Mektubun altında üç imza görünüyor. Üç hâkim albayın imzaları.
Hâkim Kd. Albay Bülent Günçal, Hâkim Kd. Albay Ahmet Erdem, Hâkim Albay Onur Uluocak...
Önümdeki belge, mahkeme kararı değil, zehir gibi bir sitem.
Daha
doğrusu Balyoz davasında “16’şar yıl hapis cezası almış tutuklu
terörist (!) hâkim albaylar”ın kendilerini mahkûm eden özel yetkili
mahkemenin savcı ve hâkimlerine dönük eleştirisi.
“Genelkurmay
Başkanının terörist sanık, terörist başlarının muteber gizli tanık
olduğu, kendilerini hukukun üzerinde görenlerin devlet içinde devlet
haline geldikleri” bir acıklı tablo ile başlayan mektup, Balyoz’daki
ağır hukuk ihlâllerinin sayılıp dökülmesi ile devam ediyor.
İşte o günahlardan bir özet:
“Tek soru sorulmadan,
Aleyhe bir delil bulunmadan,
Bilirkişi incelemesi yaptırılmadan,
Delilleri tartışılmadan,
Avukatları konuşturulmadan,
O
seminere dahi katılmadan, bizleri sahte dijital yazılarla ve uydurma
senaryolarla bir günde terörist ilân edip tutuklayan” mahkeme heyeti
hedef alınıyor ve bir kıyasa gidiliyor:
“Yargılama görüntüsü
altında hukuku katleden ve bunların hesabını başlarını yastığa
koyduklarında vicdanlarına, gelecekte de çocuklarına veremeyecek olan
meslektaşlarımız gibi, o kürsüde olmak yerine iftiralarla suçsuz yere
zindanlarda çürütülen silâh arkadaşlarımızın yanında bulunmaktan gurur
duyarız!”
Mektup, bir ibret belgesidir.
Adaletin kompleksi olmaz, geri dönüşü her zaman vardır.
Bu dava, TSK’ya yönelik bir tasfiye hareketi gerçekleştirmek uğruna göze alınan hukuksuzluk olarak tarihe geçmemelidir.
Yaşamları adalet dağıtmaya adanmış olan herkes, adaleti ayağa kaldırmak için üç hâkimin narasına kulak vermelidir.
Adil bir mahkeme herkesin hakkı!
Küçük bir mucize lâzım...
Siyaset tecrübesini konuşturduğu zaman şu gerçeği söylüyor:
İstanbul alınmadan Türkiye alınamaz. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kazanamaz.
Yerel seçimler gelirken AKP İstanbul’u “çantada keklik” görüyor.
Eğer bir şey yapılmazsa gerçekten de öyledir; kekliktir seçim.
Peki muhalefet partilerinin açabilecekleri bir şans kapısı yok mu?
Herkes kaderine razı olup bekleyecek mi?
Siyaset yaratıcılıktır. Küçük sayıları toplaya toplaya büyük oynama gücünü kazanmayı başarmaktır.
Bunun yolunu dün bir yazar ve iyi bir kamuoyu araştırmacısı olan Tarhan Erdem gösterdi.
Normal
şartlarda İstanbul Belediye Başkanlığı’nı açık ara ile AKP adayının
kazanacağını hatırlattıktan sonra Topbaş’a seçimi kaybettirecek, yani
muhalefete zafer kazandıracak tek alternatifi ortaya koydu:
“Eğer CHP ve BDP tek aday üzerinde uzlaşırsa şansları olabilir.”
Buradaki anahtar kelime “uzlaşırsa”...
Çünkü uzlaşmak, Fatih’in kalyonları Haliç’e aşırmasından daha küçük bir mucize değildir!
Yorum Gönder