Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, 22. ve 23. dönem milletvekili. Yani bir ve iki önceki parlamentolarda görev aldı.
Meclis’teyken olduğu gibi şimdi de bilişim sektörünü ve bu yöndeki gelişmeleri yakından izleyen bir isim.
Şu günlerde, Dubai’de internetin geleceğini belirleyecek uluslararası konferansta, hükümetin kaygı verici bir tutum içerisinde olduğuna dikkat çekiyor.
Bu konuda “aman dikkat” diyerek bir de basın açıklaması yaptı.
İsterseniz gelin önce ona bir göz atalım. Çünkü yediden yetmişe, bugünden yarına, hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
İnternet ne kadar özgür?
“Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) düzenlediği ve 193 üye ülkenin yaklaşık 170’inin hükümetleri düzeyinde temsil edildiği Uluslararası Telekomünikasyon Dünya Konferansı (WCIT), 3 Aralık Pazartesi günü Dubai’de başladı.
Konferansın gündeminde internetin geleceğine önemli etkileri olabilecek kararlar alınacak. Bunlar internetin düzenlenmesinde ve yönetişiminde BM’ye bağlı ITU’nun dolayısıyla hükümetlerin yetkilendirilmesine ilişkin kararlardır.
Rusya, Çin, İran, Arap Emirlikleri gibi ülkeler, ITU’nun dolayısıyla hükümetlerin internetin düzenlenmesinde yetki sahibi olmasını savunuyor. ABD ve AB ise şimdiki merkezi olmayan ve çok paydaşlı yönetişimi sayesinde internetin özgür kalabildiği ve başarılı büyüdüğü gerekçesiyle ITU’nun yetkilendirilmesine kesin olarak karşıdır. Demokratik yönetim altındaki ülkelerin hükümetleri, konferansta hangi pozisyonu alacaklarını kamuoylarında tartışıp belirlemiştir.
Ülkemizde ise, tartışmak bir yana, AKP hükümeti konferansta alacağı pozisyonun ne olacağını bile açıklamamıştır.
Hatta, konferansa katılacak heyet de açıklanmamıştır.
Ülkemizde medyanın baskı altında olduğu, uluslararası kuruluşların raporlarında da tartışmasız olarak ortaya konan bir gerçektir.
Göreceli olarak daha özgür olan interneti kontrol etme hevesini AKP iktidarı defalarca göstermiştir. Şimdi de bu konferansta, internete müdahale isteklerine uluslararası meşruiyet kazandırma yönünde bir pozisyon alacağı anlaşılıyor.
Konferansa giden heyette kimlerin olduğu kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Fakat, Anonymous’un Türkiye kolu AnonsTurkey bu isimleri bulup açıklamıştır.
Uluslararası konferansta ülkemizi temsil edecek olan, BTK başkanı Dr. Tayfun Acarer başkanlığındaki heyetin oluşumu üç bakımdan dikkat çekicidir.
Birincisi, UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın danışmanı bile ‘Delege’ sıfatıyla konferansa katılırken, ‘Danışman’ sıfatıyla heyette yer alan üç kişinin üçü de Türk Telekom’un sahibi olduğu Avea çalışanlarındandır.
İkincisi, ‘Delege’ sıfatıyla konferansa katılan 12 kişinin neredeyse yarısı olan beş isim, internetle fazla ilgisi olmayan TRT’dendir.
Üçüncüsü, demokratik ülkelerde internetin paydaşları olarak görülen kullanıcılar, mühendis odaları, STK’lar ve iş dünyası konferans heyetlerinde yer alırken, bizim heyette bunlar temsil edilmemektedir.
İnternet için ciddi bir tehdit oluşturan bu endişe verici durumu, konferansın bitiş tarihi olan 14 Aralık’tan önce kamuoyunun bilgisine sunarım...”
Kim cevap verecek?
Ortada ciddi suçlamalar var ve eminim ki birileri çıkıp buna cevap verecektir. Vermelidir de! Çünkü dijital eğitim çağı çoktan başladı ve bu konuda çok büyük yatırımlar yapılıyor.
İnternet kullanımında, başta sosyal ağlar olmak üzere alınan kararlar, farklı boyutlarıyla, farklı zamanlarda tartışılıyor, tartışılmaya da devam edecek.
Ama eğitim ve öğrenciler üzerindeki etkileri, hala tam bir muamma!
Sınırlama gerekiyor mu? Gerekmiyor mu? Gerekiyorsa boyutları ne olacak ve daha önemlisi bunu kim yapacak?..
Dubai’deki konferansta bu yönde de kararlar alınacak mı? Ya da orada alınan kararlar eğitimi ve öğrencileri ne kadar etkileyecek?
Konferansa giden isimler doğru isimler mi? Neden onlar seçildi?
Söz konusu iddialar konusunda elbette cevap verecek kurumlar vardır. Onlara da köşemizi açmaya hazırız...
Sansür mü denetim mi?
Yumurta tavuk hikayesi gibi internet konusundaki tartışmalar da bitmek bilmiyor. Sansür ya da daha yumuşatılmış ifade ile denetim isteyenler kadar, bu yöndeki her türlü girişime karşı çıkanların da haklı gerekçeleri var. Peki doğru olan hangisi?
İşte bu konuda orta noktayı bulmak çok zor.
Zaten dünyada bulunabilmiş değil.
Yasal düzenlemeler de zaten bu yüzden yapılamıyor..
Özetin özeti: Dijital tartışmalar daha çok su kaldırır...
Yorum Gönder