AKP’li iş adamları dev binalar dikiyor. Yapımı bitmeden
hangi bakanlığın,
hangi birimlerinin bu binaya taşınacağı
belli oluyor. Bina, “dört duvar” olarak
teslim ediliyor.
Bunların içi de yüksek paralar harcanarak Devlet tarafından
yapılıyor.
Bir kamu kurulunun Ankara’da Sıhhiye semtinde kullandığı
binası bulunmasına
rağmen bir plazaya
taşınıyor. İşte, bu
kiralama-taşınma işlerinde de büyük paralar döndüğü sıkça
gündeme getiriliyor. “Belge”
diyorsunuz, oradaki
görevliler, kira sözleşmesinin imzalanmasından iki ay
sonra
üst düzey yöneticinin
860 bin liraya alınan dairesinin
tapusunu gösteriyorlar. Ardından “Bina kiralamanın
karşılığı olarak
bu ev kendisine verildi” iddiasında
bulunuyorlar. Hadi çıkın işin içinden…
Hepsi için böyle
demiyoruz. Ancak kira işi üzerinde mutlaka durulması
gerekiyor.
Siyasi baskılar devreye giriyor
Devlet daireleri sürekli büyürken, lüks binalar yaptırma,
kiralama yoluna gitmede de sınır tanınmıyor.
Türkiye’de
tarım küçülürken Tarım Bakanlığı için en lüks bina
yaptırıldı. Gümrük Bakanlığı binası renkli
ışıklarla
donatılmış. Bu iki binanın arasındaki Danıştay ise
ışıklandırmada diğerlerine göre hayli sade
kalmış.
Kamu binalarının yaygınlaşmaya başladığı yerlerde mescit
açıldığı gibi, “protokol” için Diyanet İşleri
Başkanlığı
tarafından da büyük bir cami yaptırılıyor. Cami yeni yılda
ibadete açılacak. Kısaca, Devlet
binaları ya da
kiraladıkları yerler ne kadar lüks ise cami için de hiçbir
harcamadan kaçınılmıyor. Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet
Görmez, kürsüye çıktığında “israf haramdır” diyor ama
Diyanet’te israfın âlâsı
yapılıyor.
Yeni kurulan üniversitelerin neredeyse tamamının
rektörlükleri kiralık binalarda görev yapıyor. Ancak,
rektörlüklerin de öncelikleri arasında fakülte binaları
yaptırmaktan çok cami var. Halen 40 üniversitede
cami
bulunuyor. Diyanet Vakfı da, üniversitelerde yapılacak
camilere destek oluyor.
Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü için
AKP’li iş adamının binasını kiraladı. Yetmedi,
bu kez aynı
semtte yaptırılan binayı da kiralamak istedi. 300 bin lira
istendi. Bakanlığın bazı bürokratları
“El insaf” dediler
ve pahalı buldukları için kiralamadılar. Bakın, aynı
binayı çok geçmeden Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı
kiraladı. 300 bin lira pahalı bulunduğu için kiralanmayan
bina için bu
bakanlığın ödeyeceği miktarı da söyleyelim:
Stopaj hariç aylık 980 bin lira. Bakan Fatma Şahin,
böyle bir
sözleşme yapmaya nasıl razı oldu? Üstelik binanın iç
harcamaları da bakanlık tarafından
yaptırıldı. Siyasi
baskı yoksa, bu kadar kira verilir mi?
Birilerinin hatırı için kiralanıyor
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sorduk. Kiralama
giderleri için 2011 yılında 184 milyon 996 bin lira
ödendiğini
belirtti. Binalar diken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
Balgat semtinde bulunan hizmet binasına
bu yıl 1 milyon 416
bin lira kira ödedi. Aynı bakanlığın Söğütözü semtinde
bulunan hizmet binasına yıllık
ödenen kira 2 milyon 714 bin
lira… Şehirler kuran bakanlık, herhalde birilerini zengin
etme adına
kendine hizmet binası yapmıyor, kirada idare
ediyor.
Dışişleri Bakanlığı da, Osman Tan, Ahmet Hattat ve İlkay
Karahasanoğlu’nun kiracısı… Onlar da
kiracılarından
memnun. Kendilerine 9 yılda toplam 4 milyon 249 bin 588 lira
ödeme yapılmış. Ya, basını
ayıran, akredite uygulayan Basın
Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’ne ne demeli? Hizmet
ve ek
bina için 2008 yılından 2012 yılına kadar toplam 10 milyon
857 bin 134 lira 18 kuruş ödeme yapılmış.
Üstelik, yine dört
duvar olarak alınan bina için milyonlarca lira harcama
yapılmış. Yapılan yolsuzlukların
müfettiş tarafından
belirlenmiş olması da bir şeyi değiştirmiyor.
“Peşkeş için kiralamaktan vazgeçin”
Biliyoruz ki bakanlıklar, “fazla laf-söz olmasın” diye
bazı rakamları gizliyor, çarpıtıyor. MHP Ankara
Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, debdebeyi, “temsil ve
ağırlama” adı altında yapılan harcamaları
gördüğü için bu
konuda önergeler veriyor. Sağlıklı cevap alamazsa da,
alabildiklerini değerlendirdiğinde
“Beş yıllık kira
bedeliyle bu bakanlıkların kullanabileceği hizmet binası
yapılabilir. İstenirse TOKİ
tarafından bu binaların
yapımı gerçekleştirilir. Bir binaya ödenecek beş yıllık
kira bedeliyle o binanın
mülkü alınabilecekse o binayı
kiralamak halka ihanettir” diyor.
Sözleri bununla da bitmiyor: “Milletin paraları sorumsuzca
kira, yemek ve davetlere sarf ediliyor.
Milletin
vergilerini bu denli hovardaca kullanmanın izahı yoktur ve
olamaz. Başbakan’a, bakanlara ve
bürokratlara buradan
sesleniyorum: Milletin parasını çıkar çevrelerine peşkeş
çekmek için bina
kiralamaktan vazgeçin. Milletin gözleri
üzerinizde iktidarı kaybedince yalnız yaptıklarınızın
değil
yapmadıklarınızın hesabın vereceksiniz.”
Yapılması ve açıklanması gereken kimin binasının, hangi
bakanlık tarafından kaça tutulduğunun, içinin
yapımı için
ne kadar para harcandığının ortaya çıkarılması,
kiralayanların mal varlığının da araştırılmasıdır.
Yorum Gönder