Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’yi ziyaretinde ele
aldığı enerji konuları ile Bağdat’ın Kürdistan Petrol Konferansı’na gitmek
isteyen Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uçağına hava sahasını kapatması
arasında ve hatta ABD ile Türkiye’nin İran altınları gerginliği arasında
kuşkusuz bir bağ var.
O bağ, Atlantik ile Asya güçleri arasında yaşanan büyük savaşın enerji
boyutuyla ilgili. Taraflar bu alanda da kıran kırana bir mücadelenin içinde…
Bu savaş, ABD Başkanı Barrack Obama’nın Türkiye’yi “Enerji
güvenliğinin sağlanması ve Hazar petrol ve doğalgazı ile Kuzey Irak petrol ve
doğalgazının uluslararası piyasalara ulaştırılması” için “model ortak” ilan
etmesinden ötürü bizi fazlasıyla ilgilendirmektedir.
KUZEY IRAK PETROLLERİ
Merkezine Türkiye’yi de koydukları Nabucco Projesi, bu savaşta Atlantik’in en
önemli silahıydı. ABD ve AB, Rusya ve İran’ı bu silahla alt edecek, Türkiye gibi
ülkeleri bu silahla “tam bağımlı” hale getirecekti.
Nabucco Projesi anlaşması ABD’li yetkililerin önünde 13 Temmuz 2009’da
Ankara’da büyük bir törenle imzalandı. Başbakan Erdoğan “Türkiye’yi
dünyanın dördüncü büyük ana arteri yapacağız” diyor, Batı basını ise anlaşmayı
“Rus boyunduruğu kırıldı” diye manşetlere taşıyordu.
Türkmen gazını Türkiye üzerinden Avrupa taşıyacak projenin imza törenine
Türkmenistan’ın katılmaması, aslında projenin ölü doğduğunu daha ilk günden
gösteriyordu. Zaten Türkmenistan, gazının Avrupa’ya transferi için Rusya’yla
anlaşacaktı.
Nabucco’yu besleyecek diğer kaynaklar Azerbaycan ve Kuzey Irak’tı… Oysa
Azerbaycan biri Rusya’yla diğeri de BP’yle iki ayrı anlaşma hazırlığındaydı.
Geriye bir tek Barzani petrolleri kalmıştı. Nitekim AKP hükümeti
Erbil’le bir boru hattı anlaşması yapmış, hat tamamlanana kadar da Erbil’in
petrollerini tankerlerle taşıyarak işlemeyi taahhüt etmişti.
RUSYA VE İRAN’IN ENERJİ KARTI
Rusya ve İran, Nabucco’nun karşısına kendi projeleriyle çıktılar.
İran, Irak, Suriye ve Lübnan ile 5,600 kilometrelik bir boru hattı anlaşması
yaptı. Tahran, Kuzey Irak’tan geçecek bu hattın anlaşmasından hemen sonra
Kandil’e büyük çaplı bir operasyon düzenleyerek, güzergâhın güvenliği için
PJAK’ı teslim aldı! Irak Başbakanı Nuri El Maliki de, Erbil’in Bağdat’a
rağmen yaptığı enerji anlaşmalarını yok saydı. Suriye’de 1,5 yıldır süren
kışkırtmanın bu bölgesel gelişmeyi hedef aldığı ortada.
Rusya ise Nabucco’nun karşısına Güney Akım’la çıktı. Rusya’nın İtalya, Fransa
ve Almanya ile yaptığı bu anlaşma hızla yol aldı. Öyle ki, Türkiye de sonrasında
bu projeye dâhil oldu; Enerji Bakanı Taner Yıldız Moskova’ya gidip
Erdoğan adına Putin’le anlaşmaya imza koydu.
TANAP, NABUCCO’YU BİTİRİR Mİ?
Türkiye, Rusya’nın Güney Akım projesine dâhil olmakla kalmamış, bir de
Azerbaycan’la Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) için anlaşmıştı!
Türkiye ve Azerbaycan, Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz havzasından Avrupa’ya doğal
gaz taşıyan bir boru hattı inşa edecekti.
“TANAP limitli bir hattır” diyen Nabucco Genel Müdürü Reinhard
Mitschek’ın sözleri TANAP’ın Nabucco’nun geleceğini olumsuz etkilediğine
işaret ediyordu
Enerji Bakanı Taner Yıldız ise Financial Times’a verdiği
röportajda Türkmenistan’la Nabucco arasında henüz kesinleşmiş bir anlaşma bile
olmadığına dikkat çekiyor ve “Bir boru hattı projesinin her şeyden evvel kaynağı
belli olmalıdır. Fakat Nabucco’nun kaynağı kesinleştirilemedi” diyordu.
ALMANYA NABUCCO’DAN ÇEKİLİYOR
Bu gelişmeler yaşanırken Nabucco ortaklarını kaybetmeye başlıyordu. İlk
olarak Nabucco’nun altı ortağından biri olan Macaristan, ayrılma kararı aldığını
duyurdu.
Son olarak ise Almanya ayrılık kararı verdi. Alman RWE holdingi, Nabucco’daki
yüzde 17’lik payının satışı için görüşmelere başladı. Payın proje
katılımcılarından Avusturya’nın OMV şirketine satılabileceği belirtiliyor.
Almanya’nın bu kararı, Nabucco’nun ölmesi demektir!
Ama daha önemlisi Asya’nın Batı Asya enerji satrancında Atlantik’in “şahını”
köşeye sıkıştırması demektir.
Mat yakın!
Yorum Gönder