Düş, insana hep sıcak gelmiştir. Gerçeğin yüzü ise soğuktur. İlk insandan
beri bu böyle sürüyor. Düşlere sarılmanın insanı rahatlattığı kesin. Bunda
da “Azı karar, çoğu zarar” diyebiliriz.
Akla önem
verenlerin sözüdür: “Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir.”
İş, seçmeye gelince, çoğunluk daldaki kuşun peşine takılıyor.
“Çılgın projeleri” duyan bazılarının ağzının suyu akıyor. Kimisi
kendinden geçiyor. Şans oyunları, piyango biletleri çekiciliğin doruğunda. Milli
Piyango’nun büyük ikramiyesi, nerdeyse herkesin dilinde. Düş satımı hızla
sürüyor… Emeğin adı bile anılmıyor.
Anadolu halkının sözcüsü olan halk ozanı, bu konuda kararsızdır:
“Hayal dünyasına ben bazı bazı / Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü.”
Bu ülkede, “Düş Hekimi” adlı kitap bile yazılmıştır,
ilgi görmüştür.
Tarihte, toplumu uyuşturmada afyonun kullanıldığını biliyoruz. Düşlerin en
renklisi, en etkilisi o anda yaşanırmış. Günümüzde ise afyon çeşitlenmiştir.
Basını, televizyonları ele geçirmenin bir anlamı yok mu? Bu yolla da topluma
biçim veriliyor. Dizilere sarılmanın gizi ne ola? Birilerinin de halkın
dizilerine karışması, şöyle olsun, böyle olsun demesi neyin nesi? Herkes kendi
düş dünyasını genişletme peşinde. 1970’lerin başında Fransa, ABD’den yılda yüz
film alma sınırı koyar. ABD, anında nota verir Fransa’ya: “Sınırlamayı
kaldırın!” Bu da bir tür düş alımına engel. İlerisi afyon…
Olay, bir zamanların Ankara’daki meşhur “Kürt’ün
Meyhanesi”nde geçer. 1940’lı yılların sonu. Yazar Fahir Aksoy,
“Kürt’ün Meyhanesi” adlı yapıtında yazıyor. Orhan Veli’yi tanımayan
Ayaşlı bir şair, “Orhan’a dönüp Orhan Veli”yi uzun uzun övdü.
Orhan’la Orhan Veli üzerine hayli tartıştı. Derken, Suphi dayanamadı, (Ayaşlı)
şaire dönüp “Sizin konuştuğunuz bu zat Orhan Veli’nin ta kendisidir”
dedi. Demesiyle birlikte adamın nevrinin dönmesi bir oldu. Yüzüne bir
delilik gelmişti; büyümüş gözlerle bir Orhan’a, bir Suphi’ye bakıyordu. Yavaşça
ayağa kalktı ve Suphi’ye dönerek. “Benzete benzete bu serseriyi mi Orhan
Veli’ye benzettin?” dedi.
Ne demek istemiş vatandaş? Bari kendi yarattığım yalın düşüme dokunma!
Günümüzde benzeri çıkışları duymak bile insanı rahatlatıyor.
Başkalarının bolca boca ettiği düşler denizinde yüzüyoruz. Düşlerden uyanma
zamanı gelmedi mi? 2013 yılının böyle bir yıl olması elimizde…
Yorum Gönder