Yazının sonunda Özal’ın ölüm sebebi ile ilgili bildiğimi açıklayacağım.
Türkiye’nin gururu uzmanlarımızı tanıyoruz;
1)Ahmet Özal.
Babası Turgut Özal vefat ettiğinde, babasının ölümü ile ilgili hiçbir şey söylemedi.
Aradan 5 sene geçti, hiçbir şey söylemedi.
Aradan 10 sene geçti, hiçbir şey söylemedi.
Aradan 18 sene geçti, hiçbir şey söylemedi.
Aradan 19 sene geçti, sonunda konuştu; “Babamı zehirlediler, bende babamın saçları var. Savcılığa vereceğim”, dedi ve televizyonları dolaşıp bunları tekrar etti.
Kendileri “öldürülme korkusu” yaşayan ve özel orduları ile gezen
AKP Hükümeti, Savcılığa konunun incelenmesi için talimat verdi.
Babasının mezarının açılmasına karar verilince; “Biz mezarın açılmasını istemedik, ama konu devlet meselesi olduğu için açacaklar” dedi.
Ahmet, elinde olduğunu söylediği babasının saçlarını bir türlü Savcıya veremedi.
Mezar açıldı, cesetten parçalar alındı, tekrar gömüldü.
Ahmet bu kez; “Babamın cesedi hiç bozulmamış, sanki “evliya” gibiydi şeklinde çok acıklı konuşmalar yaptı.
Sonunda Adli Tıp Kurumu raporunu Savcılığa verdi. Gazetelerin yazdığına göre Özal’ın vücudunda bulunan zehirli maddeler, her insandaki kadarmış.
Ölüm sebebi zehirlenme değilmiş.
Kuzey Irak’ta Barzani Amcasının yanında bulunan Ahmet, twitter hesabında şunları yazdı;
“Dediklerim hep doğru çıkıyor(!), zehir var ama zehirlenme olmayabilir.
Ne kadar komik! Derin yapılanma görevde ve hükümet cesaret edemedi.
(AKP Hükümeti)
75 yaşında 3 emekli paşayı hapse atarak, “biz derin devleti çözdük” dediler. Kaporta bile çizilmedi.
Halk aptal değil, onlar aptalmış.(Aptal dediği AKP Hükümeti oluyor)
2)Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Özal raporu için şunları söyledi;
“Bence rapor şüpheleri ortadan kaldırmamıştır. Ben tatmin olmadım. En azından benim şüphelerim devam ediyor.”
3)Kafkas Kartalı AKP Milletvekili Şıh Şamil Tayyar;
Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili dosyanın kapatılmaya çalışıldığını öne sürerek, “aynı miktarda zehiri Demirel’e verelim, Özal’ın zehirlenip zehirlenmediği anlaşılır”, dedi.
*İncecik güzel sesi, parlak yüzü, yaylanarak yürüyüşüyle Bekir Bey benim favori Bakanlarımdandır. Kendisi tatmin olmadığını söylüyor.
Diğer Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a müracaat edip, TRT Genel Müdürüne yaptığı kıyaktan kendisi için de isterse, bu probleminin ortadan kalkacağını tahmin ediyorum.
*Milletvekilliği bittiği an hapse girmesi ihtimali büyük olan eski gazeteci Şamil, Özal’ın vücudundaki kadar zehiri, 9.Cumhurbaşkanı Sayın Demirel’e içirmek istiyor!
Şamil gibilerinden zaten başka bir şey beklenmez. Elinde olsa kendisi gibi düşünmeyen herkesi zehirleyip öldürecek. Şamil, zehiri kendisi içsin, hiç olmazsa ömrü hayatında faydalı bir iş yapmış olur.
*Ahmet Özal’a gelince;
Allah, her şeyin hayırlısını versin. Hayırsız kişiler, sağlığında babalarının başının hep eğik durmasına sebep olurlar. Katmerli hayırsız evlatlar ise babaları öldükten sonra, babalarını mezarında bile rahat bırakmazlar.
Ömrü boyunca “maaş” alarak yaşayan bir babanın, Türkiye’nin ilk özel televizyonunun sahibi, Uzan ailesinin ve Barzani’nin ortağı bir çocuk.
Kendisine hediye edilen “avanta Jaguar otoyu” utanmadan kabul eden diğer bir çocuk.
Puro-viski-mücevher meraklısı gece yarısından sonra boğaz eğlencelerine hevesli bir kadın.(Merak edenler Mehmet Ağar’a sorabilirler)
El-ele vermişler sağlığında da, öldükten sonra da babalarını istismara devam ediyorlar. Allah akıl-fikir-edep versin. Yeter artık, düşün adamın yakasından.
Özal’ın ölümü ile duyduklarıma gelince;
Rahmetli Özal, seyahatten döndükten sonra her sağlıklı erkek gibi ailesiyle hasret gidermiş. Bunun üstüne de bir kaset takıp, müzik eşliğinde yürüyüş bandına çıkınca kalbi dayanamamış. Yani zehirlenme filan yok.
Özal, doğal ölümle ve mutlu olarak, hakkın rahmetine kavuşmuş!
Eğer bu hayırsızlar, 8.Cumhurbaşkanını daha fazla istismar etmeye devam ederlerse, bu olayı doğrulayacak kişi ve belgeler açıklanacaktır.
Sağlık ve başarı dileklerimle
13 Aralık 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
Yorum Gönder