Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in fezlekeleri...

Dünkü SÖZCÜ'de okudunuz.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in sahte belge düzenlemek, ihaleye fesat karıştırmak ve kara parayla ilgili fezlekeleri, Meclis'te dokunulmazlığının kaldırılmasını bekliyor.
Eğer CHP'nin önerisi kabul edilir, tüm suçlar için dokunulmazlıklar kaldırılırsa, Türkiye'nin Milli Eğitim Bakanı, yüz kızartıcı suç işlediği iddiasıyla hakim karşısına çıkacak.
Bu suçları işleyip işlemediğine mahkeme karar verecek.
Hemen belirtelim, aksi yönde karar çıkmadıkça, Bakan Dinçer'in masum olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Ancak intihalciliği, yani bilimsel aşırmacılığı kesinleşen Ömer Dinçer'in, haklarında fezleke düzenlenen diğer siyasilerden farklı bir özelliği var.
O, ülkemizdeki tüm öğrencilerin Başöğretmeni.
Yani çocuklarımız ve öğretmenler için bir rol model.
Taşıdığı bu büyük sorumluluk nedeniyle Bakan'ın bir an önce yargı önüne çıkıp, kendisine isnat edilen suçlardan aklanması gerekiyor.
Hatta Bakan olur olmaz Meclis'e başvurarak “Yüz kızartıcı suç dosyaları burada beklerken ben öğrencilerimin yüzüne nasıl bakarım! Kaldırın dokunulmazlığımı. Ben aklanmak istiyorum'' demiş olsaydı, tarihe bile geçerdi.
Ama böyle yapmadı.
Peki ne yaptı?
Neler yapmadı ki?
Hem de Guinnes Rekorlar Kitabı'na girecek müthiş bir hızla!


***
Şimdi hep birlikte Milli Eğitim Bakanı'nın jet hızıyla yaptıklarına bir göz atalım:
Önce müfredata 5. sınıftan 8. sınıfa kadar uygulanmak üzere, seçmeli Arapça derslerini dahil etti.
Ardından 4+4+4 olarak bilinen kesintili zorunlu eğitim sistemini getirdi.
Sonra İmam Hatip Ortaokullarını açtı, genel Ortaokullara ve Liselere, Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin Hayatı'nı seçmeli ders olarak koydu.
Bakan bunlarla da yetinmedi. Milli bayramların kutlanmasıyla ilgili yönetmeliği değiştirerek, 19 Mayıs törenlerinin stadyumlarda yapılmasını yasakladı.
Son olarak ilk ve orta öğretimde serbest kıyafet uygulamasını getirdi.
Eğitim ve toplumsal hayatımızda büyük etkiler yapacak olan bu radikal kararların hepsini bir yıl gibi kısa bir süre içinde aldı.
Sevgili okurlarım dikkatle değerlendirdiğinizde bu 4 kararın birbirinden ayrı olmadığını, tam tersine bütünleyici özellik taşıdığını göreceksiniz.

***
Büyük gürültü kopartan, tepkilere sebep olan serbest kıyafet konusuna gelince...
Uzmanlar serbest kıyafet uygulamasının birçok büyük sorunu da beraberinde getireceği görüşünde.
Hatta aileler arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklar nedeniyle büyük bir kaosun yaşanacağını öne sürenler bile var.
Serbest kıyafet uygulamasını savunurken gelişmiş Batı ülkelerini örnek olarak gösterenler, önce aynaya bakmalılar.
Orada Türkiye nüfusunun yüzde 16.2'sinin açlık düzeyinde yaşam sürdüğünü, 13 milyon insanımızın açlıkla mücadele ettiğini görecekler.
Böylece ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizliğin korkunç boyutlara ulaştığını anlayacaklar.
Batı bölgelerimizde ise, öğrenciler arasında zengin-fakir ayrımının yaşanacağını ve bunun bir yığın sorunu beraberinde getireceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok!
Kısa kollu gömlek ve tişört giyilmesini yasaklayan yönetmelik “19 Mayıs kutlamaları stadyumlarda neden yasaklandı?'' sorusuna da anlamlı bir cevap vermiş oluyor!

***
Buraya kadar okuduklarınızdan, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Meclis Başkanlığı'na başvurup, dokunulmazlığının kaldırılmasını neden istemediğini anlamış olmalısınız.
AKP'nin dünya görüşünü milli eğitime yerleştirmeye çaşılırken, kim düşünür yüz kızartıcı suç dosyalarını?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget