‘Yeşil Ergenekon’ da kim? - Mehmet Faraç

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlı PKK’lıların Paris’te öldürülmesinin ardından hem Fransız hem de Türk makamlarının “örgüt içi çatışma” ya dikkat çekmesi medyaya yansımıştı.
Paris Cumhuriyet Savcısı François Molins ise cinayet zanlısı olarak tutuklanan ve hakkında “Terör örgütü bağlantılı cinayet” iddiasıyla soruşturma açılan Ömer Güney’le ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
“Ömer Güney, Sakine Cansız ile en son görüşen kişi. 2 yıldır PKK üyesi. Kullandığı aracın torpidosunda bulunan çantada barut izi var.”
Biz dün bu köşede, “Polis tetikçiden çok, tetiği çektirenleri bulmazsa, hesaplaşma da bitmez” iddiasında bulunurken PKK’nın Kandil Dağı sorumlusu Murat Karayılan olayla ilgili ilk kez konuştu ve nedense kafa karıştırdı.
“Paris katliamı, kesinlikle ve kesinlikle düşman güçlerin gerçekleştirmiş olduğu bir saldırıdır. Bir iç sorun değildir” iddiasında bulunan Karayılan; Güney’in de örgüt içine sızdırıldığını öne sürdü!..
PKK yöneticisi, bunlardan çok daha önemli bir iddiayı ise şöyle dile getirdi:
“Paris suikastı (mevcut hükümetin bilgisi dahilinde gelişen) Yeşil Ergenekon ihtimali daha yüksek gözüküyor. Sadece hükümeti aşan ve derin devlet denilen Ergenekon’un mu, yoksa hükümetin Yeşil Ergenekon mu olduğu net değildir.”
Karayılan’ın bu iddiasını, PKK lideri Öcalan da, İmralı’da kendisini ziyarete gelen kardeşi Mehmet Öcalan’a söylemişti!.. O da “Yeşil Ergenekon”ndan söz etmişti... Peki nedir bu “Yeşil Ergenekon?..”
Sorunun yanıtı 30 Haziran 2011’de, Kandil’de Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal’e konuşan Murat Karayılan’ın şu sözleriyle dışa vuruyor:
“KCK operasyonları bir proje olarak Gülen cemaatinin polis ve yargıdaki uzantıları tarafından hükümete sunuldu, hükümet de bunu uyguladı. Gülen cemaatinin devlet içindeki bu uzantılarına yeşil Ergenekon denebilir. Ama şu sıralar bize gelen bir istihbarata göre, ‘yeşil Ergenekon’ yerine, adı Ötüken olan yeni bir örgütlenme sahnede görülebilir yakında.”
Karayılan, Paris cinayetiyle ilgili hedef mi saptırıyor yoksa “açılım” aktörleri; “diyalog” sırasında Öcalan üzerinden birilerinin kulağına bir şeyler mi fısıldadı?..
‘Guardian’lık yapmak!..
İngiliz The Guardian gazetesi, Türkiye’nin yurt dışındaki müzelerde bulunan arkeolojik eserleri geri almak için “yabancı ülkelerin müze ve arkeologlarına şantaj yaptığını” öne sürmüş!..
Gazetenin iddiasına göre, Kültür Bakanlığı, yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarını iade etmek istemeyen “Berlin, Paris ve New York’un müze ve arkeoloji adamlarını kazı izni vermemekle tehdit ediyormuş.”
“Hırsızı bırak ev sahibini yakala” yüzsüzlüğünün bu kadarına pes yani... “Guardian”lığın bu kadarına da pes!..
Bu ülkenin Ege’sinde, Güneydoğusu’nda, Marmara’sındaki on binlerce tarihi kültür varlığını çalarak ülkelerine götürenlere ve bunları sergileme yüzsüzlüğünü gösterenlere “Guardiyan”lık yapmak da neyin nesi?..
Ne yani; Türkiye hırsızlığı ifşa etmeyecek mi, kendi kültür varlıklarının peşine düşmeyecek mi, tarihine sahip çıkmayacak mı?..
Türkiye, 1900’lü yıllardan bu yana arkeolojik kazı ve tarih gezisi adı altında yurdun dört bir yanında, başta ünlü Bergama Tapınağı olmak üzere paha biçilmez tarihi eserleri talan eden kaçakçı bozmalarıyla mücadele etmeyecek mi?..
Urfa gibi tarihin en eski kentlerinden birinde yaşanan tarih yağmasından yüreği yanmış bir yurttaş olarak, Kültür Bakanlığı’nı en sert önlemleri almak ve en sıkı takibi yapmaya çağırıyorum...
İngiliz mevkute ise gerçeği bilmeden “Guardiyan”lık yapacağına, tarihi çalınan ve tarihine sahip çıkmayan bir ulusun geleceğinin de olmayacağını öğrenmeli!..
Kılıçdaroğlu uyardı ama!..
CHP lideri Kılıçdaroğlu özellikle Hüseyin Aygün’ün tepki çeken çıkışlarının ardından CHP tabanındaki büyük dalgalanmayı gördü... CHP’nin genel merkezine giden yoğun istifalar da, Kılıçdaroğlu’nu önlem almaya itmiş olmalı.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu önlemi, salı günkü grup toplantısında Aygün ve destekçilerine yönelik bir uyarı konuşması yapmakla sınırlı kaldı!..
Kılıçdaroğlu, ulusalcılara “geri zekalı” diye hakaret eden ve Kurtuluş Savaşı’nı “etnik temizlik” diye yorumlayan Aygün ve liboş kalemşorlarına yanıt verirken, aslında tepkisi giderek büyüyen parti tabanın da gönlünü almaya çalıştı. İşte sözleri:
“Ulusalcılık kafatasçılık değildir. Biz idealleri olan bir siyasi anlayıştan geliyoruz; ulusalcıyız, devrimciyiz, halkçıyız biz. Bu idealler uğruna Ulusal Kurtuluş Savaşı verilmiştir. Kuvvayı Milliye ruhu var bu siyasal partinin mayasında. Kurtuluş Savaşı kolay verilen bir savaş değil, bin bir yoksulluk içinde verdik biz o savaşı. Çünkü topraklarımız işgal altındaydı. Bu partide çalışacak bütün arkadaşlarımın bu gerçeği bilmesi lazım.”
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı partiye büyük zarar veren Aygün ve destekçilerinin ağzını kapatır mı bilemiyorum...
Ancak CHP lideri, örgütler ve tabandaki tepkinin hiç de kolay durulmayacağının farkında olmalı... O yüzden önümüzdeki günlerde kimi vekillere yönelik daha radikal kararlar almazsa, partisi de kendisi de büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir...  Bizden uyarması...
Bugün Ordu’da, konferanstayım
Karadeniz’de birçok kenti görmeme rağmen Ordu’ya daha önce hiç gitmedim.
CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör, Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü nedeniyle 24 Ocak’ta bir anma etkinliği düzenleyeceklerini söyleyince, diğer kentlerdeki davetleri ne yazık ki ertelemek zorunda kaldım.
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatro Salonu’nda bugün saat 16.00’da başlayacak etkinlikte hem Uğur Mumcu’nun mücadelesi hem de onun araştırma alanlarından olan terör ve Güneydoğu konusunda bir konuşma yapacağım. Etkinlikte, Karadenizli dostlarla birlikte “Türkiye nereye gidiyor” sorusuna yanıt arayacağız; sosyal ve siyasal gündemin yanı sıra, PKK ve Suriye meselesini, AKP’nin açılım planını konuşacağız.
CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör, anma etkinliğine kentteki siyasi partilerle tüm sivil toplum örgütlerinin de davet edildiğini söyledi.
Ordu ve çevresindeki tüm dostları bugünkü etkinliği bekliyoruz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget