Geçen hafta bu köşede “Sen neymişsin be limon” başlıklı yazım çok ses
getirdi.
Pekçok kişi denemiş. İşin hoş tarafı “olmadı” diyen bir kişi
bile yok. Bana yazan herkes “ne iyi ettiniz de yazdınız, sayenizde harika bir
limon kullanma formülümüz oldu” diyorlar.
Geçen haftayı okumayanlar için
formülü bir daha yazayım. Limonu yıkayıp bütün halinde buzdolabınızın derin
dondurucusuna koyun. İyice donduktan sonra en incesinden geçirerek
rendeleyin.
Bunu ister salatanızda, ister yemeklerinizde, ister içkinizde
rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Limon kabuğuyla birlikte olduğu için hem
ekşisi daha güzel hem vitamin değeri daha yüksek.
Limonu dondurup
rendelemeyi deneyen bir okurum “Sözünü ettiğiniz donmuş limon rendesinin yeşil
salatada uygulaması çok güzel oldu. Kabuğundan dolayı buruk hoş bir tat bıraktı.
Ayrıca salataya serinlik verdi ve de ekşi her tarafa eşit dağılım yaptı. Kasenin
tabanına limon suyu birikimi olmadı” diyor.
Bir başka okurumun mesajı ise
şöyle: “Limon tarifinizi aynen yaptık. Çok teşekkürler. İsraf yok, üstelik
muazzam aroma veriyor. Bundan sonra her yemekte sizi anacağız.”
Bir
okurum da bir başka bilginin ayrıtısını veriyor. Diyor ki: “Evet limon gerçekten
faydalı. İçerdiği vitaminler ve enzimler dışında aynı zamanda bir anda
vücudumuzu alkali hale getiriyor. Sağlığını korumak isteyen her insana mutlaka
www.alkalidiyet.com’u baştan sona okumalarını tavsiye ediyorum. Limonu buzlukta
dondurup kullanmayı ise uzun zamandır yapıyorum. Hatta alkali kek diye
adlandırdığım keke de kullanıyorum. Unlu ve şekerli gıdaların da vücudumuzda
yarattığı asidik ortamı nötürlüyor.”
Sayısız okurum da donmuş limonun
aromasının ve tadının çok güzel olduğunu kullandıkları salata ve yemeklerle
anlatmışlar.
En ayrıntılı mesajı ise gazeteci dostum, yemek yeme ve yapma
üstadı Meriç Köyatası’ndan aldım. Meriç, “Bunu bilmiyordum. Hemen denedim. Sonuç
mükemmel. Sana ve bu mesajı gönderen okuruna çok teşekkür ederim”
diyor.
Sevgili dostum bu yeni limon tarifini üç ayrı şekilde kullanmış.
İkisini burada yazıyorum, üçüncüsü ise sanıyorum pek çoğunuzun hoşuna gidecek
bir yemek tarifi. Onu da diğer yazımda anlatıyorum.
Şöyle diyor Meriç
Köyatası: 1- Salatada sosu hazırlarken zeytinyağı ile limon suyunu
karıştırıyordum. Bu kez, zeytinyağı ile rendelenmiş limonu karıştırdım. Burada
her zaman koyduğumuz limondan daha az kullanıyoruz. Çünkü ayrıca limonun içi
yerine limon kabuğu da olduğu için hem ekşisi iyi idi, hem de harika bir aroma
oluştu...
2- Gelelim kokteyllere... Burada sanırım sınırsız bir hareket
özgürlüğü olacak. Derin dondurucuda bekleyen bir votkaya, ya da Balkanlar’da
yapılan meyve rakısına (şnaps) bunu uyguladığında votka ya da şnaps boyut
değiştiriyor. Bu karışıma ikinci denemede yarım Türk kahvesi fincanı kadar nar
suyu da koydum. Çok şahane oldu.
*****
Pazarın fıkraları
Yıldırım
Tuna’dan gelen fıkralarla keyifli pazarlar
dilerim...
Destek
Gece kulübüne girer girmez barda oturan
fıstığın yanına gidip “Çok sıkıcı bir aşk hayatınızın olduğu yüzünüzden belli
oluyor. Benim görevim sizi alıp evime götürmek ve hayatta tatmadığınız
güzelliklerle sizi tanıştırmak olacak” dedim. “Erkek arkadaşım arkanızda” dedi.
“Güzel” diye cevap verdim, “Onun da desteğinin olması çok hoş
tabii!”
Sarhoşsunuz
Kırmızı ışıkta durdum, polis koşarak
yanıma geldi ve “Lütfen aşağı inin” dedi. “Bir problem mi var?” diye sordum.
“Sarhoşsunuz. Lütfen inin” dedi. “Sarhoş? Ben?” diye güldüm, “Ben, evine gitmeye
çalışan, vergisini veren dürüst bir insanım” karşılığını verdim. “Tamam da
efendim” dedi, “Bu trafikte bir varilin üzerine çıkıp yuvarlayarak daha nereye
kadar gidebilirsiniz ki?”
Kazara
Adamın karısı yerde ölmüş
yatıyor, silah da tam yanında, dedektif kocasına “Bana tam olarak ne oldu
anlatır mısınız?” diye sormuş. “Silahı temizlerken birden oldu anlayamadım” diye
cevap vermiş adam. “Tabii ya” demiş dedektif, “Ok ve yayı nasıl
temizlediyseniz.”
Çırılçıplak
Zengin iş adamı ressamlık
yapan sarışına “Çırılçıplak bir tablosunu yapmasını” teklif etmiş. “Asla” demiş
sarışın, “Öyle bir şeyi kabul edemem.” Adam “Alacağınız ücretin 3 katını teklif
ediyorum” demiş. “Yo..Yo kesinlikle olmaz” diye cevap vermiş sarışın. “Beş
katını önersem?” Sarışın biraz tereddüt edip “Şeyy..” demiş “O zaman kabul ama
bir şartla. Çoraplarımı çıkartmam, zira fırçaları koyacak bir yerim
olmalı.”
Muhabbet kuşu
Salona duvardan duvara halı kaplayan
usta bir “sigara molası” vermiş, adam sigara paketini arayıp bulamazken birden
salonun tam ortasında, halının altında bir kabarıklık fark etmiş, “1 paket
sigara için tüm yapıştırdığım yerleri sökmeyeyim” demiş, çekici alıp oraya vura
vura bir güzel o ‘bombe’yi düzleştirmiş. Tam o sırada evin hanımı elinde bir
paket sigara “Usta, sigaranı antrede bırakmışsın” diye içeri girmiş
gülümseyerek, “Bak, karşılığında sen de benim bir saattir kayıp muhabbet kuşumu
bul ödeşelim. Tamam mı?”
*****
Yeni bir balık buğulama
tarifi
Meriç Köyatası’nın donmuş limon rendesi kullanarak yaptığı
balık buğulama tarifini sizlerle paylaşıyorum:
Balık buğulama ve/veya
çorba: Daha önce, yaptığım balık buğulama ya da çorbalarda, limonu dilimler,
acılık vermesin diye kabuğunu soyar bir kaç dilim limonu öyle buğulamaya
atardım. Bu kez kabuğu soyulmuş dilimlenmiş limon yerine, senin yazında
belirttiğin gibi dondurulmuş ve kabuğu ile ince rendelenmiş yarım limon
kullandım (iki kişilik bir porsiyon için). Harika olmuştu.
Gelelim
buğulama tarifine: Çoğu yerde buğulama savsaklanarak yapılıyor. Sebzeli balık
suyu elde edilmeden kafadan buğulamaya girişiliyor. Oysa işin esası, önce
sebzeli balık suyu elde etmek, sonra buğulamayı yapmaktır.
İri bir
balık, levrek, sinarit, laos gibi, tam fileto edilir. Filetolar ayrı bir yere
alınır. Balığın kafası ve kılçığı, soğan, havuç, kereviz yaprağı, kaya tuzu,
tane karabiber, iki adet yeşil biber, yarım demet maydanozla birlikte en az bir
saat kaynatılır. Elde ettiğimiz sebzeli balık suyu süzülür. Başka bir tencerede,
çok az un, zeytinyağı ile kavrulur. Kavrulan bu una elde ettiğimiz balık
suyundan iki bardak eklenir. Bunun üzerine de senin yazında belirttiğin gibi
dondurulmuş bir limonun yarısı en ince şekilde rendelenir. Bu karışım kısık
ateşe getirilir. Tuzu ve karabiberi kontrol edilir. Fileto edilmiş balıklar
yerleştirilir. Üzerine, domates ve biber dilimleri ile yarım demet dereotu
konur. Dörtte bir çay bardağı zeytinyağı eklenir. Tencerenin ağzı kapatılır.
Kısık ateşte levrek için 12 dakika, lahos için 20 dakika, sinarit için de 40
dakika kadar pişirilir. Sinarit ise zeytinyağı biraz daha fazla konur. Her zaman
uyguladığım bu tarifte bu kez dondurulmuş ve rendelenmiş limon farkı ortaya
çıktı ve çok da güzel oldu.
Yorum Gönder