Deniz Feneri sanıkları neden tutuksuz? - Ruhat Mengi

Deniz Feneri e.V isimli Almanya merkezli şirketten Türkiye’ye gönderilen “4 milyon 580 bin Euro”luk para trafiğini gösteren ıslak imzalı belgelerin gerçek çıktığını dün VATAN’da Murat Çelik yazdı.
Belgelerde imzası bulunan sanıklar da imzaların kendilerine ait olduğunu kabul etmişler. Bu sanıklar Almanya’daki davada hapse mahkum olan Mehmet Gürhan’ın “dayısı ile kayınbiraderi” imiş.. Şimdi tabii Almanya’da hukuk “boru” değil, “guguk” değil, adına yakışır şekilde “hukuk” olarak korunduğu, mahkemelerin de siyasi iktidarların oyuncağı olmasına izin verilmediği için Almanya “yüzyılın en büyük bağış soygunu” dediği bu suçun cezasını hakkıyla verdi.

NEDEN ‘BÜYÜK SOYGUN’ DEĞİL?

Bizde ise Deniz Feneri davasının “Almanya tarafından ‘asıl failler’ olarak belirlenenler dahil” tüm sanıkları “tutuksuz yargılanmak üzere” serbest bırakıldı. Oysa “özel belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma” suçlarını zincirleme işledikleri için hapis cezası istemiyle yargılanmaktalar ve dava 16 Ocak 2013’te yeniden başlayacakmış.
Bu suç nitelikleri bile kulağa “hafifletme çabası” gibi geliyor. Örneğin Almanya aynı dava için “yüzyılın en büyük dolandırıcılığı” derken Türkiye’de bu suç neden “en büyük bağış soygunu suçu” olmuyor da “sahtecilik vs” oluyor? Ceza daha hafif olabilsin diye mi acaba?
Öte yanda yüzlerce insan “ben söz edilen tarihte Türkiye’de bile değildim”, “o tarihte iddianamede adı geçen sokaklar veya iş yerleri yoktu”, “ben öğrenciydim, o seminere katılmadım” dedikleri ve “bilirkişi raporları bunları doğruladığı” halde aylar-yıllar boyu tutuklu bekletilip 18-20 yıl hapis cezalarına çarptırılırken, gazetecisinden milletvekiline kadar “terörle ilişki” iddiasıyla yıllarca özgürlükleri alınırken Deniz Feneri sanıkları neden “tutuksuz” yargılanıyor?
Yani bu ülkenin eski Genelkurmay Başkanı, bu ülkenin gazetecileri, milletvekilleri, ömrünü terörle mücadeleye adamış askerlerinin “kaçma veya delil karartma” ihtimali var (hangi delili karartacaklarsa) ama dev bir soyguna imza atanların “yok” bu mudur?

HUKUK VE EŞİTLİK!

Mahkemeler, hakimler bu “hukuka ve eşitliğe alabildiğine aykırı” kararları nasıl verebilmekte ve üstelik devlet tarafından “onlara dava açılamaz, devlete açılır” denerek korunmaktadırlar? Neden Zahid Akman ve “Türkiye’nin adını dünya çapında karalayan, insanları aldatarak paralarını alan” diğerlerini “özel yetkili mahkeme” yargılamıyor da yukardakileri onlar yargılıyor?
Deniz Feneri sanıklarının serbest bırakılmış olmalarının hiçbir şekilde hukuki bir mantığı olamaz. Bizdeki bu adaletsizlikler ve “Batı ülkelerinde adalet” örnekleri ortada dururken “okul önlüğü Avrupa ülkelerinde yok” diye karşılaştırmalar yapmanın anlamsızlığını anlatmak bile mümkün değildir.
*****
Günün sorusu!

28 Şubat’ta dönemin Başbakanı ve bakanlarının attığı imzalarla alınan kararlara “post modern darbe” diyenler, “muhtıra olduğu dünyada ve Türkiye’de kabul edilen, TV’lerde ve siyasi konuşmalarda da “muhtıra” olarak söz edilen “27 Nisan e-muhtırası”na neden hiç “muhtıra” diyemediler, diyemiyorlar?
Her şey sorgulanırken ona dokunulmaması konusunu neden hiç yazmıyor, söylemiyor, “bildiri” deyip duruyorlar? Günün sorusu budur, haydi yapanlar kendilerine de sorsun!
*****
Teşhir mi, güldürmeyin!

Gerçekten, lütfen güldürmeyin yahu.. Milletvekilleri artık “kamu ya da özel sektörde ücretli olarak çalışamayacak”mış.. Bu güzel ama arkası şöyle geliyor; “kurallara uymayanlar önce uyarılacak, durumunu düzeltmeyen ‘teşhir’ edilecek”.. Ve bu “en ağır ceza” olacak..
Oh ne ala.. Geriye kalan vatandaşlara “en ağır ceza”lar hiç de böyle verilmiyor. Mesela gazeteci “kurala uymazsa” maaşından keserek tazminatları takır takır ödemek zorunda bırakılıyor. Bana bundan 5 yıl önce, hem de yanlış karar olduğu AİHM tarafından belirlenen bir davada “15 milyon TL” ödetildi. Peki milletvekilleri, hatta özel sektörden ayda yüzbinler kazanan milletvekilleri, hem de Meclis Başkanı’nın “yanlıştır” açıklamasına rağmen ısrarla devam edenler neden “bugüne kadar aldıkları paraları da geri vererek” ceza almıyorlar?
Haydi bu yapılmadı, uyarılmasına rağmen kurala uymayacak olanlara neden “yüksek para cezası” verilmiyor? Yüzü kızarmayanın teşhir edilince de kızarmaz, bu yönteme de ancak gülünür!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget