Benim güzel memleketim Akyazı’dan kocaman bir bahar ısmarladım şimdilik Silivri’ye.
Belki üçüncü eserinizin adı Hoş Geldin Ey Özgürlük olur kimbilir. Baharı dışarıda karşılamanız dileğiyle....
Sevgili Mustafa Balbay;
Size yazdığım bu mektupta anlatmak istediğim en önemli şey bu
zor günlerimizde binlerce kişi gibi benim de sizinle olduğum.
Yaşadığımız tüm bu olumsuzluklardan, daha doğrusu ülkemizde böyle bir
şey olmasından çok rahatsızlık duyuyorum....
Gurur Duyulacak Bir Gazeteciye,
İçimde bir isyan var. Adalet yerine gelene dek geçmeyecek...
Değerli Mustafa Balbay,
Mektubumu gecikmiş bir özür olarak kabul ediniz. İki koca yıl,
ziyan edilmiş iki yıl. Bu süre içinde kalbim de kulağım da, gözüm de
Silivri’ de idi ama ben henüz 19 yaşında genç
bir meslektaşınız, genç bir üniversite öğrencisi olarak kalemimle size
destek olamadım. Üzüntüm bu konudadır...
Mustafa Abime....
Merhaba, benim adım Gökçe. Ben ne hukukçu, ne siyasetçi, ne gazeteciyim. Öğrenciyim ben. 16 yaşında...
En Sayın ve Çok Sevgili Mustafa Hocam,
Öncelikle size niçin hocam dediğimi anlatayım…
Sevgili Mustafa Balbay,
Ben Bahar. 17 yaşındayım. Bu mektubu 16 yaşındaki kardeşim Ertuğrul’la birlikte yazıyoruz… Size destek amaçlı değil, sizden destek bulduğumuz için yazıyoruz…
Sayın Balbay,
İlk önce kendimi tanıtmalıyım sanırım. Lisenin sonuncu sınıfındayım. Bir memur kızıyım. Güzel hatta “çok” güzel denilebilecek bir şehir ve ülkede yaşıyorum… Ülkemin durumunu biliyor, izlemekten başka bir şey yapamıyorum…
Merhaba Mustafa Abi,
Bu mektubu kaleme alırken bunu 3 yıla yakın bir süredir
yapmamış olmanın vermiş olduğu mahcubiyeti üzerimde taşıdığımı bilmeni
isterim…
Sevgili Mustafa Amca…
Ben Elif, 10 yaşındayım. İlkokul 4. sınıfa gidiyorum. Ben de senin gibi bir yazarım. İlk kitabımı geçen sene yazdım…
Canım Mustafa Abim,
Kartpostallara sığmıyor artık duygularım, pul yapıştıracak yer bırakmayı unutuyorum sana yazacağım diye:)
Sayın Balbay,
Bu mektubu yazıyorum ama en çok istediğim şey bu mektubun size
ulaşmaması. Aklınızın size oyun oynadığını düşünebilirsiniz ama inanın
ki size ulaşmasını istemiyorum. Benim mektubum o adrese ulaşmadan, sizin
oradan ayrılmanızı istiyorum daha doğrusu. Tahliye edilmenizi.
Merhaba Mustafa Balbay Amca,
İçimdeki bir ses sanki önümüzdeki günlerde özgürlüğünüze
kavuşacağınızı söylüyor ve bu duyguyla size merhaba demek istiyorum.
Nasılsınız iyi misiniz?
Sevgili Mustafa Balbay,
Cezaevine girdiğin için çok üzüldük suçsuz olduğunu biliyoruz
bir gün onlar da anlayacak biz seni çok seviyoruz. Benim adım: Kadir Can
12 yaşındayım. Benim yaşımdaki bütün çocuklar seni çok seviyor...
Sevgili Mustafa Balbay,
Merhaba. Şu anda Datça Aktur Motel’de
odamızın bahçeye inen merdivenlerine oturmuş, sizin için de çamların
kokusunu burnuma çekerek sizin için de cırcır böceklerinin bitmek
tükenmek bilmeyen şarkılarını dinleyerek size bu mektubu yazmak için
cesaret toplamaya çalışıyorum….
Merhaba Mustafa Balbay,
Sana İngiltere’nin bu soğuk sabahından, en sıcak hislerimle yazıyorum…
Sayın Balbay, Sevgili Mustafa Balbay, Mustafa Bey Kardeşim, Mustafacığım…
En içten dileklerimle kocaman bir MERHABA!
Bugün benim doğum günüm. İlk kez kendime bir hediye vermeye
karar verdim. Kâğıdımı aldım, deniz kıyısına gidip kâğıdı denize doğru
tuttum. İstedim ki bu kâğıt denizin kokusunu içine çeksin. Sonra oturup
bu satırları yazıyorum ki denizi ve kokusunu getirebilsin…
Sevgili Balbay,
Yaklaşık bir aydır kafamın içinde size mektup yazıyorum. Bütün düşüncelerim nihayet kalemle buluşabildi… Sizi, kendime unutmayı yasakladım…
Kemal’e ermiş Mustafa, Can Kardeşim Merhaba…
Düşünmek kadar bende yaşayan kardeşim, nasılsın?
Çok Kıymetli Mustafa Abi,
Öncelikle yürek dolusu saygı, sevgi ve selamlarımı gönderir, ellerinizden sıkarım.
Çok uzun zamandır aklımdaydı size bu mektubu yazmak fakat
(belki komik gelebilir) adresinizi tam olarak bilemediğim için
yazamamıştım. Geçenlerde Hürriyet gazetesinde çıkan bir haberde tam
olarak hangi cezaevinde, hangi koğuşta yattığınız yazılmış. Bu sayede bu
mektubu yazmak nasip oldu…
Aşağıdaki şiiri gazetede bir başsağlığı ilanının altında gördüm ve çok hoşuma gitti. Sizinle de paylaşmak istedim.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın/Kanatların çırpındığı kadar
hafif/Kalbinin attığı kadar canlısın/Gözlerinin uzağı gördüğü kadar
genç/Sevdiklerin kadar iyisin/Nefret ettiklerin kadar kötü…/Yaşadığın kadar yakınsın sonuna/
Ne kadar yaşarsan yaşa,/Sevdiğin kadardır ömrün…
***
Strasbourg’da olduğum için, artık özgürlükte kucaklamak istediğimiz Mustafa’yı “O Mektubu Yazan Bendim”in satırlarıyla anıyorum...
Eğer hâlâ almadıysanız, Cumhuriyet Yayınları’ndan çıkan bu kitaptan mutlaka siz de edinmelisiniz.
Silivri’den çıkan Balbay’ın son kitabında Türkiye’nin vicdanı var.
Yorum Gönder