Batı liginde RTE Türkiyesi geri sıralarda,
sonuncuya yakın bir yerde olabilir.
Fakat Arap liginde kuşku yok birinci sırada.
Bu sonucun hayret uyandıracak bir yanı yok. Araplığa bu denli hasret,
böylesine hayran bir Başbakan’la 10 yıldır yönetilen,
Batı’dan uzaklaklaştıkça
Doğu’laşan, Arap yaşamına özenen bir ülke, elbette
Arap liginin gözde ülkesi olacak.
New York Times (NYT) gibi dünyaca ünlü gazeteler bile yeni
uyandı.
Gazetelerimiz, NYT’nin yayımladığı bir
yazıyı, “Batı cevap arıyor: Laik Türkiye mi dindar
Türkiye mi?” başlığıyla yayımladılar.
Bir Türk gazetesi de cesaret göstererek: “Bu
soruya ne gerek var. RTE, laik Türkiye’yi bal gibi
dindar Türkiye’ye dönüştürüyor.
Hemen her gün zaten bu yöndeki çabalarını kanıtlayan bir haber
yayımlıyoruz” başlığı altında
NYT’yi yanıtlayan bir yorum-haber
yayımlayamadı.
Ya da bu soruyu ortaya atmadan önce bir zahmet Beyaz
Saray’a ya da ABD Dışişleri
Bakanlığı’na uğrasaydınız;
RTE’nin dindar Türkiye yaratmaya yönelen icraatının
kanıtlarını içeren sayısız dosya önünüze konulacaktı diye Amerikan gazetesine
mesleksel bir tavsiyede bulunamadı.
***
Oysa NYT de ABD yönetimi de Batı dünyası da biliyor: Türkiye dindar bir
ülke olmaya doğru yuvarlanıp gidiyor.
İşte son örnek: Bir Milli Eğitim Bakanı var, adı
Ömer Dinçer.
RTE’nin amaçlarını gerçekleştirmek için acaba
daha ne yapabilirim de çocuklarımızı din alanında daha güçlü eğitecek bir yol
yöntem bulurum diye gece gündüz düşünüyor.
Medyaya, siyasi partilere, ilgili eğitim sendikalarına sezdirmeden
kıyafet yönetmeliğini birden değiştiriverdi.
Amaç çocukları giyinmekte özgür kılmakmış!
İşit de inanma!
Osmanlı hasreti ile yanıp tutuşan tam bir bakan
palavrası.
ME Bakanı’nın
TV’lerdeki son uzun açıklamaları, yeni kıyafet
yönetmeliğinin RTE’nin dindar Türkiye yaratmayı
amaçlayan hedefinin bir parçası olduğu kanısının giderek toplumda yer etmesini
önleme gayreti.
Kısa kol elbiseyi neden yasakladın diyorlar. Yok, kolsuz giysiyi
yasakladık diye yanıt veriyor.
Bir de bir öğrencinin yakasına rozet takma yasağı
getirdi.
Ne alaka?
CHP soruyor bakana: “Bu yasak çocukların
yakalarına Atatürk rozeti takmalarını engellemeyi mi
amaçlıyor?”
Yanıt yok!
Yanıtlamadığına göre, doğruluyor demektir.
***
Attığı her adımdan geri dönebilir RTE ama Arap sevdasından,
Türkiye’yi dindar ülke yapmaktan
vazgeçmez
Başbakan iken bu; ya bir de maazallah devlet başkanı olur da
Çankaya’ya yerleşirse… Bugün
gördüklerimizin katmerlisini yaşatacak demektir.
Aklıma ilk gelen örnek; resmi toplantılar, Meclis oturumları bismillah
diyerek açılacak.
Öyle yetkilerle gelecek ki; parlamento yok sayılır. Başkan olarak
sorgulayacak ne bir kurum var ne de medya, muhalefet partileri. Her biri süs
gibi. Yok ama var gibi.
***
Bu kadronun birbirine ters düşen, hatta yalanlayan açıklamalarını
ulusça demokrasi gereği diye yorumlayıp sineye çektikçe, karşısına dikilen bir
avuç bilim adamı, aydın, yazar, bir iki gazete, hele bir de başkan olursa,
RTE’den, emrindeki AKP’den
daha çok Osmanlı tokatı yer.
Bu adam yasaların, geleneklerin emrettiğine aykırı
davranıyor.
Örneğin, teröristlerle kucaklaşıp öpüşen
BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını
“AKP grubunda konuşarak kaldıracaklarını”
ilan etti.
AKP grubunda mırıltılar yükselince Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç; ola ki RTE ile danışıklı dövüş kuralı
gereği hemen devreye girdi.
Genel başkanını tersleyen bir açıklama yaptı. Hayır, dedi.
Dokunulmazlıklar grupta konuşulmayacak!
Dokunulmazlıkların grup kararıyla kaldırılmadığını bilmez mi
RTE?
Bilir ama, BDP’li vekillerin dokunulmazlığını
AKP grubunda konuşarak kaldıracaklarını söylerken, aslında vekillere bu konuda
da grupta karar alacaklarını duyuruyor.
Genlerinden kaynaklanan zorbalığı demokratlık taslayarak
örtüyor.
Yorum Gönder