Doğu Perinçek’in Şaşırtan Mektubu; ve Uğur Mumcu

Gazetedeki arkadaşlar “Doğu Perinçek size bir elektronik posta yollamış” dediklerinde aklıma ilk gelen, Silivri’de baba-oğul, ailece yaşadıkları trajedi oldu…
Herhalde hukuksuzluklardan ve aile boyu çektiklerinden söz ediyordur” diye düşündüm.
Oysa mektup Atatürk’ün uzay hakkındaki sözleri hakkındaydı…
Anlaşılan Doğu Perinçek, içerde de entelektüel faaliyetlerine öncelik veriyordu.
Mektubun önemli gördüğüm bölümlerini aşağıya alıyorum:
“…Atatürkün ‘Ay’a gitme’ konusundaki sözleri, Sabiha Gökçenin anılarında yer aldığına göre doğrudur. Büyük devrimci şöyle diyor:
‘Bundan sonra insanlığın hizmetine girecek en büyük gelişmeler havacılık alanında olacaktır. Hatta gün gelecek insanoğlu uzaya gidecek, başka dünyalara gidecek, Ay’ı ve benzer gezegenleri bile fethedecektir. İşte bu çağdaş savaşlar da göklerde üstün olan uluslar tarafından kazanılacaktır.’
Bu sözlerin içine ‘2000 yılından önce’ tarihini kim ekledi, bu da ayrı bir mesele. Ancak bizim daha önemli bir sorunumuz var. O da Büyük devrimci Atatürkü kafalarımızdaki hurafe ağının içinde anlamaya ve anlatmaya çalışmamızdır
...Mustafa Kemal Atatürkün 20. yüzyılın kapısını açan iki büyük devrimden birinin önderi olmanın ötesinde, çağının önde gelen entelektüellerinden biri olduğu biliniyor. Bunu en azından Onu inceleyenler biliyor. Onun eşsiz yeteneklerini ve uzak görüşlülüğünü ispatlamak için tarihin ve gerçekliğin zorlandığına çok sık tanık olunuyor.
30 cilt tutan Atatürkün Bütün Eserlerinde Atatürk adına piyasaya sürülen uydurmalara ve rivayet kapsamındaki nakillere yer verilmedi. Tek tek binlerce belge asılları bulunarak yeniden incelendi ve eski yazılı olanlar büyük bir özenle ve en yetenekli uzmanlarca yeni Türkçe yazıya çevrildi. Başta Prof. Dr. Nejat Kaymaz ağabeyimiz ve Muazzez İlmiye Çığ olmak üzere, arkada kalan yıllarda kaybettiğimiz Prof. Dr. İlhan Arsel, Ercüment Hüsnü Baki, Nejat Birdoğan, Ahmet Hezarfen, Necdet Kurdakul, Suphi Karaman ve Sadık Perinçekin yoğun ve titiz emekleriyle güvenilir bir kaynak yaratıldı. Babam Sadık Perinçekin yalnızca bir sözcüğü doğru okumak için bir eski yazı uzmanıyla görüşme ihtiyacı duyup İzmire gittiğini hatırlıyorum…”
Daha sonra Atatürkün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni Şule Perinçek’ten de bir mektup aldım.
O da özet olarak, çok titiz bir çalışma yaptıklarını ancak gerçekliğini saptadıkları sözleri aldıklarını, hatta bazı el yazılarını Adli Tıp’a bile onaylattıklarını anlatıyordu.
Anılara ise hata olasılığı yüksek olduğu için yer vermediklerini, ancak buralarda belge varsa ya da Atatürk’ün yaşadığı dönemde yayımlanmışsa kullandıklarını açıklıyordu.
Ayrıca benim yazılarım üzerine Ülger ve Kline ile de görüştüğünü ve bu metnin belgesine ulaşamadığını, hatta Ülgerin de kuşku belirttiğini açıklıyordu.
Keşke yerim olsaydı da Doğu ve Şule Perinçek’in mektuplarının tümünü burada yayımlayabilseydim.
O zaman tarihe nasıl bir titizlikle yaklaşıldığının güzel örneklerini daha iyi aktarabilirdim…
Ama her iki mektubu da tam metin olarak pazartesi günleri Güncel başlığı altında özel bir yazı yazdığım internet sitemde yayımlayacağım; kendilerine teşekkür ederim.
***
Bugün sevgili Uğur Mumcu’nun yirminci ölüm yıldönümü…
Ne hazindir ki, Uğur’un parmak bastığı, üzerinde araştırma yaptığı, düşündüğü, tartıştığı, hâlâ çözülmemiş olan sorunlar, yirmi yıl sonra da güncelliklerini koruyor…
Onun o parlak zekâsıyla yirmi yıl önce yaptığı çözümlemeler hâlâ anlam taşıyor; Türkiye’ye yazık oluyor!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget