Başbakan Erdoğan'ın Muhteşem Yüzyıl dizisine tepkisini anlamaya çalışıyorum...
Toplum olarak ahlak notumuzun düştüğüne inanıyor demekki kendisi...
Ya da ahlakımızı korumaya çalışıyor.
Ama bu tür tepkilerin; genel ahlak değerlerini korumaktan çok aşındırdığını göremiyor.
Bence; Sayın Başbakan oturup düşünmeli; düşünürken de eğitimcilerle, psikologlarla ve sosyologlar ile mutlaka görüşmeli.
Ama bu isimler; AKP çizgisindeki birileri olmamalı...
Belki gerçek uzmanları dinlerse, gerçeği anlayabilir.
DİNDARLIK NEREYE?
Başbakan
Erdoğan; milleti camiye sokar ise; çocukları da Kuran kursuna yollayıp
onlara ayet/sure ezberlettirir ise ahlakı mükemmel insan yetiştireceğini
zannediyor. Bu amaçla her yere yeni yeni camiler diktiriyodr. Taksim;
Çamlıca derken bir de Gaziantep'e 'en büyük cami' yapılacağı haberi
vardı bültenlerde.
Ama 'en büyük cami'yi yaptırmakla toplumu ahlaklı/düzgün biçimli hale getiremedeğini neden görmez Sayın Erdoğan?
Neden;
bir çocuğu veya genci düzgün bir kişi haline getirmek için Kuran
kursunun veya okulda ona din dersi vermenin yetmeyeceğini kabul etmez?
Türkiye,
AKP iktidarında dindar bir toplum haline getirilemedi. Dinin şekline
göre davrananlar çoğaldı belki. Dinin toplumsal özünden uzaklaşan
çıkarcı/bencil bir zihniyet din gibi kitlelere giydirildi.
Bunun sonucunda 'muhafazakar bir toplum' değil, serserileşmiş gruplardan oluşan zıtlaşmış bir toplum oluştu.
ÜLKÜSÜZ GENÇLİK HA!
Kabul
ediyorum: Din duygusu; insan için geçerlidir. Ama din duygusunun
olgunlaşması için onun diğer manevi duygularla beslenmesi gerektir.
Yani; inancın yanında onu toplumsallaştıracak; soyuttan somuta çıkartacak 'vatan sevgisi', 'millet sevgisi' gerekir.
AKP iktidarında bu ülkeyi kuran Türk milleti ile ilgili değerler bilinçli biçimde çiğnendi, dışlandı, horlandı.
Milli değerlerden söz edenlere hakaret edildi; onlar faşistmiş gibi gösterildi.
Başbakan
Erdoğan; 'millet' derken sadece 'Müslüman kitle'den söz ediyordu. Bu
yüzden de Türk milleti demekten özenle kaçındı. Ama bu Müslüman
kitlenin; dininden çok daha eski bir milli kimliği vardı. Ne yaparsanız
yapın terk edemeyeceği bir ebedi kimlik: Türk kimliği...
AKP'liler; gençliğin elinden onun milli kimliğini aldıklarında onları daha dindar yapacaklarını zannettiler.
Ama olmadı; milli kimliği ötelenen, kötülenen gençlik; kendisini küresel simgelerle doyurmaya çalıştı.
Böylece kozmopolitizm Türkiye'de hızla yayıldı.
Şimdi iktidar; kendi yarattığı bu durumdan şikayet ediyor...
SORULARA BAKIN
Televizyonlardaki dizilerle uğraşanlar bir de bazı kanallardaki yarışma programlarına baksınlar.
Orada sorulan soruların artık Türkiye ile, Türk milleti ile; bu milletin kültürü ile ilgisi kalmamış gibi.
Cuma
gecesi ATV'deki Kim Milyoner Olmak İster yarışmasına takıldım. O
sırada sorulan üç sorudan üçü de sadece marjinal gençlik grubunun
bilebileceği türdendi. Bir İtalyan yemeğinin adı... Bilgisayardaki
oyunlardan birisinin adı... Vb...
Nerede bu milletin tarihi, kültürü, edebiyatı, coğrafyası; ünlüleri?
Sanıyorum
ki sunucu Kenan Işık da bu sorulardan memnun değil ama televizyonu
yönetenler artık başka bir ülkenin insanlarına hitap ediyorlar gibi.
Sadece ATV değil diğer kanalları da aynı zihniyet yönetiyor.
Bu
millete hitap eden kanalları siz milleti tanımayan; onun kültürünü hor
gören tiplere teslim ederseniz; karşınıza çıkacak gençlik böyle olur...
Sayın Başbakan; Muhteşem Yüzyıl'a kızmak yerine; 10 yıldır yürüttüğü kültür politikasının neden iflas ettiğini düşünmeli...
Yorum Gönder