Darbeleri kapatma raporu - Rıza Zelyut

Bunlar var ya bunlar! Her darbeden sonra bunların iktidarına giden yol genişletilmiştir.

12 Eylül darbesi solcuları ve ülkücüleri kırıp geçirirken bunların sırtını sıvazlamış; görüşlerini devlet yönetimine getirmiştir.
Her darbeyi bunlar alkışlamıştır.
Şimdi tuttular TBMM’de bir “Darbeleri Araştırma Komisyonu” kurdular. Güya darbecileri bulacaktılar. Ama bakın kimi bulmuşlar bula bula? Raporlarından okuyorum: “Burjuvazi veya elit kesimlerin demokrasiye olan inançlarının yüksek olması beklenirken, laiklik ve modernleşmeye olan bakış açıları nedeniyle askeri bir müdahalenin bu toplumsal kesim tarafından destekleniyor olması tartışma konusudur. Cumhuriyet mitingleri bu açıdan ilgi çekici bir tecrübe olmuştur.”
Gördünüz mü kimmiş darbeci? Bu ülkenin seçkin kesimleri; cumhuriyet mitinglerine katılıp “Ne şeriat ne darbe!” diyenler darbeci ama milleti Orta Çağ karanlığına  çekenler demokrat!

YALANCI ÇOBANLAR

Şimdi kendilerini mağdur göstermek için durmadan türban edebiyatı yapanlara; modern okulları medrese yapmaya uğraşanlara soruyorum:
Sizi hangi darbe mağdur etti?
28 Şubat; Milli Görüşçcüleri iktidara getirmedi mi?
28 Şubat olmasa Tayyip Erdoğan’ı kim başbakan yapabilirdi?
Sayın Erdoğan’ın yolsuzluk vb... gibi somut suçlamalardan değil de bir şiirden mahkum edilerek mazlum konumuna yükseltilmesi, böylece halkın sevgilisi yapılması 28 Şubatçılar’ın planı değil mi?
Ama bunu görecek muhalefet nerede?
Soruyorum: 28 Şubat’ta kimin burnu kanadı?
Hep orayı kazıyorsunuz da Sivas’ta cayır cayır yakılanları; Başbağlar’da katledilenleri; Gazi  Mahallesi’nde 2 gün süren o tertibi neden hiç eşelemiyorsunuz? Yoksa oralardan bir işaretiniz çıkar diye mi korkuyorsunuz?
Gelelim 27 Nisan bildirisine... Bu oyun da AKP’yi dinin koruyucusu gibi göstermek için dönemin işbirlikçi genelkurmay başkanı tarafından kotarılmadı mı?
“Ben bir din işlerini eleştiren bildiri yazayım; siz de bana fırça atın. Böylece ödeşelim de hakkımdaki şu 60 milyon liralık rüşvet iddiasını unutalım.”

NEREDE AĞAR

Ey darbeleri aklama komisyonu! Peki bütün o darbe süreçlerinde en önemli işlerin başında bulunan Mehmet Ağar nerede?
AKP’nin ikinci kez iktidara gelmesinde başrolü oynadığı için mi aklayıp pakladınız?
Cumhuriyet mitinglerine katılan aydınlar, okumuşlar, çağdaş yaşam tarzını savunan yüz binler darbeci de Mehmet Ağar demokrat öyle mi ey  darbelere ninni söyleme komisyonu?
Ya Tansu Çiller?
O mağdur da cumhuriyet mitinglerine katılanlar darbeci ha!
Siz şu cumhuriyet mitinglerine katılanlardan birisinin Kenan Evren için dua ettiğini duydunuz mu ey darbecileri saklama komisyonu üyeleri?
Ama sizin demokratlar (!) ettiler.
Ya Turgut Özal? Yıllardır onu yazıyorum: 12 Eylül darbesinin 2 numaralı ismidir, diye. Ona niçin dokunamadınız?
Ayıptır ayıp! Siz TBMM’yi darbecilerin kanlı çamaşırlarını yıkayan makineye çevirdiniz.
Darbelerin bir parçası haline geldiniz...

BOMBALAR ARASINDAYIM

Dün, Ankara’da bomba tarlasında gibiydim. Bugün de bombalar arasındayım.
Ankara Kitap Fuarı’ndan söz ediyorum. Kitaplarımı yani bombalarımı imzalıyorum bugün de...
Bir dakika! Kitabın; bomba olduğunu ben söylemedim; 13 Nisan 2011’de  Başbakan Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’ndaki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırırken söyledi. Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu kitabı için.
Yine 10. 06. 2011 tarihinde NTV’de  bu konu sorulunca, “Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tehlikelidir.” diyerek kitabı bomba ile aynı tuttuğunu tekrarlamış oldu. Ben de dünden beri kendi imal ettiğim bombaları imzalıyorum. Ankaralıları daha yakından tanıyarak...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget