Başbakan ODTÜ ‘yü işgale mi gitti? - Tünay Süer

10 senedir iktidarda olan ve tek başına meclisi, hükümeti, orduyu, savcıyı, hukuku yöneten, bir dediği ikilemeyen başbakan Erdoğan’ın nasıl korunduğunu biliyoruz. Evindeki çalışma bürosundan, meclisteki odasından böcek çıktı haberini okuyunca ben de karafatma filan çıktı sandım!
Sonradan hatırladım bunu yaklaşık bir sene önce duymuştum. Galiba başbakanın ameliyat olduğu günlerdeydi.
Allah Allah! Yine mi acaba diye düşündüm. Sonra hadi canım en aşağı 400 polisle korunuyor, evinin orada sokaklar bile nöbetçilerle çevriliyken ve bırakın böceği(Ses dinleme cihazı ) uçan sinek bile o istemedikten sonra yanına, evine yaklaşamaz.
O halde varsayalım bu geçen seneki olay (!) oldu. Pardon bu sene de üçlenmiş prizden çıkmışmış. Bunu dile getirmesi büyük ustalıkla gündemi değiştirmek ve de mağduru oynamak istemesinden başka bir şey değildir.  Bu arada sessiz sedasız para basan köprülerimiz, oto yollarımız 25 seneliğine özelleştiril iverdiler.  Büyük usta halk ile çok rahat oynuyor.
NTV deki konuşmasında istediği zaman gündemi çok rahat değiştireceğini gülerek anlatmıştı.
ODTÜ nün savaş alanına dönmesi.
18 Aralık 2012 tarihinde "Yazılımların yüzde yüzü, donanımın ise yüzde 80'i ülkemizin insanları tarafından yapıldığı söylenen, yüksek çözünürlüklü Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılmasını televizyonlardan izledik.
Ne yalan söyleyeyim ben de sandım ki Türkiye’den fırlatılıyor!
Ya, bizde uzay istasyonu ne zaman yapıldı acaba? Nasıl atladım bu haberi diye hayıflanmıştım.
 Meğer mübarek! Çin’den gönderiliyormuş.
1.sini ne zaman, nereden attık diye düşünüyorum şimdi.

 Ülkenin Cumhurbaşkanının davet edilmediği ODTÜ deki bu tarihi (!) törene katılan başbakan Erdoğan neden 3500 polis ve zırhlı araçlarla gitti acaba?
Orada 500 kadar öğrenci genç YÖK’ü protesto için (ki demokratik haklarıdır) toplanmışlar slogan atıyorlar.500 öğrenciye kişi başı 7 polis eder bu. Düşünün artık.
Vay sen misin başbakanın geldiği zaman slogan atan diyerekten polis ordusu orantısız güç kullanarak çocuklara cop, biber gazı Allah ne verdiyse girişmeye başlıyor.
Bir gencimizin başına gaz mermisinin kovanı isabet ediyor. Çocuk yere yığılınca arkadaşları yardıma koşuyorlar ve tabi bizim aslan polisimiz bu arada onlara da girişiyor.
Slogana karşı biber gazı, polis copu, nedir bu durumumuz ya? Bu nasıl demokrasidir böyle.
Özgürlük alanı olması gereken üniversitelerimizde neler oluyor böyle.
Üniversitelerimizin bilim yuvaları olması gerekirken polis talim yeri gibi oluyor.
Sanki Türkiye’de değil de bu çocuklarımız düşman bir ülkedeler.
Ayıptır, günahtır.
Bu arada bazı üniversitelerin Cumhurbaşkanı Gül tarafından atanan rektörleri de bu orantısız gücü kınayacaklarına neredeyse oh olsun diyecekler.
Bakınız TUNCELİ Üniversitesi Senatosunun aldığı karara göre Rektör Prof. Dr. Durmuş Boztuğ Göktürk-2 uydusunun fırlatılması sırasında ODTÜ öğrencilerinin Başbakan Erdoğan'ın gelişini protesto etmek için yaptıkları eylemi sert bir dil ile eleştirmiş.
Bununla da yetinmeyerek polise methiyeler dizmiş.
Tunceli'nin dağlarında mağaralarında 24 teröristi canlı olarak ele geçirmek için 2 gün boyunca samimi, ihlaslı bir mücadele vererek, devletin güvenlik kuvvetlerinin ne derece samimiyetle çalıştığını kamuoyu bilmektedir" Demiş.
Öğrenci eyleminin demokratik ifade özgürlüğünün dışında olduğunu savunarak, eylemin terör ve şiddet içerdiğini söyleyen sayın rektörün terör ve teröristi tarif etmesini isterim. Kendini korumak ne zamandır terör olmuş?
İktidarı eleştiren Türkiye’nin % 51 ‘i demek ki bu rektör efendiye göre terörist.
Bunların zikri neyse fikirleri de o.
Hatırlarsanız Van Elite World Hotel’de “Medresetüzzehra sempozyumu” düzenlemiş, bu sempozyumda “Said Nursi’nin eğitim felsefesi” üzerine görüşler dile getirilmiş ve katılımcılar tarafından bildiriler sunulmuştu. Van 100.Yıl Üniversitesi Rektörü Peyami Battal ve Van Valisi Münir Karaloğlu medreselerin tekrar açılmalarını istemişlerdi. Oysaki Medreseler l924 yılında çıkartılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kaldırılmış, laik eğitim sistem getirilmiştir.
Polislerimize gelince aldıkları emirleri uyguluyorlar elbette.
Bu arada iyi poliste var elbette ama kendi düşüncesinde olmayana tahammül etmeyen şiddet uygulayanı da var.
Bakınız bugün televizyonlarda İstanbul Kâğıthane Karakolunda asker kaçağı olduğu iddiasıyla yakaladıkları bir genci 9+10 polisin linç edercesine nasıl dövdükleri, başına indirdikleri tekmeleri yüreğimiz acıyarak izledik.
Başbakan ülkenin başbakanı olduğunu unutarak ODTÜ olaylarındaki polis gücüne methiyeler dizer, tebrik ederse artık gerisini düşünmek bile istemiyorum.
Askeri sevmeyen başbakanımızın polise bu kadar yakınlık duyması, aferin demesi bana Hitlerin Gestapolarını hatırlattı.

Başbakan Erdoğan’ın dilinde şimdilerde yine derin devlet var. Nedir bu derin devlet, kimlerin elindedir bilmek isteriz. Yine söylüyorum 10 senedir iktidarda olan başbakan bunu çözememişse demek ki dersini iyi çalışmıyor demektir bu.
Bu arada ODTÜ olaylarına büyük tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şu sözleri söylemekte hak sız mı?
Yasadışı dinlemelere ortak tepki göstermek zorundayız. Yasadışı dinlemeyi yasal hale getiren uygulamalar var. Eğer siz bazı gazetecileri dinlemek için sahte isimlerle yargıdan karar çıkarıyorsanız bu da daha vahim bir suçtur.
Dinlemeden şikâyet eden bir Başbakan buna ne tip bir tepki verdi?
Yasadışı dinleme yapan kamu görevlileri hakkında bugüne kadar AKP ne yaptı?

Kılıçdaroğlu’nun bu görüşüne gönülden katılıyorum.
Evet, AKP ne yaptı?
Yalnız bu mu?
Türkiye’yi aydınlıklardan alıp bu kara günlere saldı.
Üniversiteler tam karışırsa ne olacak ülkenin hali acaba?
Allah sonumuzu hayır eylesin…
Sevgiyle kalın.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget