Saadet zincirindeki sağlıkçılar, resmi tatil günü toplanıp sözleşmeleri imzaladılar

Torpil, kayırmacılık Sağlık Bakanlığı’nda olağan hale gelmiş olacak ki, birbirinden ilginç olaylar, sıradan bir olaymış gibi anlatılıyor. Bakanlık müsteşar yardımcıları, genel müdürleri, daire başkanları yüksek maaş alabilmek için adeta hastaneleri paylaştı ve her biri bir hastanenin başhekimi, hastane yöneticisi oldu. Yani, kişi hastanede sözleşmeli ama bakanlıkta üst düzey görevini de yürütüyor. Bunun mutlaka hukuksal boyutu da vardır.

Sağlık Bakanlığı Müfettişleri, doğrudan bakana bağlı olarak görev yapıyordu. Müsteşar yardımcısı, genel müdür, daire başkanları da denetledikleri arasında yer alıyordu. Kanun Hükmünde Kararname çıkarıldı ve onlar bir daire başkanına bağlı olarak çalışan “denetçi” oldular. Kazanılmış haklarını kaybettiler. 200’e yakın “denetçi” atama işleminin iptali için Anayasa Mahkemesi talepli olarak İdare Mahkemesi’ne dava açtı.

“Sizi ölü yıkayıcısı yapmadık”
Davaya karşı, Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından mahkemeye gönderilen savunmadaki ifadeler, dava açanları şoke etti. Savunmadan bir bölümler aktaralım:

1-Müfettiş kelimesi Arapça, o nedenle yeni kararnameyle Denetçi unvanı verildi.
2-Müfettişler “gassal” yani ölü yıkayıcısı yapılmadı, denetçi yapıldı.
3-Müfettişlik kariyer mesleği değil.
4- Yeni kararnameyle, savcıların yetkisi denetçilere verildi. (Gerekçe olarak denetçilere tüm sağlıkla ilgili özel veya kamu tüzel kişilerinin özel dahi olsa bilgi, belgeleri vermek zorunda oldukları belirtildi. Halbuki eski Teftiş Kurulu Tüzüğü ve Yönetmeliğinde de bu hüküm bulunuyordu.)
5-Bir görevin veya unvanın şahsa bağlanması ancak “saltanat veya asalet” müesseselerinde bulunur. Bu yönüyle müfettişlik bir kariyer mesleği değildir. (Yani kaymakam-müfettiş-hakimlik kariyer mesleği değilmiş, şahsa bağlanamazmış, bir kararname ile ertesi günü bir hakim kendisini mahkemede yazı işleri müdürü olarak atanabilmesi anayasaya aykırı değilmiş.)
6-Müfettişlerin mesleklerinin ellerinden alınmasına dava açarak gösterdikleri hukuksal talepler ancak Doğu kültüründe olan yalnız bir makamla kaim olabilme anlayışının tezahürüdür.
7- Doğrudan Bakan'a bağlı olmak yerine alt idari makama bağlı olmak istememeleri müfettişlerin alt idari makamlara “hakaret ettikleri” anlamına geliyor.

Bakanlıklarına kırgın, küskün olarak çalışan denetçilerden ne bekleniyor? Yetkileri elinden alınan, doğrudan bakana bağlı olmaktan çıkarılıp daire başkanına bağlanan denetçilerin, üzerindeki baskı mekanizmalarının sayıları da artmış oluyor. Onlar da bunun farkında. Tek güvenebilecekleri yer yargı…

Saat 20.45 : Yarın imza için gelin
Sağlıkta yaşananlarla ilgili bugün de Samsun’dan söz edelim. Başhekim, yardımcısı, idari ve mali alanlara müdür olarak atanacaklar için siz kıdem-liyakat sakın aramayın. Kuşkusuz atananlar içinde bunları hak edenler de göstermelik olsa vardır. Ancak, çoğunluğun atanma gerekçeleri farklıdır.

28 Ekim 2012 tarihinde saat 20.45’de, Samsun Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’ne kiminle sözleşmeler yapılacağına ilişkin liste ulaştırıldı. Listelerin bazılarının karşısında artı, bazılarında ise eksi işareti bulunuyordu. Bunun anlamı, eksi işaretli olanlarla sözleşme yapılmaması, artı işaretli olanlarla da hemen yapılması isteniyordu.

Mesai çoktan bitmiş olmasına rağmen, listede isimlerinin önünde artı işareti bulunan kişiler telefonla arandı ve sabah sözleşme imzalamak üzere genel sekreterliğe gelmeleri istendi. İlginç bir durum daha vardı. Samsun’da Kamu Hastaneleri Birlik Yöneticileri ile sözleşme imzalayanların hemen tamamının Samsun Sağlık Sendikası yönetiminde yer alan ve üyelerinden oluşuyor..

Bunlar hangi hukuka dayanıyor?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Prof.Dr. Haluk Koç, bu konuyu TBMM’ne taşıdı. Üstelik, sözleşme imzalayanlardan “ailevi veya sağlık nedenlerinden istifa ediyorum” diye dilekçe alındığını belirtiyor. 15 yıldır yöneticilik yapan, sicilleri de pekiyi olan idareciler devre dışı bırakılarak bir gün bile yöneticilik deneylimi olmayan kişilerle sözleşme yapıldığını kaydediyor. Ve son olarak, “Tüm kadrolara 29 Ekim 2012 günü tatil olmasına rağmen yapılan sözleşmeler yasal mıdır, geçerli midir?” diye soruyor.

Tüm Sağlık Sendikası’nın Samsun Şube Başkanı Yusuf Alan ne yapsın? Sözleşme için imzaya çağrılanların listesini buldu. Kimin, kimin akrabası, hangi sendikanın üyesi olduğunu tek tek belirlerdi. Listede gördük ki, hemen tamamı Sağlık-Sen’li.
Sendika yönetim kurulu üyesi Şerafettin Kara, eski yönetim kurulu üyesi İbrahim Küçük, Denetim Kurulu Üyesi İsa Sağlam, AKP milletvekili aday adayı Ayşe Keskin, işyeri temsilcileri Nezihe Karaoğlu, Gülru Canlı, AKP’li eski Belediye Başkanları Radi Şen, Süleyman Kaldırım kısacası son atamalarda bir-iki dışındaki tüm atamalarda sendika gölgesi bulunuyor.

Anlaşılıyor ki Sağlık-Sen’li olmayana, bazılarının da cemaatle bağlantısı yoksa, onlara Sağlık bürokraside hayat hakkı yok.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget