Tayyip Erdoğan’ın birbirini nakzeden, çelişkili söylem ve eylemleri ulusal bir kaos yaratıyor.
Başbakan, Beşar Esad “15 yıl Apo’yu koynunda besleyen 30-40 bin
kişinin ölümüne neden olan
Hafız Esad’a rahmet okutuyor” diyor. Yani Esad’ın diktatörlüğünün
babadan tevarüs ettiğini ima ediyor.
Adama sormazlar mı: Madem bunları biliyordun, neden balıklama Beşar Esad’la kanka oluverdin? Dünyada eşi görülmemiş bir şekilde ortak
Bakanlar Kurulu düzenledin. Zalim Hafız Esad’ın oğluna
(babasının yaptıkları için) bir özür bile diletmeden nasıl bu denli sarmaş dolaş oldun? Ayrıca, Suriye’de ölen on binlerce insanın ölümünün sadece Esad’a mal etme hinliğini de dünya yutmuyor.
Esad’ın resmi Suriye Ordusu’na karşı savaşan muhaliflerin, başta Türkiye ve El Kaide dahil 17 ülke
teröristlerinden oluştuğu açıklanıyor.
Türkiye’nin verdiği silahlarla ümmet Müslümanlar birbirini katlediyor. Türkiye muhaliflere her türlü ağır silah yardımı yaparken Rus ve Ermeni uçaklarının içinde silah vardı diye indirilmesi istihza ile karşılanıyor.
Suriye’ye demokrasi götürme zırvasına gelince; Irak’a Libya’ya, Mısır’a demokrasi götürdüler de ne oldu. Sıkılmadan şimdi de Suriye’yi aynı akıbete sürüklüyorlar.
Zirvedekilere verilen ve 10 milyon doları aştığı söylenen paha biçilmez hediye, mücevherler nedeniyle azılı diktatör “Suudi Kral Abdullah ve Katar Emiri Şeyh Hamad, Mikail melek oluyor, Beşar Esad ise Azrail”.
Geçtiğimiz hafta Çin’de katıldığımız uluslararası dostluk ve işbirliği toplantısında dost olduğum Malta
Uluslararası Dostluk Örgütü Başkanı, eski Malta Turizm Bakanı bize içtenlikle “Sizin Suriye’ye musallat
olmanızın esbabı mucibesini dünya bilmiyor…
Siz hangi çıkarınız gereği Suriye batağına bulaştınız? Amerika’nın sizi tetikçi olarak kullandığını sağır sultan
biliyor…
Bu oyuna karşı Türk halkı, Türk gençliği neden gereken tepkiyi göstermiyor. Böyle bir durum benim
ülkemde olsa yer yerinden oynardı.” dedi.
Türk halkının kimyasını bozdular.
Atatürk “köylü milletin efendisidir” diyor. Başbakan ise “aç, perişanız, anamızı ağlattı-nız” diye sızlanan
köylüyü “al ananı da git” diye azarlıyor.
Yine de köylü-çiftçiden en fazla oyu AKP alıyor.
Kürtleri, “Onlar Müslüman değil Zerduş dinindendir” diye horluyor.
Ama Güneydoğu’da en fazla oyu parti olarak AKP alıyor.
“Gavur İzmir diye İzmirlileri aşağılıyor”, AKP, İzmir’de CHP’yle başa baş oy alıyor.
Roman vatandaşları çil yavrusu gibi evinden barkından ediyor.
Seçimlerde göbek atıp, zil çalarak AKP’ye oy veriyorlar.
Bizdeki bu ense onlardaki %50 oy oldukça…
Amerika’nın Irak’a girmesinde şeriklik yapıyor. 1.5 milyon ümmet Müslüman’ın birbirini katletmesine
ortam sağlıyor. Ama bizim ümmet Müslüman halkımız yine de Tayyip Erdoğan’ı “İslam’ı koruyor”
diye baş tacı ediyor.
Gurbetçi vatandaşların 41 milyon Euro’sunu hortumlayan Deniz Feneri rezilliğinin resmen örtbas edilmesi
mümin halkımızı ırgalamıyor. Aksine seçim zamanı bin bir külfetle binlerce kilometreden gelip AKP’ye
oy veriyorlar. 33 yıl önceki Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya aşağılanarak servetleri didik didik ediliyor. Kimse 12 yıl önce paraları olmadığı için çocuklarını yurt dışında okutamadıklarını beyan edenlerin,
mal beyanlarındaki açığı çocuklarının düğün takılarıyla kapatanların şimdiki gemicikleri,
villacıklarından söz etmiyor.
Kimse İstanbul ve Ankara’da 100 milyar doları bulduğu söylenen korkunç imar vurgunlarının faillerini
merak etmiyor. Onlar çalıyor. Halkımız hırsızlara Bodyguardlık yapıyor.
Sonuç:
Mademki, Türk halkı “Devletin malı deniz yemeyen domuz” diye götürenleri
“Anıtkabir’e gidip saygı duruşunda bulunmak bizim için en büyük azaptır” diyenleri,
Atatürk değil Saidi Nursi’ye saygı duyanları bağrına basıyor.
O halde önümüzdeki yıllarda gemi iyice azıya alıp daha sapık ve kaçık! Avanta ve projeler üreteceklerine kimsenin kuşkusu olmasın.
Örneğin: Evvel Allah gemicik değil, transatlantikçik sahibi olacaklar. Başkanlık sistemiyle ülke,
(Sultanlık sevdalılarına) kediye ciğer diye teslim edilecek.
Amaca (şeriata) ulaşmak için “Demokrasi daha fazla araç” olarak kullanılacak.
4+4+4 molla eğitimi (üniversiteler ve mastırlar da dahil edilerek) 4+4+4+4+4’e dönüştürülecek.
Laik Cumhuriyet değerleri bir bir yok edilmeye devam edilecek.
“Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın ismi Saidi Nursi, Sabiha Gökçen Havaalanı’nın ismi de Fethullah Gülen olarak değiştirilecek.
Sakın bu kadarı da olmaz demeyin. Bizdeki bu gariban çıplak ense, onlardaki %50 oy oldukça daha çoook enseye tokat yeriz.
http://sozcu.com.tr/hediye-verenler-melek-esad-seytan-oluyor.html
Yorum Gönder