Çakallar Ulurken - Işıl Özgentürk

ODTÜ’de öğrenciler en doğal hakları olan bir protesto eylemi yaptılar, polis acımasızca üstlerine yürüdü ve çakallara gün doğdu.
Ne biçim bir kin varmış, o kapkara yüreklerinde!
Ve nasıl bir merhametsizlik!
Ölüm bile onların yanında ne kadar da masum!
Bu ülkenin geçmişindeki ve şimdiki tüm cesur, devrimci ve de solcu insanlara saldırmak için nasıl da fırsat kolluyorlarmış!
Usulca, sine sine çıktılar inlerinden. Şehvetten gözleri dönmüş, şimdi bizim zamanımızdır, dediler. Şimdi karanlık ve çakalların zamanı!
Ulumaya başladılar.
Önce 68 kuşağına kara çaldılar.
Nasıl olsa en güzel insanları darağaçlarında, bu ülkenin dağlarında gaddarca öldürülmüşlerdi!
Onlardan bugünün gençliğine ne miras kalabilirdi ki…
Ama çakallar anlayamazlar, çünkü onlar ancak karanlıkta leş yemeyi bilirler!
Hiçbir gün emek verip, yaşamın herhangi bir anında, dayanışmanın, paylaşmanın ve kardeşliğin ne demek olduğunu anlamaya çalışmamışlar. Onların yegâne bildiği, karanlıkta birbirlerini bile gözeterek, bir sürü halinde dolaşmaktır.
İnsanı tiksindirecek kadar, insanı sevmeyen bir topluluktur bu.
Sinsiliği sanki doğuştan öğrenmişlerdir ve bilir bilmez konuşurlar. Çünkü cahildirler. Ne 68 olaylarının gerçeğini bilirler, ne o günlerde bir toprak mitingine katılıp köylülerle birlikte Tam Bağımsız Türkiye!diye slogan atmanın ne demeye geldiğinin bilincindedirler.
Yapabildikleri tek şey, karalamak! Yalan söylemek! Çünkü bu ülkede yaşanmış doğrudan yana ne varsaince bir su gibi toplumsal belleğin kılcal damarlarına usul usul akacağını bilmiyorlar. Çünkü bir geçmişleri yok! Bu dünyadaki en korkunç yaşam biçiminin, anısız, geçmişsiz bir yaşam biçimi olduğunu, hep kapkara bir boşluk içinde yaşadıklarını kimseler onlara söylememiş.
Çünkü onların belleklerinde hiçbir acı, hiçbir insani an yok. Yiyorlar, içiyorlar ve sürekli nedense solu karalamak için paralanıyorlar. Neden bu kadar düşmansınız bu sola? Sürekli neden 68-78 olaylarını karalamak için parçalanıyorsunuz. Size ne yaptılar?
Keyfiniz yerinde, size benzeyen kişilerle bol bol programlara çıkıyorsunuz. Birbirinizi yağlamaktan ve solu karalamaktan başka bildiğiniz hiçbir şey yok! Evet, evine ekmek götüremeyen bir babanın acısı size öylesine uzak ki, o babanın acısını içlerinde duyanlara hayret edebilirsiniz, hatta bu acıyı duydukları için onlardan nefret edebilirsiniz.
Çünkü siz, güvendiğiniz AKP iktidarı olmadığında, gerçekten bir hiçsiniz! Ne kadar duygularınız alınmış gibi olsa da, içten içe bir kocaman hiç olduğunuzu biliyorsunuz.
En kötüsü sizin kahramanlarınız yok! Oysa bizim kahramanlarımız öylesine çok ki, dağlarda türkü haykıranlar da, faili meçhul cinayetlerde ölenler de, Madımak’ta yakılanlar da, Diyarbakır Cezaevi’nde en ağır işkencelere uğrayanlar da, yaşı büyütülüp idam edilenler de, evet hepsi bizim kahramanlarımız!
Siz belki de en çok kahramanları olmayan bir sürü olduğunuz için bu kadar nefret dolu, bu kadar sol düşmanısınız!
Ama nafile, sizin kahramanlarınız olmayacak, çünkü hep birlikte bildiğiniz tek şey leş yemek!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget