Her aralık ayında Mevlana Celaleddin Rumi için büyük törenler yapılıyor.
Bu seneki törene İran Cumhurbaşkanı Ahmed-i Necat da davet edildi.
Edildi; çünkü bizim yazarımız sandığımız Mevlana Celaleddin özü
itibariyle İranlılarındır.
Çünkü o, kitaplarını Türk diliyle değil İran diliyle (Farsça) yazmıştır.
Nasıl
ki bugün biz, Kürt kökenli Yaşar Kemal'i en büyük Türk yazarlarından
birisi sayıyor isek; Türk kökenli Mevlana Celaleddin de İranlı sayılır.
Yani; soyu Türk olmasına karşın Mevlana, fikren ve ruhen Fars idi;
yani İranlı idi.
Üstüne üstlük bu Mevlana Türkleri aşağı görüyordu; yıkıcı buluyordu.
MOĞOLLARIN ADAMIYDI
Mevlana
Celaleddin ile ilgili olarak 1975 yılında, 'Mevlana Hangi Sınıfın
Sanatçısıydı?' başlığı altında Yansıma Dergisi'nde bir inceleme yazım
çıktı. Bu makalemde, Mevlana'nın çıkarcı, rüşvetçi, hediye düşkünü bir
insan olduğunu; Anadolu'yu işgal ettikten sonra yakıp yıkan Moğollarla
işbirliği yaptığını gösterdim. Üstüne üstlük kendisine peygamberler gibi
vahiy geldiğini söyleyecek derecede sapıtmış görünüyordu.
Sonraki
dönemdeki araştırmalar, bu tespitlerimi doğruladı. Gerçek Mevlana; Moğol
işbirlikçisi; Türkmen ve esnaf düşmanı çıkarcı bir politik tipti.
1243
yılında Moğollar Anadolu'yu işgal edip halkı ezmeye, soymaya
başlayınca; Türkmenler bunlara direnmeye başladılar. Bu dönemde Mevlana
ve yandaşları bu düşmanlarla işbirliği yaptılar. Moğollar katlettiği
Türk esnafın mallarını, dükkanlarını Mevlana'nın adamlarına verdi.
Ünlü
tarihçimiz Prof. Halil İnalcık; Devlet-i åliye isimli eserinde (İş
Bankası Yayınları, 2009; 1. Cilt, sayfa 39) bunu açıkça gösteriyor:
'Moğollarla işbirliği yapan ve Fars kültürüne tutkun Selçuklu seçkin
sınıfına hitab eden Celaleddin Rumi ile halk adamı Ahi Evren arasında
düşmanlık vardı. (...) Tokat, Sivas Kayseri gibi büyük şehirlerde
Moğollar karşı çıkan esnafı (...) katlettiler. Ahilere ait zaviyeler
Mevlevilere verildi.'
ŞAMANİSTİ EVLİYA YAPTI
Ahiler,
Türkmenlerin şehirlerde örgütlenen esnaf koludur. Bunların başı olan
Ahi Evren'dir ve kendisi Hacı Bektaş Veli'nin yakın arkadaşıdır. (Hacı
Bektaş Veli Velayetnamesi'ndeki ilgili bölüme bakınız.)
Orta Çağ
tarihçisi Prof. Mikail Bayram; 'Sosyal ve Siyasal Boyutlarıyla Ahi
Evren-Mevlana Mücadelesi' isimli kitabında ispatlamıştır ki Ahi Evren'i
Moğollara öldürten bizzat Mevlana Celaleddin'dir. Böylece; Anadolu
esnafının (Ahiler) elindeki dükkanlar, imalathaneler; dergahlar vb...
Mevleviler tarafından gasp edilmiştir.
Bu yüzden de bu çıkarcı,
düşman işbirlikçisi Mevlana; 1261'de Kırşehir'de Türkmenleri katleden
Şaman inançlı Moğol başbağu Baycu Noyan için; 'O; Allahın evliyalarından
birisidir.' bile demiştir.
Önce Konya'daki sultanlara sonra
Moğollara hizmet eden Mevlana; sömürücü sınıfların halkı kandırmak için
kullandığı ve bu yüzden de çok sevdiği bir isim olmuştur. Osmanlı
Devleti zamanında da Mevleviler halkın değil padişahların yanında yer
alarak düzenin nimetlerinden bol bol faydalanmışlardır.
TÜRK YIKICIYMIŞ
Elebette ki bu işbirlikçi yazar; Moğollarla savaşan Türklere ölümüne düşmandır. Onları açıkça aşağılar.
Menakıbü'l
Arifin isimli kitapta, bağ yapmak için Türk çiftçi tutan bir dostuna
şöyle diyor Mevlana: 'Efendi; bağ yapmada Rum çiftçi, bozumunda Türk
çiftçi tutmak gerektir. Çünkü dünyayı imar etmek Rumlara; yıkmak ise
Türklere mahsustur. (...) Konya şehri de yine merhametsiz Türk
zalimlerin eliyle yıkılacaktır.'
Şu işe bakın ki bugünkü Mevlanaseverler de Türk düşmanıdır. Ve bunlar; çağımızın Moğolları ABD'nin işbirlikçileridirler.
O gece şeb-i arus mu yoksa şeb-i kıyamet mi; Allah bilir.
Not:
Şu çok meşhur; 'Bin kere tövbeni bozmuş olsan bile yine gel!' diye
bilinen rubainin de Mevlana'ya değil Türkistanlı sufi Ebu Said-i Ebu'l
Hayr'a ait olduğu söyleniyor.
Yorum Gönder