Her şey bulaşıcı; iyilik de kötülük de… Aptallık da bönlük de…
Zenginlik de bulaşır.
Fakirlik de…
Müjde!
Zengin ülke oluyoruz!
Suudi Arabistan komşumuz oluyor. Bize bulaşacak petrol zenginliği sınırımıza
geliyor.
Yanlış anlamayın.
Suudi Arabistan Irak’a savaş açıp; ordusuyla bütün Irak topraklarını ele
geçirerek bize komşu olmuyor. Sınırımıza bitişik yeni bir Suudi Arabistan
doğuyor.
Sabırlı olun!
Bekleyin!
Musul, yine yerinde kalıyor.
Petrolü bize de akıyor.
Kerkük, yine Kerkük!
Ama petrolü bize de zenginlik bulaştırıyor. Bizim eski dostumuz (Arap Irak’ı)
düşmanımız oluyor. Bizim eski düşmanımız (Irak’ın bölünmesine maşa olan
Barzani’nin bölgesi) bizim yeni dostumuz, yoldaşımız, stratejik ortağımız haline
geliyor. Biz eskiden “bölünmemiş ve toprak bütünlüğü tam Irak’ı
savunur” onu komşu bilirdik. Şimdi tıpkı ABD’nin düşündüğü gibi
“iki topraklı, iki ordulu, iki bayraklı bölünmüş Irak’ı
savunuyor” ve Irak’lı Araplarla papaz olup, Irak’lı Kürtlerle sarmaş
dolaş, sanki baba bir ana ayrı, kardeş oluyoruz.
Xxx
Böylelikle Suudi Arabistan gibi petrol zengini sınır komşumuz oluyor.
Eski günler geride kaldı.
Eski bilgiler çöpe gitti.
Eskiden Uluslararası Enerji Ajansı, dünya petrol rezervlerinin yüzde 24’ü
Suudi Arabistan’da sadece yüzde 9’u Irak’da diye rapor yayınlardı. Yeni
raporlarında ise Irak’ın petrol rezervinin Suudi Arabistan’ı yakaladığı ve hatta
geçeceği bilgileri yer alıyor.
Irak’ın petrol üretimi:
Bugün günde 6 milyon varil.
2020’de günde 9 milyon varil.
2035’de 10.5 milyon varil.
Önümüzdeki 10 yıl içinde Irak’ın yıllık petrol geliri 300 milyar doları
bulacak. Bunun çoğunluğu da bizim desteklediğimiz Kuzey Irak Kürt bölgesine
akacak.
Xxx
Zengin komşumuzun önderi, bizim başbakana “kardeşim” diye
sarılıyor. İktidar partisi de onu büyük kongresinde “onur
konuğu” yapıyor. Kongre salonunu dolduran partililer petrol zengini
yeni sınır komşumuzun önderi Barzani’yi “Türkiye seninle gurur
duyuyor” diye bağırıp alkışlıyorlar.
Enerji Bakanı gurura gidiyordu.
Arap Irak’ı muhabbete taş koydu.
Arap Irak’ı ile Kürt Irak’ı arasında “petrol senidir,
benimdir” kavgası patladı ve gerilim tırmanıyor. Ortadoğu’da petrol
yüzünden bir Arap ve Kürt Savaşı’nın patlayacağından söz edilmekte… Türkiye’de
bu savaşta; Kürtlerden yana saf tutsun Arap başkenti Bağdat üzerine yürüsün diye
“petrolden Türk şirketleri de pay alacak sözüyle”
yemleniyor.
Suudi Arabistan komşu oldu.
Eski dostumuz düşman.
Eski düşmanımız dost oldu.
Müjde!
Kendinizi zengin hissedin!
(uyan borusu)
Diklenir!
Dik durmaz!
Türkiye için İran’ın doğal gazının hayati önemi var. Bunun için ABD’nin
İran’a koyduğu ekonomik ambargoyu delmek için; gazın bedelini “altın
ihracatı” diye bir yalan uydurup ödüyoruz. ABD, yalanı anladı ve
“Ben ambargo koydum, yaptırım getirdim, siz uymuyorsunuz” diye
Türkiye yönetimini azarladı. Bizim Başbakan da “Biz İran’a karşı
yürütülen yaptırımlara uymayız” diye ABD’ye karşı diklendi. İngiliz
Gazetesi Financial Times da; “Tayyip Erdoğan daha önce de tek taraflı
yaptırımlara uymayı reddetmiş ama ABD’nin cezaları ile karşı karşıya kalınca
hizaya gelmişti” diye yazı yazdı. Yani “diklenir, dik
duramaz” demeye getirdiler. Göreceğiz.
Yorum Gönder