‘Belgeli İşsizler’in Anatomisi - Mustafa Sönmez

Önce, “belgeli işsiz” kim, ona açıklık getirelim. Devletin Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından, bu yurttaşlarımız “Kayıtlı işsiz” olarak tanımlanıyor. Tanım da şöyle yapılıyor: “Kayıtlı İşsiz: Çalışma çağında ve gücünde olan, çalışmak isteyen, kuruma başvurduğunda asgari ücret düzeyinde gelir getirici bir işi olmayan, kurum tarafından henüz kendisine iş bulunamayan aktif kayıtlardaki  kişilerdir.” Peki, başka nerede işsiz verisi var? TÜİK’te. Ama gelin görün ki 19 Kasım 2012 tarihli yazımda da gösterdiğim gibi TÜİK’in anketle tahmin ettiği işsiz sayısı ile İŞKUR’a kayıtlı gerçek işsiz sayısı çok farklı. Sadece Ağustos 2012 verilerini  alırsak İŞKUR’un belgeli işsizlerinin, TÜİK’inkinin yüzde 82’sine ulaştığını görüyoruz ki bu inandırıcı değil. Çünkü aynı TÜİK, işsizlerin sadece yüzde 30’unun eş dost aracılığıyla iş aradığını, kendi bültenlerinde ifade ediyor. Kişisel olarak benim, İŞKUR’un ismiyle, cismiyle, adresiyle “kayıtlı işsiz” verisini gördükten sonra, TÜİK’in anketle, el yordamıyla saptadığı işsiz sayısına, istihdam, işgücü verilerine güvenim iyice azaldı. Aynı konuda çalışan bilim insanı, bürokrat, teknokrat, siyasetçi, hangi gerekçeyle benim hissiyatımı paylaşmadığını söyler, çok merak ediyorum. Bu tutarsızlığa, CHP kurmayları da dikkat çekiyor, ama ne Meclis’e getirebildiler sorunu ne de TÜİK’i ve bağlı olduğu siyasi otoriteyi bir açıklamaya zorladılar henüz. Umarım, ısrarla takipçisi olurlar... Bu kadar serzenişten sonra İŞKUR’un kayıtlı işsizlerinin nasıl bir profil çizdiğine de bakalım.
Elimizde Ekim 2012 itibarıyla 2 milyon 204 bin kayıtlı işsizin bizzat kendi beyanlarıyla profilleri var. Öyle örneklem, anket filan değil. Bizzat İŞKUR’a “İşsizim, bana iş bulun” diye başvurmuş işsizlerin isimleri, adresleri ile ifade edilmiş özelliklerinden söz ediyoruz. Bu veri seti çok önemli.
Ekim itibarıyla 2 milyon 204 bine ulaşan “belgeli” ya da kayıtlı işsizlerin temel özellikleri, genç, düşük eğitimli, düşük vasıflı olmaları ve uzun süredir işsiz olmaları.
***
İşsizlerin yarısına yakınının (yüzde 48) 29 yaşın altında gençlerden oluştuğu görülüyor. Genç tanımını 39 yaşa kadar çıkarırsanız, oran yüzde 81’i buluyor. Özellikle 24-39 yaş grubu işsizlerin, toplamda yüzde 53’ü bulması, yani 1 milyon 200 bini geçmesi çok önemli. Bu çoğunluk, genellikle askerliğini yapmış, ailenin, çevrenin “bir yuva kurması” beklentisinde olduğu ve/veya belki de evli-çocuklu kişilerden oluşan bir yaş grubunu oluşturmaktadır.
İŞKUR’da “belgeli” işsizlerin yüzde 60’ını erkekler oluştururken yüzde 40 orana sahip 883 bin kadın işsizin de iş başvurusu bulunuyor. Kadın işsizlerin üçte ikisinin 20-39 yaş grubunda genç bir nüfusu oluşturduğu görülüyor.
İş bulmakta zorlanan ve İŞKUR’un kapısını çalanların eğitim düzeyleri vasat ve vasatın altı. En fazla ilköğrenim diploması olanlar yüzde 50 dolayında. Ama lise ve dengi okul mezunu işsiz sayısı da az değil ve toplamın yüzde 30’unu (660 bin kişi) oluşturuyor. İşsizler içinde yüzde 9 oranında ön lisans, yüzde 10 dolayında da lisans ve üstü diploması olanlar var. Mühendisler, teknisyenler, değişik vasıfta olup da İŞKUR aracılığıyla iş arayanların sayısı 250 bini geçiyor.
İşsizlerin ağırlıklı kısmı eğitimsiz ya da düşük eğitimli olduğu için bir vasfa da sahip değiller ve meslek hanelerinin karşısında “beden işçisi” yazıyor. Bunların, toplamdaki payı yüzde 40’ı buluyor.
İş için İŞKUR’a kayıt yaptıranların önemli bir kısmı uzun süredir umutla işe yerleştirilmeyi bekliyorlar. Kayıtlı 2.2 milyon işsizden yüzde 44’ü 1 yılı aşkın bir süredir İŞKUR’dan umutla müjdeli haber bekliyor. En az sekiz aydır işsiz olan ve işsizlikte bir yılı devirmenin eşiğinde olanlarla beraber oran yüzde 60’ı buluyor. Bu da “katılaşan işsizlik” demek ve endişe verici...
İŞKUR işsizlerinin kayıtlarının yüzde 13’ü İstanbul’da. Diğer üç önemli metropol İzmir, Ankara ve Adana-Mersin’in de kayıtlı işsizlerdeki payları yüzde 6-6.5 dolayında. Bu, kayıtlı işsizlerin üçte birinin bu dört merkezde kayıtlı olduğunu gösteriyor.
***
Ancak, burada unutulmaması gereken 2.2 milyon kayıtlı işsiz, sadece İŞKUR üstünden iş arayanlar. Buradan gerçek işsiz sayısına ulaşmak istiyorsanız, en iyimser senaryo ile bu sayıya bir o kadarını eklemelisiniz. O zaman da 4.5 milyona yakın bir işsiz kitlesine ulaşırız. TÜİK’in 2.5 milyonu aşmayan işsiz iddiasının bir kat fazlası demek bu... TÜİK’in yüzde 9 diye ölçtüğü işsizlik oranı ise bu veriler ışığında “hikâye”… En az yüzde 20’ye ulaşmış bir işsizlik gerçeği var Türkiye’nin... Bunu hep akılda tutmakta fayda var...
Düzeltme: 1 Aralık Cumartesi tarihli yazımda, Korkut Boratav’ın, 2012 ilk yarı büyümesi için hesaplanan yüzde 3.1’lik büyümenin yüzde 0.5 puanının, altın ödemesi işlemince şişirildiği bulgusuna yer vermiştim. “İlk çeyrek” ifadesi, ilk yarı olacaktır, düzeltiyorum.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget