Türkiye’nin Suriye sınırına konuşlandırmak üzere NATO’dan Patriot istemesi
ile ABD ve Türkiye Özel Kuvvetleri’nin tatbikat mutabakatına vardığının ortaya
çıkması, Washignton’un artık Suriye konusuna ağırlık vermeye başladığı şeklinde
yorumlanıyor. Hatta bazı çevrelere göre Esad’ın düşmesi bu kez an
meselesi!
Peki, öyle mi? Yani Atlantik cephesi bu kez Çin, Rusya, İran, Irak, Suriye,
Lübnan bloğunu yardı mı?
Hayır! Bırakın yarmayı, Washington daha istediği gibi bir Suriye muhalefet
cephesi bile oluşturamadı! ABD bu nedenle Doha’da kurduğu Suriye Ulusal
Koalisyonu SUKO’yu bile hâlâ resmi olarak tanımadı!
Oysa ABD, Türkiye merkezli Suriye Ulusal Konseyi SUK’u yetersiz gördüğünü
açıkça belirtmiş ve ardından Doha’da bir hafta süren konferansta SUKO’yu inşa
etmişti!
ABD kendi kurduğu SUKO’yu henüz tanımazken, Arap Birliği, Fransa, İngiltere
ve Türkiye’nin tanıması, meseleyi daha da ilginç kılıyor.
ABD’NİN ZORUNLU KARARSIZLIĞI
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, hem Associated Press’in
duyurduğu “ABD’nin yeni oluşturulan Suriye muhalefet cephesini resmen tanımaya
hazırlanıyor” haberini, hem de New York Times’ın gündeme getirdiği
“ABD’nin Suriyeli muhaliflere doğrudan silah yardımı yapmayı planladığı”
iddiasını doğrulamadı.
Clinton Hürriyet’ten Tolga Tanış’ın aktardığına göre,
2013’te ülkesinin dış politika önceliklerini açıkladığı konuşmasında şöyle dedi:
“Düzenli olarak durumu değerlendiriyor ve bazı adımlar atıyoruz. Eminim
önümüzdeki haftalarda daha fazlasını yapacağız. Fakat henüz bir karar
verilmiş değil ve günlük olarak bunu değerlendiriyoruz.”
Clinton silah yardımı konusunun ise 12 Aralık’ta Fas’ta yapılacak
“Suriye (muhaliflerinin) dostları” toplantısında ele alınabileceğinin sinyalini
verdi.
ABD’NİN NETLEŞEMEYEN POZİSYONU
ABD’nin Suriye Büyükelçisi Robert Ford’un açıklaması Washington’un
neden SUKO’yu henüz tanımadığını ortaya koyuyor: “SUKO Suriye halkının
arzularının meşru temsilcisidir. Onlarla işbirliği yapacağız. Suriye için bir
vizyonları var. İlerleme kaydediyorlar, onlar geliştikçe bizim pozisyonumuzun
da evrilmesini bekliyorum.”
Ford’un muhaliflere silah yardımı konusunda söyledikleri de önemli:
“Birçok kişi, aktif olmayı silahlarla bağlantılandırıyor. Bunun bir hata
olduğunu söylemeliyim. Silahlar bir strateji değildir, silahlar bir taktiktir.
Bunu çok net söyleyeceğim; askeri çözümün Suriye için en iyi yol olmadığını
düşünüyoruz. Bir tarafın diğer tarafı ele geçirerek kazanma çabaları
sadece şiddeti uzatacaktır ve zaten korkunç vaziyette olan insani durumu
daha da ağırlaştıracaktır.”
SURİYE MUHALEFETİNDE YARILMA
Clinton ve Ford’un açıklamalarından ortaya iki gerçek çıkıyor.
1. ABD silahlı mücadelenin başarı getirmeyeceğini saptıyor. 2.
ABD, Suriyeli muhaliflerinin başarı şansı artıkça arkalarında duracak.
Peki, Suriye muhalefeti, ABD’nin daha somut pozisyon almasını sağlayacak
işaretler veriyor mu? Yanıt hayır!
Üstelik Suriye muhalefetinin önünde artık daha büyük sorunlar var:
1. Tek parçalı Suriye muhalefeti bir türlü oluşturulamadı. Örneğin
Ulusal Koordinasyon Kurulu UKK, Moskova’yla temasları artırıyor, Şam’la
müzakereye hazır olduğunu ilan ediyor.
2. SUKO hafta içi Kahire’de yaptığı son toplantıda da uzlaşamadı.
SUKO’yu oluşturan gruplar arasındaki anlaşmazlık sürüyor hatta Kürt meselesi
boyutu üzerinden derinleşiyor. Suriye’deki Barzaniciler ile PKK/PYD’nin
yeniden anlaşması, Araplarda endişe yaratıyor.
Clinton’un “Türkiye, Suriye’de hiçbir şey yapılmamasının özelikle PKK
uzantısı olan Kürtleri güçlendirmesinden inanılmaz biçimde endişeli” demesi
dikkat çekici.
3. Doha’da ABD, Türkiye, Katar ve SUKO arasında imzalanan ve
İsrail’i gözeten gizli anlaşma muhalefet içinde kırılma yarattı.
Ayrıntılarını bugün Aydınlık’ın dış haberler sayfasında okuyacağınız 12
maddelik bu gizli anlaşmayı, Suriyeli muhalefetin bir bütün olarak kabul etmesi
mümkün görünmüyor.
Yorum Gönder