Geçen gece Habertürk kanalında Ergenekon davası tartışılıyordu. MHP
Milletvekili Prof. Özcan Yeniçeri, mahkemenin elinde ciddi bir delil
olmadığını... Soruşturmanın suçlanan insanların düşmanı konumundaki
PKK'lılar gizli tanık yapılarak yürütüldüğünü ve bunun hukukdışılık
sayılacağını... Bazı CD'lerin tutuklananları suçlamak için uydurulduğunu
vb... söyleyince, orada bulunan bir eski savcı dayanamadı, araya girdi.
Her kanala; içerideki suçlaması için çağrılan bu zat-ı muhterem;
buyurdu ki: 'Ben, gizli tanıkları bilmem ama dava dosyasını okudum. Hiç
delil yok diyorsunuz ama orada İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek'in
Abdullah Öcalan ile görüştüğüne dair kanıtlar var.'
Bakın siz şu eski başsavcının savcılığına...
BUNLAR NEDEN İÇERİDE DEĞİL?
Ben
de terör örgütü elebaşısı Öcalan ile konuşmayı gazetecilik sayanları
ayıplıyorum. Ama gazetecilik adına kimler onun ayağına gitmedi ki?
- Doğu Perinçek de gitmiş; röportaj yapmıştır. Bunlar Aydınlık'ta yayımlanmıştır. Bu mudur suç belgeniz?
-
Eğer Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan ile röportaj yapıp bunu gazetesinde
yayınladığı için Ergenekon Terör Örgütü üyesi oluyor ise... Aynı
Öcalan'la görüşen Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Güneri Cıvaoğlu, Fatih
Altaylı, Mehmet Ali Birand ve diğerleri de olmazlar mı? Neden bunlar da
Ergenekoncu yapılıp hapse atılmadı?
- Üstüne üstlük daha 2005
yılında dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner de Öcalan ile görüşmüştü ve
sonrasında hükümetin adamları da görüştüler. Hem de ne konuştukları bile
bilinmiyor.
Onları neden Ergenekon'a dahil etmiyorsun?
- Eski
savcı bey! Hadi diyelim ki Doğu Perinçek, Öcalan ile Ergenekon terör
örgütünü konuştu... O zaman konuştuğu kişi neden Ergenekon
soruşturmasına alınmadı?
- Eski savcı bey! Siz ve çizginizdeki yayın
organları sürekli olarak PKK ile Ergenekoncular arasında bağlantı
olduğunu iddia ediyordunuz. Soruyorum size: Neden PKK'lılar bu
soruşturmada yok? Neden?
- Deniz Feneri soruşturmasında suçlananlara
ait telefon konuşmaları; içinde özel hayatla ilgili bölümler var diye
imha ediliyor. Bu davada ise aksine özel hayat ayağa düşürülüyor. Nasıl
oluyor bu iş ey eski savcı, nasıl?
KARŞILAŞTIR
Ey eski savcı! Ben; 12 Eylül darbecilerinin kurduğu İstanbul 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandım.
Yazdığım bir kitapla suç işlediğim iddia ediliyordu.
Bana 3 celse sonunda 18 ay 14 gün ceza verdiler. 4 ay da sürgün.
Yargılama sırasında darbenin mahkemesindeki asker yargıçlar; beni içeri atmak gereğini duymadılar.
Şimdi olsa aynı suçtan en az 10 yıl yerim...
OKUNMASIN DİYE
Eğer bu ülkede birileri darbe yapmak amacıyla örgüt kurmuş ise çanına ot tıkılsın.
Lakin; mahkeme bunun delillerini ve tanıklarını anlaşılır biçimde ortaya koysun.
Sizin şu Ergenekon dosyasının milyonlarca sayfaya ulaştığı söyleniyor.
İndir elektronik ortamdan sayfaları doldur dosyalara...
Okunması mümkün değil.
Suçla...
Suçladığın suçsuzluğunu isbat etmeye kalkışsın. Sayfalara dolaşsın.
Beş yıldır uzattığın davayı bitirirken; binlerce sayfayla suçladığın kişiye 15 dakika ver.
Katillerden imal ettiğin gizli tanıklara karşı korumasız bırak...
Sonra da darbecileri yargılıyoruz diye hava at.
Bunun adı darbecileri yargılamak değildir; darbecileri gizlemektir.
***
'Ben Ergenekon davasının savcısıyım!'
Eğer bir davada; ülkenin başbakanı; o davanın savcısı konumuna geldiğini söylüyor ise; iddianameyi de o hazırlamış demektir.
Tanıkları da o bulmuş sayılır.
Peki; böyle bir mahkemenin hükmüne adalet denilir mi?
Ey eski mi eski savcı?
-Hey vicdan nereye gizlendi isen ortaya çık!
Yorum Gönder