Ekonominin gidişatını nereden öğrenirsiniz?
Önce kendi cebinize, sonra çevrenizdekilere bakarsınız değil mi?
Ya tüm memlekette durumun ne tarafa gittiğini?
Gazetelerden mi?
-Geçiniz, gazetesine göre değişir.
-Hükümetten mi?
-İyi haberler duymak, yüreğiniz sıkılmasın istiyorsanız mümkündür.
*
Olaya biraz daha resmi, biraz daha akademik bakmak isterseniz
ulaşabileceğiniz en önemli kaynak TÜİK yani Türkiye İstatistik
Kurumu’dur.
Bu tür bilgiler TÜİK tarafından derlenir, değerlendirilir ve yayınlanır.
Dolayısıyla en doğru bilgilerin de bunlar olduğu kabul edilir.
Bilgilendirelim: TÜİK Başbakanlığa bağlı bir kuruluştur.
5429 Sayılı Kanununun 16. Maddesine göre Başbakan’a bağlıdır;
17.Maddesine göre programlarını uygularken hiçbir konuda talimat
verilemez…
İstatistikleri nasıl hazırlar derseniz; görüşme, kayıt ve gözlem yoluyla.
*
TÜİK 4 Aralık 2012 günü yoksulluk konusunda bir istatistik yayınladı:
“Satın alma gücü hesabıyla kişi başı dolar cinsinden yoksulluk sınırlarına göre yoksulluk oranları düşmektedir”
-Güzel…
Yayınlanan bültendeki bilgiler özetle şöyle:
-Kişi başına günde 2,15 dolarla geçinenlerin sayısının on binde 7;
-Kişi başına günde 4,30 dolarla geçinenlerin sayısının on binde 87 azaldığı tahmin edilmiş.
-Kişi başına günde 4,30 dolarla geçinip kentte oturanların sayısı 2010
yılından 2011 yılına geçerken bir yılda on bin kişi 3 kişi düşmüş.
*
Bu dolar hesabından kafası karışabilecek olanlar için rakamları bizim paraya çevirirsek:
-Kişi başına günde 2,15 dolarla geçinenler “ayda 116,- lira ile;
-Kişi başına günde 4.30 dolarla geçinenler “ayda 232,- lira ile geçinenler anlamına geliyor.
Dolayısıyla geliri artan o her on bin kişi içinden 3-5 kişi ile anlatılmak istenenler aylık geliri bu düzeyde olanlar.
*
Her ne kadar “bağımsız” hareket etse de insan merak ediyor; yahu
memleket ha bire kalkınırken nasıl oluyor da rakamlar böyle çıkıyor?
Acaba bu işlerde bir hata-noksan payı olabilir mi?
Gazeteciler TÜİK Başkanı’na 10 Nisan 2012 günü soruyorlar:
-Sayın Başkan yanılma payı, sapma yüzde olarak ne olabilir?
-“"Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında bütün kamu kurumlarının rolü büyük.
Burada TÜİK olarak aşamadığımız sorunlar var.
Kayıt dışından ötürü rakamları tamamen bilmiyor, verileri tamamen aktaramıyoruz."
Yani “görüşme, kayıt ve gözlem” ile belirlenen ve on bin kişiden ancak
birkaç kişinin gelirinin düzeldiği yönündeki “tahminler” bu işlerde
yüzde ile göz önüne alınması gereken “görüşme, kayıt ve gözlem” hata
payı karşısında –kurumun 17. Madde ile sağlanma ihtiyacı duyulmuş
statüsüne rağmen- hayli ihtiyatlı olmayı gerektiriyor.
Anlaşılan bu
rakamları açıklayan kurumun başkanı da durumdan pek emin gözükmüyor ve
herhangi bir yanılma payından açıkça söz edemiyor.
Şimdi
bakalım bizim özgür basınımız yoksulluktaki azalmayı müjdeleyen bu
açıklamayı ne kadar doğru analiz edebilecek, halkımıza ne kadar
ballandırarak anlatmayı tercih edecek.
Yorum Gönder