
yeterince gelişmemiştir” görüşünde. Çevik, Son günlerde sıkça
kullanılan Başbakan’ın “gençlere taş ve molotof verip sokağa
salıyorlar”, diğer liderin “başbakanın kimyası bozuldu” gibi bir
dil ve üslup kullandığında bunun özellikle gençlik çağındaki
gruplar demokratik bir hak olan ifadeyi şiddete
dönüştürebileceğini belirtiyor.
Yeni bir yıla, yeni bir
üslupla girilmesi gerekiyor. Yoksa, kaybeden hepimiz oluruz.
Yorum Gönder