Yeni kavramlar uydurdular. Doğu derinliği. Ortadoğu liderliği. İleri
demokrasi. Darbecilerden temizlenmiş derin yapı. Bağımsız yargı. Birlik
ve Kardeşlik açılımı. Tarafsız polis. Hedefine kilitlenmiş projeler.
Partisiz hukuk. Adil düzen.
Hepsi karavana çıkıyor.
Kırklareli’nin Demirköy İlçesi’nden 2 ağabey- kardeş; İzzet Oğuz ile İbrahim Oğuz,
anadan-babadan Boşnak kökenli vatandaşlar. Birikimlerini birleştirdiler
Demirköy’e 1999 yılında 2 milyon Euro yatırım yaptılar. 70 kişi
çalıştıran işleteme kurdular. Çiftliklerinde besledikleri süt
ineklerinden elde ettikleri ürünü(günde 15 ton süt) mandırada en ileri
teknoloji ve İSO 2000 ve HCCP kaliteli belgeli işleyip peynir yapıyor.
Piyasaya satıyorlardı.
Dolandırıldılar.
Xxx
Peynirlerini toptan sattıkları insanların “dolandırıcı çetesi”ne dönüştüğünü 600 bin dolarlık çek karışlıksız çıkınca anladılar.
Polise gittiler.
Adalete başvurdular.
Tüm hukuki yolları denediler.
Sonuç alamadılar.
Verilen çekler çalıntı, senetler hayali kişilere aitti. Polis ve
adalet bu şebekeyi bulup çıkartamıyordu. İflas ettiler. Mandıra kapandı.
70 çalışan işsiz kaldı. 200 cins süt ineği, 15 manda, 300 koyundan
oluşan çiftlik kaderine terk edildi. Kardeşlerden biri ruh sağlığını
yitirdi. Psikiyatrik tedavi gördü. İki kardeş durumlarını Başbakan’a
yazdılar. Cumhurbaşkanı’na duyurdular.
İlgilenen çıkmadı.
Xxx
Acıdır.
Gelinen nokta şudur.
İki kardeş AKP’li olmadıkları için sonuç alamadıklarını, kendilerini
iflasa götüren çetenin bulunamadığını ve 2 milyon Euro yatırımla
kurulmuş çiftlik ile mandıranın çürümeye terk edildiğine inanıyorlar ve
bana yazdıkları mektubu şöyle bitiriyorlar: “….(!) bu
dolandırıcı şebekeleri hala başka üreticileri de dolandırıyorlar. Sayın
Necati Doğru bizim mağduriyetimizi SÖZCÜ gazetesi aracılığıyla
duyuracağınızı umuyoruz…”
Xxx
Yine çok acıdır.
Yine karavanaya bağlı aynı tür dolandırıcılık! Başbakan, sık sık “Cumhuriyet’in 90 yılda yapamadığını biz 10 yılda yaptık”
diye övünüyor. Ancak son 10 yılda yeni bir vergi rekortmeni çıkmıyordu.
Vergi rekortmenleri yine 90 yılının birikimini özel sektör işadamlığına
çevirmiş Koç’lar, Sabancı’lar arasından insanlardı. Fakat 2010 yılında
iktidar Meclis’ten “Varlık Barışı” diye bir af yasası
geçirdi. Bu “Varlık Barışı” affına göre kimin yurt içinden kazanıp
vergisini vermediği ya da yurt dışında kazanıp Türkiye’ye getirip
aklamak istediği parası varsa her 100 TL için 2 TL “kara parayı temizleme vergisi” verecekti. Türkiye’ye 21.5 milyar dolar “yıkanıp temizlenmek için” kirili para gelecek ve 90 yılda çıkamayan yeni vergi rekortmeni de çıkacaktı.
Lafta çıktı.
Adı Lütfi Türkan’dı. İsviçre’den 5.2 milyar TL
getireceği beyanında bulundu. Dönemin maliye bakanı adamı aldı basın
toplantısıyla Türkiye’ye tanıttı. Ne para geldi, ne de adam zengin
çıktı.
Varlık barışı karavana oldu.
Xxx
Çok ilginç rastlantı.
Elinde “Varlık barışı fiyaskosunu” anlatan benim 2 yıl önce yazılmış yazım olan Cengiz Özolgaç adlı bir okur bana geldi. Maliye Bakanı’nın basın toplantısında “ülkemizin yeni vergi rekortmeni işadamı” diye tanıttığı Ali Türkkan’ın kendisini dolandırdığını anlattı.
Belgeleri gösterdi.
Cengiz Özolgaç’ın Sarıyer’de 410 dönüm (310 bin
metrekare) arsasını 700 milyon TL’ye satın almış. 50 milyon peşin
verilmiş. Kalanı için verdiği çek karşılıksız. Sonuç Kırklareli’nin
Demirköy İlçesi’nde mandıra kuran kardeşlerin başına gelenle aynı.
Adil düzen.
Karavana çıktı.
Yorum Gönder