Kara çarşaflı bir kadın ikna edilmiş, kimbilir ne yolla, CHP’ye üye olmaya gelmiş, rozet taktırıyor, Atatürk’ün tedavülden kaldırdığı kara çarşafına. Belki kadın bile değil, gözü zor görünüyor, oraya figüran olarak getirilmiş boş bakışlı tipin.
Atatürk’ün yasakladığı çarşafa Atatürk’ün partisinin rozetini takamazsınız. Kılık kıyafet yasası sanırım henüz tedavülden kalkmadı. Bu yöntemle, bu kafayla iktidara geleceksen, gelme zaten. Çekil yolumuzdan, gölge etme, başka Diyojen istemez CHP!
CHP her gün iktidarın ekmeğine yağ sürüyor. Son seçimde CHP’ye oy verenler oylarının heba olduğunu gözümlüyor, üzümsüyor, bir kötümserliğe sürükleniyor.
Okullarda önlük tedavülden kalkıyor; kısa kol, uzun kol, kökten kolsöz tartışmasına giriyor CHP. Gene teğet geçiyor kanunun özüne. Önlüğün bir anlamı da, hepimiz eşitiz demektir. Zengin çocuğuyla, sıra arkadaşı yoksul çocuğun giyim kuşamı, sınıfsal bir ayrıcalık getirecektir sınıfa, biri lüzumsuz kibirli, öbürü lüzumsuzca ezik.
Özürü kabahatinden ferah feza Milli Eğitim Bakanı:
-Biz zengin çocuğuyla yoksul çocukları aynı sınıfa koymuyoruz ki! vecizesini yumurtluyor.
Ne yapmalı, diye Leninist düşünüyorum.
Delikanlılığımda, 11 milletvekili ile Meclis’e giren Mehmet Ali Aybar’ın önderliğindeki Türkiye İşçi Partisi Meclis’e kök söktürmüştü, Mustafa Timisi önderliğindeki alevi kardeşlerimizin Birlik Partisi hallaç pamuğu gibi atmıştı Meclis’i. Meclis’te böyle bir eksiklik var.
Soldaki partiler, İşçi Partisi, TKP, ÖDP ve diğerleri ve soldaki bütün oluşumla bir şemsiye altında toplansalar, bu kırmızı şemsiye altında girebilseler seçime, biz de CHP’ye oy vermek zorunda kalmasak ne güzel olur!
Çok faşist bir yağmur yağıyor, sanırım bir kocaman şemsiyenin altında toplanmanın zamanı.
Solcular kan davalı olamaz, kan kardeştirler.
Yorum Gönder