“Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2004 yılı Nisan ayında “Türkiye’nin büyük bölgelerinde askeri olarak istihbarat birimi kurma” çalışması yürüttüğü, İletişim Tespit Tutanaklarıyla resmen kayda geçmiştir.”
Mahkeme kayıtlarıyla sabit kanıtları açıklıyoruz! Dediğinde inanın kanım dondu ve ekrana adeta yapıştım can kulak dinlemeye başladım.
İstanbul 1 No ’lu DGM, 29.12.2003 tarihinde Müt. No: 2003/79 sayılı kararıyla İbrahim Bilgehan Taşdelen adlı kişinin ……. Numaralı GSM iletişim aracının dinlenmesine karar veriyor.
29.12.2003 – 27.05.2004 tarihleri arasında yapılan hukuki dinlemeler sonucunda Emniyet tarafından İletişim Tespit Tutanakları düzenleniyor. Bu tutanaklar, dönüyor dolaşıyor 1. Ergenekon Davası’nın 245. Klasörüne giriyor.
Vay! Vay! Vay!
Merakım iyice arttı ve bu sırada inanın ter dökmeye başladım ardından ne çıkacak? Çatlarcasına dinlemeye başladım.
Özbey, Resmi, imzalı, mühürlü olan tutanaklara meraklı olan herkesin ulaşabileceğini söyleyerek açıklamasına devam etti.
TSK içinde gizli istihbarat örgütü kuruluşu için, tek değil, üç toplantı yapıldığı, telefon dinleme tutanaklarıyla kanıtlıdır.
1.toplantının Bolu Abant’a yapıldığını Cüneyt Zapsu, Abdülaziz Zapsu, E. Korg. Altay Tokat, İbrahim Bilgehan Taşdelen’in katılmış olduğunun resmi tutanaklarda olduğunu ve Cüneyt Zapsu’nun “Tayyip Erdoğan adına” E. Korg. Altay Tokat’a “ciddi bir teklifte” bulunacağı da söylenmektedir.
Cüneyt Zapsu, “Abi” diye andığı “Tayyip Erdoğan adına” önemli teklifi yapıyor. Teklifin içeriği telefon tutanaklarına geçmiş. Aynen aktarıyoruz: Diyor ve başlıyor elindeki kâğıtları okumaya.
“Dediler ki, paşam dediler bir ricamız daha var dediler, şu anda hükümet ile asker çok kötü abi. Çok kötü, çok kötü, aşırı. Dediler ki, böyle böyle sayın işte abimizin [ Recep Tayyip Erdoğan] bir ricası var, bir ekip kursun bize… görevlendirelim her bölgede, Türkiye’nin büyük bölgelerinde askeri olarak istihbarat birimi kursun. Tüm yetkilerle donatalım. Bir de dediler, sadece yani bu ülkenin gelişmesi için, bu ülkeye zarar veren birimlerle ilgili bir takım işte bilgiler falan toplayalım. Başına da sizi getirelim diye teklifte bulundular. (…) Dediler işte üç yüz beş yüz falan filan şu bu kontrolleri sizin elinizde, gizli ödenek sizin elinizde.”
Vay canına!
“Üç yüz beş yüz falan filan şu bu kontrolleri sizin elinizde, gizli ödenek sizin elinizde.” (!)
( Açıklama doğruysa bizden kesilen vergilerin başbakanımızın uçakları, gemicikleri hariç nerelere gittiği böylece belli oluyor. “Yasa dışı faaliyetlere.” Ondan sonra elektriğe zam, doğal gaza zam, emeklilere sadaka gibi artışlar, anamız ağlıyor.)
Ankara’da yapılan toplantıda Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, E. Korg. Altay Tokat buluşuyorlar ve böylece Türk Ordusuna imha operasyonların düğmesine basılıyor. Yüzlerce namuslu, şerefli askerimizi Silivri zindanlarına haysiyetsiz yalanlalar, tezgâhlarla tıkıveriyorlar.
İnanmak istemiyorum.
Böyle bir olay her hangi bir dış ülkede olsa yer yerinden oynar sanırım. Bizde medyada tık yok ya.Hayret!!!
Hani Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapılacaktı güya kozmik odalar filan arandı sonuç ne oldu?
Kocaman bir FOS çıktı. Demek ki o da böyle bir tezgâhtı, kimse şüphe etmesin.
Bu bilgileri daha detaylı öğrenmek isteyenler lütfen http://www.ulusalbakis.com/iste-erdogan-ve-gulun-tsk-icindeki-gizli-orgutu.html/ linkini tıklayarak Ulusal Bakış tan öğrenebilirler.
Haber ne kadar doğrudur, eğridir bilemem ama tutanaklar olduğu iddia edildiğine göre doğruluk payı yüksektir, başbakanın buna ne kılıf uyduracağını merak etmekteyim.
Ben burada başbakan ve cumhurbaşkanını kınamıyorum iktidarlarının devamı için yaptıkları zaten meydanda.
Kınadığım Türk Ordusunun içerisinden çıkmış, ekmeğini yemiş bir Korgeneralin bu tuzak içerisinde yer alması ve silah arkadaşlarını arkadan vurmasıdır.
Yazıklar olsun!
Kimdir, nedir hangi millettendir bilemem ama ordumuzun içerisinde bir yılanmış. İnanın içim daraldı.
Bizler ordumuzun değerli komutanlarının, subaylarının, aydınlarının esir alınmasında sadece ABD in oyunu var sanıyorduk ama meğer bağrımızdaki yılanlar iş birliği içerisindeymiş.
Kenan Evren denilen darbecide maalesef bu ordunun içerisinden çıkmıştı.
Bunlar renk vermeden nasıl bir ordunun içerisinde barınabiliyorlar hayret ediyorum. Gelmiş geçmiş tüm genelkurmay başkanlarının vebali vardır diyorum. Orduyu iyi denetleyememişler demek ki.
****
Başbakan Erdoğan kendi kazdığı kuyuya mı düştü dersiniz?
Yoksa çok iyi bir hatip olduğu kadar aynı zamanda iyi bir aktör müdür?
Kendi ordusunu kendi eliyle çökertmek, sonra da yargıdan şikâyet etmek nasıl olur ya? Her baba yiğidin yapacağı iş değildir.
Ben bir önceki yazımda başbakanın “Uzun tutukluluklar TSK’nin terörle mücadelesine darbe vuruyor. Oralara gönderilecek subay kalmıyor” sözlerine karşın ona inanarak, CIA, MOSSAD ve Barzani ŞEYTAN ÜÇKENİ arasındaki senaryolar karşısında çaresiz kaldığını düşünmüştüm.
Demek ki tüm olanlar büyük bir oyun içerisinde oyunmuş. Üzgünüm.
Hangi vicdana sığar? Suçsuz insanları ailelerinden, özgürlüklerinden kopartarak böyle bir komplo ile zindanlara tıkmak ve onurları ile oynamak, ordumuzu böylesine çökertmek.
Sayın başbakanın acil bir şekilde bu konuyu aydınlatmasını dilerim.
Eğer böyle bir şey yapıldıysa, bunun hesabı nasıl sorulacaktır açıkça çok merak etmekteyim. Hukukçular ne diyecekler? Bekleyip göreceğiz.
Tek kelime ile yazıklar olsun ve komplo düzenleyenler Allahlarından bulsunlar. Başka ne diyeyim?
Bu kadar yalan dolandan sonra Silivri esirleri bir af ile değil aklanarak beraat ettirmelidirler ,hem de en kısa yoldan.
Bunu bir vatandaş olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’dan talep ediyorum.
Kaldırsın o Özel Yetkileri ve vatanseverler özgürlüklerine kavuşsunlar.
Son olarak şunu söylüyorum. Bize bizden başka dost yoktur, ne AB si ne de ABD si.
Kahrolsun emperyalizm ve onun uşakları…
Hoşça ve sevgiyle kalın.
İşçi Partisi, belgeleriyle Erdoğan'ın ve Gül'ün TSK içindeki gizli örgütünü açıkladı
Yorum Gönder