Suçlar ve cezalar - Melih Aşık

Ergenekon, Balyoz gibi davalar biraz daha göz önünde... Göz önünde olduğu halde o davalarda da hukuk mumla aranıyor. Bir de kimsesiz, sahipsiz, sıradan vatandaşlar ve gençler var mahkemelere çıkan. Acaba onların hali nicedir? Hukuk onlara nasıl uygulanıyor? Yazar Aslı Erdoğan, Özgür Gündem, Birgün, Radikal, Taraf, Cumhuriyet, Milliyet gibi gazetelerden aldığı haberleri derlemiş. Erdoğan’ın “Sağırlık” başlıklı yazısında verdiği “suç ve ceza” tablosu aşağıda:
* Mersin’de sokak gösterilerine katıldıkları gerekçesiyle tutuklu yargılanan 16 ve 17 yaşlarındaki üç çocuk için 30’ar yıl istendi.
* Atletizmde üç kez Türkiye birinciliğini kazanmış Rıdvan Çelik’e “BDP mitingine katıldığı ve slogan atan toplulukta bulunduğu” için 14 yıl, 7 ay istendi.
* İzmir’de 8 Mart mitingine katılan ve “Yaşasın barış! Artık yeter! Savaş istemiyorum,’’ diyen Sultan Acıbuca 6 yıl, 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
* Siirt’te DTP’nin Aralık 2009 tarihinde gerçekleştirdiği basın açıklaması sırasında pankart taşıyan ve okuma yazma bilmeyen kadına ilk duruşmada 7 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
* Diyarbakır’da Tayyip Erdoğan’ı protesto eylemine katılmakla suçlanan 6 çocuk için 23’er yıl istendi.
* 77 yaşındaki A. Ortaç ve 67 yaşındaki M. Yaman için Öcalan posteri açtıkları gerekçesiyle verilen 10’ar aylık hapis cezaları onandı. Haber “ninelere hapis” başlığıyla duyuruldu.
* Viranşehir Belediye Başkanı için düzenlenen gösteride “slogan atmaktan” yargılanan geçici belediye işçisine 7 yıl, 1 ay ceza verildi.
* Urfalı işçi, mitingdeki sloganlara ıslık çalarak eşlik ettiği için 1 yıl ceza aldı, cezası 10 aya düşürüldü.
* Şırnak’ta bir gösteriye katıldığı gerekçesiyle göz altına alınan Doğan Ekici, üzerinde bulunan yarım limon nedeniyle 10 yıl hapse mahkum edildi. Avukatların, polisleri mahkemeye çağırma talepleri, kararı etkilemeyeceği gerekçesiyle kabul edilmedi.
* Diyarbakır’da yasadışı eyleme katıldıkları için yargılanan 8 genç, polislerin “taş ya da slogan atarken görmedik” şeklindeki ifadelerine rağmen, “örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek ve toplantı yasasına muhalefetten” 12 yıl, 6 ay cezaya çarptırıldı.
* Selçuk Üniversitesi’nde okuyan 13 öğrenciye toplam 92 yıl, 6 ay...
* Mersin Üniversitesi öğrencilerine 270 yıl: 24 kişi, 9 yılla 18 yıl arasında değişen cezalara çarptırıldılar.
* Dicle Üniversitesi’nde, polis kurşunuyla hayatını kaybeden Aydın Erdem’i anan 8 kişiye 72 yıl, 1 ay ceza verildi...
* Adana’da basın açıklamasına katılan 56 kişiye “örgüt propagandası yapmak” ve “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamalarıyla toplam 430 yıl istendi...
Cezalar genelde demokrasilerde suç sayılmayan demokratik eylemler için verilmiştir. Benzerine ancak faşist rejimlerde raslanır...

Ya istifa ya ölüm...

Orhan Pamuk dahil altı Avrupalı ve Ortadoğulu yazar Beşar Esad’a açık mektup yazmış.
Mektup şöyle bitiyor:
“İstifa dışında sizin ve ne yazık ki aileniz için tek yol var: Saddam Hüseyin veya Kaddafi gibi ölüm. Ya da Lahey’de steril bir hücrede müebbet hapis”
Aydın adam böyle dil kullanır mı? Bir devlet başkanını ölümle tehdit etmek roman yazarlarına mı düşer? ABD’nin avukatı mı bu yazarlar?

Yargıya neşter atılacakmış.
Bir otopsiye gerçekten ihtiyaç vardı.
Elif Eral

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “İnsan haklarına büyük önem veriyoruz” demiş. Ne yazık ki bu zatın sözlerine önem veren pek yok...
Fahrettin Fidan

Hürrem

Başbakan’ın ağır uyarıları üzerine Muhteşem Yüzyıl dizisi biraz toparlandı, Hürrem Sultan başını örttü mesela, Pargalı’nın karşısına saçlarını tamamen gizleyerek çıktı.
Peki bundan sonra ne olacak?
Herhalde Kanuni’yi sık sık at üstünde izleyeceğiz.
Harem sahnelerini görmeyeceğiz. Cariye rolünü oynayan hanım kızlar işsiz kalacak...
Ama iş bunlarla bitmiyor.
Mesela Kanuni’nin Pargalı’yı yatağında ipek kaytanla boğdurmasını senarist nasıl kılıfına uyduracak?
Yoksa Pargalı gece yatağında su içerken boğuldu mu olacak?
Ya Şehzade Mustafa? Onu nasıl boğduracak yönetmen?
Derede yüzerken su yutturup mu mesela?
Ya Şehzade Beyazıt ve 4 çocuğu? Onları boğdurma emrini Kanuni vermeyecek de kim verecek?
Senarist ve yönetmenin işi kolay değil...
Tarihi bugünkü kafalara sığdırmak zor mu zor...

Kayseri Belediye Başkanı, Kılıçdaroğlu’ndan kazandığı 70 bin lira tazminatla vatandaşlara sucuk dağıtmış.
İktidara geldiğinden bu yana muhaliflerden milyonlarca lira tazminat kazanan Başbakan’dan böyle bir kıyak görmedik...
Haldun Ertem

Spor

Başbakan Meclis Genel Kurulu’ndan çıkarken arka sıradaki Gençlik Spor Bakanı Suat Kılıç’a eğilip bir şeyler söylüyor. Ne söylediği tabii duyulmuyor... Başbakan dışarı çıkıyor. Suat Kılıç kalkıp Başbakan’ın boş bıraktığı koltuğa ilerliyor. Oradaki çantayı alıp dışarı çıkıyor. Başbakan’ın Kılıç’a ne söylediği o zaman anlaşılıyor:
- Aslanım benim koltuğun yanındaki çantayı kap gel bakalım, demiş...
Bir bakan için ne onur? Suat Bey gelecekte anılarını yazarken herhalde şöyle  diyecektir:
“Başbakan’ın en güvendiği bakan bendim... Çantasını diğer bakanlara değil bana emanet ederdi... Spor Bakanı olmam, çantayı diğer bakanlardan daha hızlı şekilde kendisine ulaştırmam da bunda etkiliydi... Başbakan’ım bakanın zeki ve çevik olanını severdi.”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget