Eskişehir’in İzanı - Ali Sirmen

Bir Eskişehir anısıyla başlayayım:
10 - 15 yıl kadar oluyor, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden istasyona iniyorum, kısa yol boyunca şoför arkadaşla laflıyoruz. Bir araeski gar binasıdiyecek oldum, sürücü arkadaş itiraz etti:
- Ne eski garı abi! Ben bildim bileli gar binası aynı.- Yok dedim, ben elli yıl öncesinden söz ediyorum.
Dikiz aynasından şöyle bir yüzüme baktı:
- Ha amca öyle desene, o başka tabii...
Birçok çocukluk anımı ve sevdiğimin hayalini barındıran Eskişehir’i çok severim.
Ama son yıllarda daha da bir seviyorum, Anadolu Üniversitesi’nin de katkısıyla, sanayi kuruluşlarıyla, belediye hizmetleriyle, kültürel etkinlikleriyle, sanatsal yaşamının zenginliğiyle bozkırda bir vahaya dönüşen Eskişehir’i.
Bugünkü Eskişehir, Porsuk üzerindeki tekneleri, köprüleri, heykelleri, tiyatroları, operası, plajı, parklarını insanların görmeye gittikleri turistik bir çekim alanına dönüşmüştür.
***
Bu güzelim kenti son ziyaretlerimde hep düşünmüşümdür, AKP iktidarı, parlak bir sosyal demokrat belediyecilik örneğini cezasız bırakmaz, bir iyilik düşünürdiye.
Nitekim öyle oldu; hafta başında bilinen yöntemler uygulandı, sabaha karşı evleri basılarak 23 Eskişehir Belediyesi çalışanı gözaltına alındı, (bu satırlar kaleme alınırken gözaltıların 15’i serbest bırakılmıştı).
İşin ilginç yönü, operasyonu yürüten polislerin 3 ilden Eskişehir’e getirilen özel ekipten olmaları ve gözaltılar sırasında başsavcının da kent dışında bulunmasıydı.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen, kovuşturmaların Eskişehir’i bir dünya kenti haline getiren, Porsuk Sulama Kanalı, Masal Şatosu ve Kentpark projeleriyle ilgili altı ihaleden dolayı olduğunu söylüyor.
Bu projelerle ilgili olarak açılan altı ihaleye de iki firma giriyor ve daha düşük fiyat veren belediyenin şirketi olan Eskişehir İmar İnşaat AŞ kazanıyor.
Bunun üzerine kimileri ihbarda bulunuyor. 2006 yılında ihaleler Sayıştay denetiminden de geçiyor ve herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmadığı belirtiliyor.
Ama dört yıl geçtikten sonra, Belediye Meclisi’nin AKP’li üyelerinin ihbarları üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişleri duruma el koyuyor. İnceleme sonunda İçişleri Bakanı Beşir Atalay müfettiş raporlarına dayanarak soruşturmaya yer olmadığına karar veriyor.
***
Başarılı CHP’li belediyeleri rahat bırakmayıp soruşturmalarla bunaltmak, insanları içeri attırarak, hem baskı oluşturup hem kamuoyunda olumsuz bir görüntünün hasıl olmasına çalışmak, AKP’nin vazgeçmediği yöntemlerin başında geliyor.
Son operasyonu da bu çerçeve içinde ele almak gerek. Anlaşılıyor ki AKP yerel seçim faaliyetlerini başlatmış.
Ve sanırım bundan böyle benzeri girişimlere sıkça tanık olacağız.
Yalnız, burada komplo girişimcilerinin dikkate almadıkları hususlar var.
Başarılı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne karşı birçok yöntem denendi. Önce finansal kaynakları kısılmak istendi; yandaş belediyelere sağlanan imkânlardan merkezi otorite onları mahrum bırakmaya çalıştı. Büyükerşen, iyi hazırlanmış dosyalarla AB kaynaklı proje kredileri kullanarak bunları aştı. Daha sonra İçişleri müfettişleri devreye sokuldu, o da olmadı. Şimdi, kimilerine göre aralarında fark olmayan polis ve yargı aracılığıyla yeni yöntemler deneniyor.
Onun da sonuç vermeyeceği ortada.
İzmir’de belediye üzerinde yargı yoluyla baskı girişimleri ters tepmeye başlıyor.
İzmirlinin izanı var da Eskişehirlinin yok mu? O da bunlara tepki gösterecektir.
Hem Metropoll Araştırma Şirketi’nin yaptığı bir araştırmaya göre artık halkın yarıdan çoğu iktidarın yargıya müdahale ettiğine inanıyor, numaraları yemiyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget