Dinlenenleri ne zaman dinleyeceğiz? - Can Ataklı

Başbakan aradan tam bir yıl geçtikten sonra “Benim ofisimde de böcek bulundu” açıklamasını yaptı.
Bir yıl neden bekledi de şimdi açıkladı, orası bir muamma tabii ama, tüm ülkeyi saran “Kim dinledi?” sorusu açıkçası çok fazla ilgimi çekmiyor.
Çünkü bu işin hükümete bir getirisi olacaksa zaten yakında “dinleyen” kimse ortaya çıkarılır. Gözaltılar, tutuklamalar olur.
Benim merakım başka. Başbakan’dan sonra bazı bakanlar da sıraya girdiler ve kendilerinin de dinlendiğini açıkladılar.
Daha önce de bazı bakanlar ve AKP’nin ileri gelenleri dinlendikleri konusunda şüpheleri olduğunu söylemişlerdi.
Bütün bunlar doğruysa demek ki ortada bir sürü “dinleme kaydı” var.
Peki vatandaş olarak bizler bunları ne zaman dinleyeceğiz?
Bu dinlemelerde dinlenenler kimlerle neler konuşmuşlar?
Bunları öğrenebilecek miyiz?
Tabii biliyorsunuz bunları öğrenmek “resmi” yollardan olmuyor. İnternet denilen bir şey var, oraya düşüyor. Her nasılsa..
Bugüne kadar Genelkurmay Başkanı dahil, kuvvet komutanları, generaller, aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler ve sanatçılarla ilgili birçok “dinleme kaydı” dinledik internete düşmesi sayesinde. Aklımıza hiçbir zaman “Kim dinlemiş bu kişileri?” demek gelmedi.
Sonra kasetler furyası yaşadık. Baykal’la başladı, 6-7 MHP yöneticisinin kasetleriyle devam etti.
Yine kimsede tık yok, kimse “Kim çekti bunları?” diye merak bile etmedi.
İktidar ise oralı bile olmadı.
Şimdi bambaşka bir durumla karşı karşıyayız. Başbakan dinlendiğini açıkladı. Herkeste bir merak “Kim dinledi?” diye.
Nedense “Acaba dinlenen konuşmalarda ne var?” diye sormak kimsenin aklına bile gelmiyor. Ama şurası gerçek, eğer Başbakan dinlenmişse, şu anda Türkiye’de ya da dışarıda birilerinin elinde bu dinlemelerin kayıtları duruyor.
Peki ne olacak bu kayıtlar?
İnternete düşecek mi?
Yoksa birileri bir fırsatını mı bekliyor?
Veya, iktidar zaten kimin yaptığını biliyor da, olası bir savaş öncesinde rakibin kozlarını elinden almak için mi bu operasyonu yaptı?

*****
Kılıçdaroğlu, Kırca ve vicdan

Pazar günü Bostancı Kültür Merkezi’nde Sanatçı Girişimi’nin bir etkinliği vardı. Sanatçılar iktidarın özgürlükler üzerinde yaptığı baskıları kınamak için bir araya gelmişlerdi. “Reddediyoruz” diyen sanatçılar binlerce kişiyle kucaklaşarak gerçekten görkemli bir gün yaşadılar, yaşattılar.
Ancak bu etkinlik Levent Kırca’nın yaptığı bir konuşma nedeniyle şimdi iktidar ve yandaş yalakalarının toplu lincine maruz kalıyor.
Önüne gelen Levent Kırca’ya ağır hakaretlerde bulunduğu gibi “muhalefet etme dersi” vermeye kalkıyor. Hemen söyleyeyim, Levent Kırca’nın konuşması çok kötüydü. Kendisine de yakışmadı, temsil ettiği siyasi görüşe de.
Ayrıca bir de yanlış yaptı. Kılıçdaroğlu’nun kendi sırasını aldığını, üstelik çekip gittiğini söyledi.
Gerçek bu değil. Kılıçdaroğlu Sanatçı Girişimi’ne kendi katılmak istedi. İzmir’deki programını yarıda kesip İstanbul’a geldi, etkinliğe kısa bir süre katılıp Ankara’ya gideceğini söyledi. Yapılan teklife rağmen “konuşmayacağını” ve bunun ayrıca doğru da olmayacağını belirtti.
Ancak ısrarlar üzerine gitmeden hemen önce sahneye çıktı ve kısa bir konuşma yaptı. Gideceği zaten belliydi, biliniyordu.
Bu nedenle Levent Kırca’nın eleştirisi doğru değildi.
Levent Kırca yaptığı konuşmanın kötü olduğunu kendisi de kabul etti ve özür diledi. Ama yandaş yalakaların eline fırsat geçti ya, çok iyi bildikleri linç kültürünü ısrarla sergilemekten hiç çekinmiyorlar.
Oysa biraz da vicdan. Kırca “Ülke dönekler, yandaşlar ve kaypaklarla doldu. Vatan hainleri bir bir artıyor” dedi. Peki yalan mı?
Sanatçılar, gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler hatta askerler arasında bu tanıma uyan pekçok kişi yok mu?

*****
Alkol denetlemelerinde fişleme

Olayı ben yaşamadım ama, yakından tanıdığım bir televizyoncu meslektaşım anlattı. Gerçekten çok şaşırtıcı bir uygulama.
İstanbul’un pekçok yerinde her akşam trafik polisleri “alkol denetimi” yapıyor.
Gazeteci arkadaşım bir mesleki toplantıya ve ardından verilen kokteyle katılmış. Kokteylin başında yarım kadeh kadar şarap içmiş.
Gece alkol kontrolü sırasında yüzde 14 promil alkol çıkmış. Bu yasal sınırın altında.
Nitekim trafik polisi “Sınırın altındasınız” dedikten sonra “Ancak bir kayıt yapmaları gerektiğini” söylemiş.
Gazeteci arkadaşım şaşırmış tabii. “Ne kaydı bu?” diye sormuş. Polisler mantıklı ve doyurucu bir açıklama yapmamışlar sadece “Kural böyle, yasal sınırın altında da olsa, alkol varlığı saptandığında kayıt yapılıyor” cevabını vermişler.
Peki bu kayıtlar acaba ne işe yarıyor? Sınırı aşmasa da içki içenler mi sayılıyor, potansiyel içkiciler mi belirleniyor?
Trafik kayıtlarında içki içtikleri bilinen ama yasal sınırı aşmayanları ileride bekleyen bir şeyler olabilir mi?
Çok şaşırtıcı değil mi?

*****
Birden derin devlet ve çete çıktı ortaya yine

Başbakan “derin devletten” yakınıyor. “O bir virüstür” diyor. Derin devlet farklı bir şey olsa da, AKP iktidarı döneminde bu kavram, AKP hükümetini yıkmak için darbe planlayanların örgütü gibi sunuldu hep.
Milletin beynine bu kazındı. “Derin devlet” dendiği anda herkes bunun hükümete karşı bir yapılanma olduğunu algılıyor. İyi bir algı yönetimi, yıllardır iktidar bundan ekmek yiyor.
Ama yine de bazı boşluklar var. Ergenekon ve Balyoz adı altında içeri atılan yüzlerce kişinin “dinlemeler, fişlemeler, izlemeler” yaptıkları söylenmişti.
Ancak ne gariptir ki, bu herkesi izleyen, fişleyen, dinleyen ve kayda geçirenlerden birinde bile iktidarla ilgili bir dinleme kaydı bulunamadı.
Üstelik her nasılsa herkesi izleyen, fişleyen, dinleyen kişiler başkalarının yaptıkları dinlemelerle, izlemelerle suçlandılar.
O sırada kimse derin devletten ya da çetelerden söz etmedi.
Şimdi Başbakan’ın dinlendiği ileri sürülüyor, arkasında derin devlet ve çeteler aranıyor.
Peki Ergenekon ve Balyoz nedeniyle içeri atılanları (yasal olanlar hariç) dinleyenler, izleyenler, kayda alanlar kimlerdi?
Onları dinleyenlerle, bugün iktidar yetkililerini dinleyenler aynı mı ayrı mı?

*****

Toplumsal şiddet trafikte de var. Karşınızdakini uyarmak bile kavga sebebi olabiliyor. Konuyu sloganlaştırırsak: “Trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım; soluğu hastanede alalım!” (Gani Yıldız)

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget