‘İşgalci yamaklarının sonları aynı’ - Kurtul Altuğ

Nasıl Silivri zindanın kapısına dayananlardan bıçağın kemiğe dayandığı izlenimi alınıyorsa, gerek sosyal medyada gerekse bana gelen mektuplarda da sabrın sonunun selamet değil felaket olacağına inananlar çoğalıyor.
Bu ülkede yaşanmamış bir bölünme arifesindeyiz ve sanki mektuplarda hep o kuşku ve çare arayışları dile getirilmekte. İşte onlardan birinde işgalcilerden söz ediliyor. İyi okumanızı tavsiye ederim;

“Birinci Dünya Savaşı’nda, İngiliz savaş gemilerinden kaçan ve Çanakkale Boğazı önlerine gelen iki Alman savaş gemisinin, Karadeniz’e tatbikat amaçlı çıkmasına dönemin Genelkurmay Başkan Vekili Enver Paşa izin vermişti. Karadeniz’e açılan bu gemilerin Rusya’nın Odesa, Sivastopol, Novorossisk ve Tedosya limanlarını bombalamaları sonucu, Rusya ve İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiş, bu kışkırtma sonucu, kendini Birinci Dünya Savaşı’nın içinde bulan Osmanlı devleti parçalanmıştı.
NATO’dan Erdoğan hükümetinin talep ettiği Patroit füzeleri Almanya ve Hollanda’nın bini aşkın askeri uzman personelleriyle birlikte Türkiye -Suriye sınırına konuşlandırılıyor.
1. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi karar yetkisinin, bu kez de NATO’da olacağı resmi açıklamalardan anlaşılmaktadır. Hatta daha da kötüsü BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan: “Türkiye Toprakları Aynı Zamanda NATO’nun Toprağıdır”, bu nedenle “TBMM’den de herhangi bir izne gerek kalmayacaktır” diyerek, kanla irfanla ve devrimle kazanılmış Türkiye’nin, ABD’nin saldırı ve savaş örgütü NATO tarafından işgal edildiğini açıkça itiraf etmektedir.
BOP Eşbaşkanı, Türkiye-Suriye sınırına konuşlandırılması planlanan füzelerle ve Kürecik Radarı ile Türkiye’yi hedef tahtasına oturtuyor. ABD ve İsrail’in, İran ve Suriye’ye karşı konuşlandırdığı bu Patriotlar ve Kürecik’teki radar, olası bir NATO saldırısı karşısında İran ve Suriye’nin ilk hedefi olacaktır. Bunun sonucu ise İran-Türkiye savaşıdır ki, ABD’nin de istediği budur.
Türkiye’nin, ne Suriye ve İran’la, ne de diğer komşu ülkelerle savaş nedeni sayılacak hiçbir sorunu olmadığı gibi böylesi bir savaştan hiçbir çıkarı da yoktur.
Suriye’nin bölünmesi, Büyük Kürdistan projesinin yaşama geçirilmesinin son ayağıdır. Bu nedenle eğer Suriye bölünürse, bu aynı zamanda Türkiye’nin de bölünmesi ile sonuçlanacaktır. Libya’da NATO operasyonu ile yapılan müdahale, Libya’ya demokrasiyi değil, kaosu getirmiş, Libya’nın zengin petrol yatakları, Amerika, Fransa, İtalya gibi ülkelerin eline geçmiştir.
Şimdi sırada, Suriye üzerinden Türkiye vardır. AKP Hükümeti “Kasabın kanlı bıçağını yalayan koyun” örneği radar üssü ve patriot seviciliği yapmaktadır.
Tarih göstermiştir ki, Damat Ferit ruhlu, kendi ulusuna ve ülkesine ihanette sınır tanımayan, işgalci yamaklarının sonları hep “vatansız bir ölüm” olmuştur. Uzak değil, yakın geçmiş bile “bu hizmetkarların” acıklı sonlarını gösteren kanlı sahnelere tanıklık etmiştir.
Bugünün maskeli işbirlikçilerine “gayrı yeter!” diyeceği günler hiç de uzak değildir. O gün geldiğinde, İhanete uğramış bu halkın isyanı karşısında “çakıl taşı kadar” hükmünüz bile olmayacaktır. Bu böyle biline!“

ADD Yönetim Kurulu adına, O. Mümtaz ÇAPÇI

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget