Mektubun içeriğini merakla okudum zira bu mektupla ansızın bir muhabbet depreşiyor ve kısa bir süre önce, Öcalan yakalandığında biz iktidar olsaydık onu asardık deyip kaldırılan idam cezasını geri getirmek için nutuklar atan ve dokunulmazlıklar istismarını yapan Tayyip Erdoğan kendini inkar edercesine çark etti.
Peki Öcalan’ın mektubunu bu şekilde büyülü yapan ve Başbakan’ı meftun
eden ne miydi?
Çaresiz olması!
Bir tarafta küresel hegemonlara çok önceden verilen sözler, diğer tarafta Rusya-İran-Suriye ve Maliki’nin son yaşananlarla sürece fiili olarak dahil olması ile PKK bağlamında tek muhatap olarak Öcalan’ın kalması ve de üç büyük seçimi atlatma telaşı Erdoğan’ı Öcalan’ın bu mektubuna boyun eğmeye itti.
Peki bu iş ne mi getirir?
Tayyip Erdoğan’a yeni bir saha açar ve zaman kazandırır.
Hayır hiç kimse üç büyük seçim tamamlanmadan radikal kararlar beklemesin nitekim daha önceki gün af yok ve de silah bırakma 2014’te diye bir söylem geliştirilmiştir.
Erdoğan’ın amacı barışı arayan adam pozlarında partisine seçim kazandırıp kendini Çankaya’ya seçtirmektir.
Peki Öcalan ile PKK’nın diğer unsurları bunun farkında değil mi?
Elbette farkında ve Öcalan zaten bu farkındalıkla müzakere masasına oturup kesin taahhütler almıştır.
Gelinen noktanın ucu açıktır ve pek çok sürpriz gelişmenin habercisidir.
***
Bahçeli Tayyip’le Türkiye’yi böyle bölüyor!
1) Devlet Bahçeli sadece ülkücü hareketi değil Türk milliyetçilerini bloke ve hatta tasfiye etmek adına siyasette var edilmiştir.
2) Bahçeli’nin varlığı ile merkez sağdaki boşluk sayesinde yüzde 25′lere rahatlıkla tırmanabilecek olan MHP yüzde 7-10 aralığına hapsedilmiştir. Bahçeli sayesinde merkez sağ kulvar Tayyip Erdoğan için artık kurtarılmış bölgedir.
3) MHP’nin başında Bahçeli olmasaydı Tayyip Erdoğan Öcalan ile müzakere masasına oturamaz zira MHP bütün Türkiye’yi ayağa kaldırırdı. Bahçeli, Türkiye’nin bölünmesi sürecinde milliyetçi camiayı pasifiz ederek Erdoğan’ın önünü açıyor ve ona alan düzenlemesi yapıyor.
4) Bahçeli’nin varlığı ile MHP’nin fikri, rengi, kokusu, amacı ve ideali kalmamış, ülkücüler F Tipi örgütün kucağına itilmiştir.
5) Bahçeli ile Ülkü Ocakları fikir ve inanç mücadelesi veren misyondan çıkıp, özel güvenlik sağlayan ve korku salan çete hüviyetine bürünmüştür.
***
Böcek bulundu dersaneler kapanmıyor!
Söyleyin lütfen Tayyip Erdoğan gibi iddialı ve güçlü bir Başbakan iki ayrı bürosuna böcek konulmasına ve unu yapanları bilmesine rağmen niçin susar?
Neden Mehmet Baransu’nun İsviçre’den valizlerle bir AKP’liye gelen dolarlar beyanını sorgulamaz ve Baransu’ya hadi ordan demez?
Yoksa Hanefi Avcı’nın, Başbakan’ın görüntüleri F Tipi’nin elinde beyanları doğru mudur?
Ne yalan söyleyeyim Erdoğan’ın odalarında böcekler yani dinleme aletlerinin bulunması sonrasındaki suskunluğu insana acaba mı dedirtiyor.
Tam bu noktada soralım sahi ne oldu dersaneler olayı?
Hani Başbakan’ın defalarca söylediği gibi kesin olarak kapanıyordu!
Ankara’nın üç büyük dersanesine telefon edip sordum, önümüzdeki eğitim yılı için kayıt yapıyorlarmış!
Soruyorum bu gelişmenin böcek ve kasetle alakası olabilir mi?
***
Aydın Doğan, Öcalan-Tayyip aşkına neden destekçi?
1) Vergi cezaları olayında maliye ile uzlaşma görüşmelerinin sonlarına gelindi ve ceza az gelsin diye bu desteği verdi.
2) Daha önce ticari faaliyetten çekileceğini duyuran Aydın Doğan, Erdoğan’la arasını düzeltince elindeki büyük nakit para ile İddia ve Milli Piyango gibi ihalelere girmeyi düşünmeye başladı ve böyle bir süreçte Erdoğan’a cici görünmek için kraldan çok kralcı soyundu.
3) Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde rakip olarak gördüğü F Tipi ile dış dinamikler destekli Abdullah Gül’e sıcak bakan medyaya karşı yapacağı tasavvur edilen operasyonda zarar görmemek için Aydın Doğan’ın ön alması ve safını bugünden belli etmesi yani Erdoğan demesi.
4) Aydın Doğan’ın Kuzey Irak’ta büyük bir enerji projesi ile ilgilenmesi.
***
Kılıçdaroğlu bunlardan ötürü güven veremiyor
1) Nasrettin Hoca misali herkese haklısınız demesi.
2) Ankara’da Atatürkçü, Tunceli’de Seyid Rıza’cı, Diyarbakır’da BDP çizgisinde görünmesi.
3) Hem Amerikancı, hem AB’ci hem de Atatürkçü görünmeye çalışması.
4) Fetullah Gülen’i adeta yeni Atatürk gibi algılaması ve polis ile yargıda F Tipi kadrolaşma var diyememesi.
5) CHP’ye bizzat kattığı isimlerin tamamının CHP dünyasının dışında olması.
6) Soros’u ve onun Türkiye örgütü TESEV’i ülke için tehlikeli görmemesi ve eleştirmemesi.
8) Liderlik bağlamında karizma yaratamaması ve varlığı ile AKP’nin bir buçuk yıl sonraki seçimde bile yüzde 50′yi garanti altına alması.
9) Hangi konuda ne düşündüğünün net olarak bilinmemesi ve olayların ardından savrulması.
Yorum Gönder