Mustafa Kemal’in askerleriyiz; çünkü - Mustafa Mutlu

Ankara büromuzda çalışan başarılı muhabir kardeşim Kıvanç El‘in haberi, pazar günkü VATAN‘ın manşetiydi:
CHP, “asker partisi” imajını yıkmak için bir adım daha atıyormuş... Partinin düzenlediği mitinglerde bundan böyle, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganının yerine, “Mustafa Kemal’in yurttaşlarıyız” sloganı atılacakmış!
Yeni sloganın mimarı da Parti Meclisi‘nin 25 yaşındaki en genç üyesi Umut Akdoğan‘mış...
Umut kardeşimiz aynen şöyle diyormuş:
“Atatürk yaşasa ve biri ona ‘Biz senin askeriniz’ dese, ‘Savaş bitti çocuk’ derdi...”
Umut Akdoğan‘ın bu önerisini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da çok beğenmiş ve böylece eski slogan tarih olmuş!

***
CHP‘nin bu yaklaşımı bile; bugünkü yöneticilerin “cumhuriyet”i de Atatürk‘ü de anlamadıklarını kanıtlamaya yetiyor...
Biri Atatürk‘e, “Biz senin askeriniz” dese; o asla senin söylediğin yanıtı vermezdi Sevgili Umut...
Sadece, “Aferin çocuk” derdi!
Neden mi?
Bak o zaman, iyi oku:

***
Tarih 9 Eylül 1922...
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı‘nı zaferle bitirmiş, İzmir‘de...
Çevresindekiler ona, “Çok yoruldunuz Paşam, herhlde çiftliğinize çekilir dinlenirsiniz” diyor...
Onun yanıtı aynen şöyle oluyor:
“Hayır asıl savaş şimdi başlayacakÖ Bu savaş, cahilliğe ve gericiliğe karşı yapılacaktır...”
Sonra da bu savaşın detaylarını verir:
“En mühim, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, müstakil, şanlı yüksek bir cemiyet halinde yaşatır, ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder... Bazı şeyler vardır ki bir kanunla, bir emirle, bir düdük çalarak düzeltilebilir. Ama bazı şeyler vardır ki, kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğumuz halde düzelmezler. Fesi atar şapkayı giyer adam, ama alnında fesin izi vardır. Siz sarıkla gezmeyi yasaklarsınız. Kimse sarıkla dolaşmaz. Ama bazı insanların başındaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet, binlerce yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz; boğuşursunuz onunla sadece... Yeni bir zihniyet, yeni bir etik yerleştirinceye kadar boğuşursunuz onunla ve sonunda muvaffak olursunuz.”

***
Silahla yapılan savaş, 9 Eylül 1922‘de İzmir‘de bitti umut!
Ama Atatürk‘ün “asıl savaş” dediği “cahilliğe ve gericiliğe karşı” verilen savaş asla bitmedi!
Çünkü cahillik, bugün en az 1922‘deki kadar tehlikeli...
Gericilik dersen; en gösterişli günlerini yaşıyor!
Senin bu genç yaşta Atatürk‘ün “asıl savaş” dediği bu savaşı bilmemen, onun dünya görüşünü sağlıklı olarak kavrayamaman son derece doğal...
Doğal olmayan; bugünkü koltuklarını 1922‘den beri “cahilliğe ve gericiliğe karşı verilen savaş”a borçlu olan yöneticilerinin hâli!
Sen bu öneriyi getirdiğinde, “yanlış düşünüyorsun çocuk” diyememeleri ve sana yukarıdaki bilgileri verememeleri...

***
Neymiş, Atatürk yaşasa, “Savaş bitti çocuk” dermiş... O yüzden “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” yerine, “Mustafa Kemal’in yurttaşlarıyız” demeliymişiz!
Bugün hâlâ savaştığımız gericiler ve cahiller de Mustafa Kemal‘in yurttaşları çocuk!
Ama biz, bu büyük savaşın hâlâ “askerleriyiz!”
Bu ülke gerçek anlamda aydınlığa kavuşuncaya kadar da hepimiz Mustafa Kemal’in askerleri olarak kalmaya devam edeceğiz!
Sen iyisi mi bir daha düşün!
Mal bulmuş Mağribi gibi senin bu yeni sloganının üzerine balıklama atlayan “yöneticilerine” de selam söyle!
Onlar çoktan “ruhsuz” hâle gelmiş olsalar bile, bu savaş bitene kadar o üniforma hep bizim üzerimizde kalacak!

*****
GÜNÜN SORUSU

Sonunda bu da oldu ve göreve geldiğinden beri skandal sınavlara imza atan ÖSYM Başkanı Ali Demir, ortaöğretimde zorunlu ders olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden YGS ve LYS-4’te soru sorulacağını bildirdi. Sorum kendisine:
Üniversiteye mi seçme yapıyorsunuz, ahirete mi?

*****
‘Kullanışlı gazeteci’ymişim!

Yeşil başlıklı Taraf Gazetesi dün, “Taraf Türkiye ‘yi sarstı” sürmanşetiyle çıkmış...
Bu haberde Taraf’ın Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın ve yardımcısı Yasemin Çongar‘ın istifalarının basın dünyasında yarattığı tepkilere yer verilmiş...
Önce istifadan üzüntü duyan arkadaşların görüşleri, “aydın kalemler” başlığı altında toplanmış... Hasan Cemal‘in, Ahmet Hakan‘ın, Taha Akyol‘un, Cüneyt Özdemir’in hüzün kokan (!) satırlarından alıntı yapılmış...
Sonra da aralarında benim de olduğum yeni bir grup oluşturulmuş ve ona da “kullanışlı gazeteci” ismi verilmiş...
Benim dışımda bu grupta Milliyet yazarı Kadri Gürsel ile Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya yer almış...
Bizim, bu istifalara sevindiğimiz belirtilmiş!

***
“Dinime küfreden bari Müslüman olsa” diye bir deyim vardır...
Ajanlardan gelen bavulları, dosyaları, çakma CD‘leri, sahte belgeleri hiç tereddüt etmeden çarşaf çarşaf yayınlayacaksın; kendini, Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluş ilkelerine bağlı bütün kişi ve kurumları karalamak isteyen karanlık çevrelere dibine kadar kullandıracaksın; sonra da en baskıcı dönemde bile meslek ilkelerinden şaşmamaya özen gösteren meslek mensuplarına “Kullanışlı” diyeceksin!
Sözüm bu arkadaşlara:
He, he!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget