Körpe kalmış azmin son katresi! - Mehmet Faraç

Çaresizliğin cenderesinde bir nehir gibi akarsa umut, önüne set çekilse bile engeli unut...
Yaşam budur işte, son nefesten bile bir ömür yaratabilme sanatı... Son adımda bile hedefe ulaşabilme gayreti... Ve son atakta bile bitiş çizgisine tutunma çabası...
Yaşama böyle bakanlar hiç kuşkunuz olmasın kaderlerini yani yol haritalarını da kendileri çizerler... Kalem de ellerindedir, geleceğe yön veren haritanın müsvedde kağıtları da...
Yaşamın amansız mücadelesinde asıl olan inanç ve iradedir çünkü... Önemli olan kaderin yollarını tüm engellere rağmen düz çizebilme gayretidir...
Anlayacağınız; yaşamın içinde dik durabiliyorsanız eğer, iyi bilin ki, kaderinizin yalnızca başrol oyuncusu değil aynı zamanda figüranı da olmuşsunuzdur!..
Çünkü o zaman her günün rollerini dağıtan yaşamınızın senaristi de sizsiniz artık... O halde önünüzde çok yaşamsal olan tek bir seçenek vardır;
Evet; dünyaya gözlerinizi açmanıza ve kapatmanıza siz karar veremezsiniz ama dünyaya nasıl bakacağınız sizin ellerinizdedir... Yaşama, mücadeleye ve umuda doğru bakabilmek, insanın kendi iradesindedir...
Demek ki neymiş; baktığınız gibi, gördüğünüz gibi ve de inandığınız gibi her ne pahasına olursa olsun doğruyu görebilmek, dik durabilmek, gerçeği söyleyebilmek ve adam gibi mücadele etmektir yaşamak...
İdeolojiyi amansızca kemirenler!..
Türkiye, 2002 yılından bu yana yalnızca AKP iktidarının giderek büyüyen sıkıntılarını yaşamıyor; karanlık bir kuşatmanın cenderesinde de kahrolarak çırpınıyor...
Yalnızca devleti, rejimi, ülkeyi ve ulusu değil, bireyi de sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan derinlemesine kuşatan bir cenderedir bu...
Medyasıyla, bürokrasisiyle, cemaatiyle, rantiyesiyle dört koldan yürütülen bu intikamcı kuşatmanın nihai hedefi, ülkenin kuruluş rejiminden rövanş alma çabasıdır...
Kimileri demokrasiyi işte bu yüzden bir “araç” olarak kullandı, kimileri de işte bu yüzden devletin derinliklerine sinsice sızabildi!.. Nihai hedefe bir an önce ulaşabilmek ve son darbeyi bir an önce vurabilmek için...
Türk toplumu ne yazık ki, siyaset-tarikat, rant-iktidar kıskacında yavaş yavaş umudun tüketildiği mayınlı ve karanlık bir yolda, bitiş çizgisine sürüklenmek isteniyor!..
Devlet gücünün lokomotifiyle; din tacirlerinin takiye tünelinde, bağnazlık ve gericiliğin virajında ve “yetmez ama evet”çi liboşlarla gafletten kurtulamayan sahte solcuların kiralık kalemleriyle açılmıştır bu yol!..
Cumhuriyeti çökertmek isteyenler nihai hedeflerine doğru yol alırken, ne yazık ki işbirlikçi dönekler, yandaş kalemşorlar ve Truva kısrakları da, rövanş kavgasının kiralık tribünlerinde amigoluğa devam ediyorlar...
Bunlara yalnızca işbirlikçiliğin kirli denizinde ranta kulaç atan ikiyüzlüler değil; ne yazık ki kendi ideolojilerini amansızca kemiren sinsi siyasetçiler de katkı sunuyor!..
En acısı da bu işte; güvendiğimiz dağların umut yollarına siyah kar yağdıranlar!..     
Bu tüketme çabası, bu sinsi plan ve bu yüzden yaratılan  çaresizlik var ya; yüreklerin son katresinde mum gibi titreyen cılız umutları da hedef alıyor!..
Umudun cenderesinde gafiller!..
İşte bugünlerde nereye gidersem gideyim, hep aynı sorular bu yüzden çıkıyor karşıma; “Nereye gidiyor bu ülke?..”, “Ne olacak bu milletin hali?..” ve de en önemlisi “Bu girdaptan nasıl kurtulacağız?..”
Derler ya, “fakir bir tane olsa bal kaymakla beslersin...” Umudun fukaralığını yaşayanlar, gelecek kaygısının yoksulluğunda dirençlerini tüketenler o kadar çok ki!.. Hangisine, nasıl bir cevap vereceksin?.. Hangisine, körpe kalmış hangi azmin zerresini aşılayacaksın?..
Doğrusunu isterseniz, herkes gibi benim de medyanın pohpohladığı kimi siyasi balonlardan umudum iyice kesildi!.. İktidarın dümen suyunda çırpınan muhalefet seçenek yaratamayınca, “bu ülkenin asıl sorunu AKP değil” saptaması da ne yazık ki toplumun kafasına artık daha çok oturdu!..
Önceki gün “Ergenekon” duruşmalarını izlemek için gittiğim Silivri’de de yurttaşlar, AKP’nin ülkeyi kuşatmasından çok, muhalefetin bu kuşatmayı niçin yaramadığını, niçin umut olamadığını tartışıyordu...
Herkes küçük gruplar halinde, her köşede ne yazık ki bu gaflet ve dalaleti konuşuyordu... Herkesin asıl isyanı, umutları gaflet cenderesinde tutan gafillereydi işte...
Ne yazık ki eleştiriler, kaygılar ve öfkeler haklıydı; Cumhuriyetin kuruluş ruhuna, kurucusuna sahip çıkamayan bir muhalefet; cumhuriyeti çökertmek isteyen bir siyasi grup karşısında seçenek olabilir miydi?..
Söylenenler, yapılanlar,  yaşananlar ve yaratılan kötü algı da gösteriyor ki, ne yazık ki olamaz, olamıyor!...
Harflere dönüşen damarlar!..
Yazının başındaki ilk satıra dönelim yeniden; “Çaresizliğin cenderesinde bir nehir gibi akacak olan umuda...”
Gazetecilerin görevi umut yaratmak, umut ateşini körüklemek değil ki!.. Nitelikli, duyarlı ve mücadeleci gazeteciler, yazarlar ve aydınlar; yalnızca umut olanı halka gösterirler, sahip çıkarlar...
Söyler misiniz; ortada bir umut yoksa, kalem, mürekkep ve kağıt ne çare?..
Sakın ola bu satırlar da sizi umutsuzluğa sevk etmesin... Urfa’nın Kötüler Mahallesi’ndeki bir gecekondudan, kanalizasyonların sokaklardan aktığı bir mahalleden ve ekmek parasının mayınlı topraklardan sağlandığı bir diyardan ayağa kalkmışsa bu kalem; bilin ki, umudun mürekkebinden beslenerek yola çıkmıştır...
O yüzden söylemek istiyorum işte; umut kesinlikle sizsiniz... Umut, bu ülkenin kötü gidişatının farkında olup, “nereye gidiyor bu memleket” sorusunu cesursa sorabilenlerdir...
Umut; kış soğuğunda ve sabahın alacakaranlığında bile vatanseverlerin özgürlük beklediği yollara düşebilmektir...
Umut, tüm kötü gidişin farkında olup, geleceği korkmadan sorgulayanlardır...
Anlayacağınız, hem iktidardaki hem de muhalefetteki tehlikeyi görecek, gaflettekileri dürtecek, karanlıktakini çıkartacak ve aydınlığı gösterecek olan sizlersiniz...
Yüreğinizde umut, elinizdeki tek gerçeğin harflere dönüşmüş damarlarındadır; Koşullar 1919 öncesinden hiç de kötü değildir...
Ne demiştik ilk satırın son cümlesinde; “Önüne set çekilse bile engeli unut!..”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget