Şaşırmayın! AKP’de mutlaka gizli, ünlü deyimiyle “kripto” komünist vardır. Ama artık aşikar olanı da var. Bunu yazmadan eski günlere kısa bir yolculuk yapalım.
Bir zamanlar komünizm
Özellikle 1950’den itibaren, biraz insan haklarından, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden söz edenlere komünist gözüyle bakılırdı, “mimli” denirdi. “Milli Emniyet’te dosyası varmış” denilirdi. Piyasaya yeni bir ürün, sigara, çay falan çıktı mı, adının harflerinden biri Stalin’in bıyığına benzetilirdi veya okul ya da belediye helâlarına orak-çekiç çizenler yakalanırdı.
Şaka yapıyorum sanmayın, aynı şey ressam Abidin Dino’nun başına gelmiş. 29 Haziran 1952 tarihli İkdam-Gece Postası Gazetesi’nin yazdığına göre, Abidin Dino yaptığı tablolarda, komünizm propagandası amacıyla orak-çekiçlere yer vermiş. Durumun ihbarı üzerine savcılık tahkikata geçmiş. Habere göre, tehlikenin büyüklüğünden olsa gerek, o sırada İtalya’da bulunan Abidin Dino’nun yurda getirilmesi için savcılıkça gerekli girişimlere başlanmış.
Bu “uyduruk” ya da “zırva” olay haberini ben uydurmadım, Derya Çağlar’ın “Hayali Komünizm, Soğuk Savaşın Türkiye Söylemleri” (Berfin Yayınları) adlı kitabının 142. sayfasından aktardım.
Kitap, yazarın yüksek lisans tezi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Türkiye’de bir anti komünst, anti Moskof atmosfer yaratılmasına gazetelerin yaptığı katkı inceliyor: Bu atmosferin yaratılması ve kamuoyu oluşturulması için gazetelerin kullanılması, asparagas haberler, gazetecilik ilkesinin yerle bir edilmesi...
Bazı haber başlıkları
“Harp tarihlerinin varamadığı rakam! Kızıl çarlık 30 milyar 62 milyon insan öldürdü”, “Orak çekiç resmi yapan bir işçi yakalandı”, “Bolşeviklerin kurduğu yeni casus mektebi. Ruslar, bilhassa genç ve güzel Alman kızlarını casus olarak yetiştiriyor“, “Komünist ideolojisini yaymak üzere sirklere de vazife veriliyor”, “Camide komünizm propagandası yapan bir sapık yakalandı”, “Mendillerin içinde çıkan gizli orak-çekiçler”, “Garip bir hadise. Hollanda’daki televizyon alıcılarında Stalin görünüyormuş!”
Ama en güzeli, 20 Ağustos 1951 tarihli Hergün Gazetesi’nde yayınlanan haber:
“Bulgaristan’dan tehcir edilen Türklerle birlikte yurdumuza sokulan kızıl casuslar hakkındaki tahkikat devam etmektedir. Türkiye’ye giren ve bilhassa İstanbul Üniversitesi’ne kaydedilen Kızıl ajanlar üzerinde ehemmiyetle durulmaktadır. Bundan 3 ay kadar önce Tıp Fakültesi’nde 4 üncü sınıfa yazılan ve Bulgaristan’daki Türk kızları arasında Kamçılı Kız namıyla maruf olan, Bulgar Dahiliye Nazırı’nın kızı tesbit edilen kızıl ajanlar meyanındadır..” (S.78)
Bu türden haberler yayınlayıp daha sonra yalanlayan ya da haberin izini sürmeyen gazeteler arasında Cumhuriyet, Milliyet, Akşam, Hürriyet, Ulus, Dünya, Zafer gibi gazeteler de var.
Türkiye bu paranoyayı çok uzun yıllar yaşadı. Bu paranoyanın yaratılmasında ve bir anti komünist “nesil” yetiştirilmesinde Komünizmle Mücadele Derneği ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) gibi kuruluşlar çok önemli rol oynadılar. Bu derneklerden yetişenler DP, AP, ANAP, YTP, MHP, Erbakan Hoca’nın partileri ve AKP’de önemli görevler yüklendiler. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve milletvekili oldular.
AKP’ye gelince
Yönetim kadrosu MTTB üyelerinden oluşan AKP’de bir komünistin ne işi var? Var!
Gazetelerden öğrendik: Üye sayısını artırmak isteyen AKP’nin gizlice üye yaptığı CHP’liler kendilerini bir anda AKP’li olarak bulmuş. Yargı, iki partide birden üye olarak gözükenleri AKP’den değil CHP’den silmiş. AKP’nin üye kayıtlarını şişirmek için yaptığı hile sonucu CHP üyelerinin “başka partiye üye olduğu” gerekçesiyle CHP üyelikleri düşürülmüş. Sözcü Gazetesi’nden Başak Kaya’nın haberine göre CHP üye sayısı 1 milyon 8 bin 495 imiş. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu sayının 944 bin 756 olduğunu bildirmiş. 63 bin 739 üye eksik. Yargıtay’a göre, 39 bin 843 üyenin “mükerrer”miş. Yani bir kişinin iki faklı ilçe teşkilatına üye olduğu anlaşılmış.
AKP’ye hileyle üye yapıldığını söyleyen CHP’liler kendilerinin böyle bir girişimde bulunmadığını açıklamışlar. Diyelim ki bir karışıklık oldu. Ama neden bu kişiler toptan AKP üyesi sayıldı?
30.11.2012 tarihli SOL Gazetesi’nden öğrendiğimize göre: Vatandaşın adı Alattin Kaya. Kendisi Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi. Bir şekilde AKP’ye üye yapıldığını öğreniyor. DurumYargıtay’ın internet sitesinde kontrol ediliyor. Alattin Kaya, AKP üyesi olarak görünüyor. Bir siyasi partiye üye olmak için kişinin kendisinin kimlik bilgilerini bildirip fotoğraflı başvuru yapması gerekiyor. Alattin Kaya böyle bir şey yapmamış. Bir vatandaşın onayı olmadan kimlik bilgilerini ve imzasını kullanmak Türk Ceza Kanunu’na göre suç.
Ama AKP Küçükçekmece Başkan Yardımcısı avukat Mustafa Korkut: “Bir yanlışlık olmuş, böyle yanlışlıklar olur... Suç duyurusunda bulunun, bir şey olmaz. İstemiyorsanız kaydınızı sileriz, bizi tehdit etmeyin, gidin mahkemeye başvurun. Bir şey elde edemezsiniz” diyor.
İyi mi? Yasa dışı bir iş yapıyorlar, suç işliyorlar. Yaptıkları iş TCK’ya göre suç, cezası var, ama yargılanmaktan korkmuyorlar. Bu nasıl iş? AKP kazandığı seçimleri böyle oyunlarla mı kazanıyor?
***
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, CHP seçmen barajının yüzde 5’e düşürülmesini önermiş. Bu öneriye BDP destek verirken demokrasi meftunu (!) AKP ve MHP karşı çıkmış. MHP’nin zaman zaman AKP ile neden işbirliği yaptığı anlaşılıyor. Ama AKP’de komünist var!
Yorum Gönder