Hiç kuşkunuz olmasın, AKP iktidarı tarihe “3Y” ile geçecek.
İleride AKP denildiğinde akla hemen yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar gelecek…
Türkiye çok yasakçı gördü ama böylesini ilk kez görüyor.
Başbakan Erdoğan’a bakarsanız, bu iktidar yasaklarla mücadele ediyor!
Ama gelin görün ki yasaklarla mücadele eden Başbakan, bir televizyon dizisinin yasaklanması için yargıya emir veriyor!
Bununla da yetinmiyor, kamuoyu önünde ağzına geleni söyleyerek yargısız infaz yapıyor.
Böylece “3Y”ye, bir yenisini, yargısız infazın “Y”sini de ilave etmiş oluyor!
* * * * *
Yoksullukla mücadeleye gelince…İktidarın yoksullukla mücadelede ne kadar başarılı (!) olduğunu anlamak için, pek uzaklara gitmeye gerek yok.
Başbakanlık binasının önüyle, Meclis’in bahçesine bakmak yeterli.
Zira Başbakanlık’ın önüyle Meclis’in bahçesi, giderek yoksulluğun perişan ettiği vatandaşların uğrak yeri haline geliyor.
Kimi eylem yapıyor, kimi 700 lira için ağaca tırmanıyor!
Araştırmalar da yoksulluk oranının arttığını ve yüzde 20’lere dayandığını gösteriyor.
Her 5 kişiden birinin resmen yoksul olarak tanımlandığı ülkedeki bu hazin tabloya, sadece yandaş basınla liboşlar alkış tutuyor!
* * * * *
Yolsuzlukla mücadelede ise kafa karıştırıcı bir durum
var.Yolsuzluk haberlerini hiç çekinmeden veren SÖZCÜ’yü okumayanlar, Türki-
ye’nin güllük gülistanlık bir ülke olduğu izlenimine kapılabilirler.
Televizyonların ana haber bültenlerini seyredenler ise bu koca ülkede sadece muhalif belediyelerin yolsuzluk yaptığını düşünebilirler.
Çünkü anlı şanlı bazı haber sunucuları bile iktidardan korkuyor, Ankara’yı kızdıracak haberleri ellerinin tersiyle itiyor.
Bazılarıysa bununla da yetinmiyor, her fırsatta AKP’ye yağ üstüne yağ çekiyor.
Ama bu yağdanlıkların önlerine muhalif belediyelerle ilgili bir yolsuzluk haberi geldiğinde, en ufak araştırmaya bile gerek görmeden hemen ekrana yansıtılıyor.
Böylece yargısız infazlara katkıda bulunuluyor.
* * * * *
Büyük medya patronlarının iktidarca rehin alınması ve çeşitli
baskılar nedeniyle, yolsuzlukları ortaya çıkaran soruşturmacı
gazeteciler de ne yazık ki kalemlerini oynatamıyor.Her türlü tehlikeyi göze alarak toplumun gerçekleri öğrenme hakkı doğrultusunda soruşturmacı gazetecilik yapmaya çalışan Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın gibi meslektaşlarımız da kendilerini zindanda buluyor.
Değerli dostum Prof. Dr. Haluk Şahin, yeni yayımlanan “Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden?” adlı kitabında “Medyada görülmediğine göre Türkiye’de artık yolsuzluk yapılmıyor mu?” sorusuna, belgelerle cevap veriyor.
Haluk Şahin’e göre medya, yolsuzluğu ölçen radarlardan sadece biri. Şu anda o radarın görüntü alması, büyük çapta engelleniyor.
Peki öbür radarlar, örneğin yolsuzluk konusunda uzman bir kuruluş olan Uluslar-
arası Saydamlık Örgütü ya da Dünya Bankası’nın radarları ne gösteriyor?
Hemen belirteyim, bu radarlar Türki-
ye’nin hâlâ bir yolsuzluklar ülkesi olduğunu gösteriyor.
İhale ayarlama, zimmet, rüşvet, kayırma artarak devam ediyor.
Radarlar, Türkiye’nin temizlik sıralamasında 56’ncılıktan 61’inciliğe indiğini işaret ediyor.
Yolsuzluk konularına ve gazeteciliğe ilgi duyan herkese Prof. Dr. Şahin’in “Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden?” (Say Yayınları, 200 sahife) adlı kitabını hararetle tavsiye ediyorum.
Yorum Gönder