Bu Milli Eğitim Bakanı'nın derdi eğitim değil; çocukları Orta Çağ suhtelerine çevirmek.
Zaten
1995'teki makalesinde, Türkiye Cumhuriyeti yerine bir din devleti
kurmak sevdasında olduğunu ortaya koydu. Bunu da bildiğim kadarıyla
yalanlamadı.
Böyle biri Milli Eğitim Bakanı yapılırsa; icraatı ne olur?
Türk dilinin en büyük ozanı sayılan; UNESCO tarafından adına yıl ayrılan Yunus Emre'yi sansür eder.
Haberlerden anlıyoruz ki Yunus Emre'nin bir şathiyesinde geçen şu dörtlüğü attırmış:
'Cennet cennet dedikleri
Bir köşk ile birkaç huri
İsteyene ver sen onu
Bana seni gerek seni'
Şathiyye'nin ne olduğunu merak edenler; bizim Türk Aleviliği isimli kitabımızın ilgili kısmına baksınlar.
Bu
coşkunluk şiirinde Yunus Emre, İslam dinindeki şekilci Tanrı anlayışına
karşı çıkılıyor. İbadetten amacın cennet köşküne gitmek; oradaki
hurilerle (en güzel kızlarla) veya gılmanlarla (genç oğlanlarla) hayat
geçirmek olamayacağı; asıl amacın Allah'a ulaşmak olduğu söyleniyor.
Bu derin Allah sevgisinden habersiz huri-gılmancılar; Yunus Emre'yi yasaklıyorlar.
MUHTEŞEM'İN MÜFTÜSÜ DE BÖYLEYDİ
Sadece
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer değil; Muhteşem Süleyman'ın
şeyhülislamı Ebussuud Efendi de bu kafadaydı. Hatta Ebussuud Efendi;
Yunus Emre'nin bu tür şiirlerini okumayı dinsizlik olarak gösterdi.
Bunun anlamı şuydu: Böyle şiirleri okuyanlar, dinsizdir; bu yüzden de
kelleleri kesilmeli; cesetleri de denize atılmalıdır.
(Bu kanlı
fetvayı; Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler adlı kıtabımızın
Oğlan Şeyh (İsmail Maşuki) isimli dedenin öldürtülmesinin anlatıldığı
bölümünde aktardık.)
Yine de şükredelim: Kanuni Sultan Süleyman
zamanında bu şiiri okusanız, kanun gereği kafanız kesiliyordu; şimdi
sadece yasaklıyorlar.
YA KURAN?
İyi de Kuran'da anlatılan o cennete ne diyeceğiz?
Hem de içinde neler var neler?
Huriler vaat ediliyor iyi Müslümanlara.
'Memeleri tomurcuk gibi kabarmış'
'İri gözlü eşler'
'Yumurta gibi bembeyaz'
Gılmanlar vaat ediliyor:
'Sedefteki inciler gibi'
'Ölümsüz gençler'
Ayrıca vaat ediliyor:
'İçenlere zevk veren şarap ırmakları'
'Kadehler'
Kızmaca yok.
Bunu ben demiyorum.
Açın kutsal kitabımızı bulun; okuyun.
Ne yapacağız şimdi?
Kuran-ı Kerim'de bunlar vaat ediliyor diye; kutsal kitabın onca suresini, onca ayetini de sansür mü edeceğiz?
2. Abdülhamit'in sansürcüleri gibi.
Demekki Ömer Dinçer'in ve öyle düşünenlerin bakışı bakış değil.
Olgulara daha başka bir gözle; 'batın(ruh)' gözüyle bakmak gerekir.
Yunus Emre de öyle bakıyordu.
Bu yüzden fetvayı verdi Ebussuud o şiir için:
'Kafirdir boynu vurulsun!'
Assanız da kesseniz de şiirler sizi yenecek.
Yorum Gönder