Balyoz tutukluları: ‘Gerekçeli kararı yandaş medya yazdı!’

Dün, Balyoz Davası‘nda 16-18 yıl hapis cezasına çarptırılan altı generalin birlikte imzaladığı bir mektup aldım. Orgeneral Bilgin Balanlı, Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, Koramiral Deniz Cora, Korgeneral Rıdvan Ulugüler, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, 29 Ocak 2013 tarihini taşıyan mektuplarında, kendilerini mahkûm eden mahkemenin gerekçeli kararı ile bu karardan önce yandaş medyada yayınlanmış bazı yazıları bir araya getirmişler...
İlginç benzerlikleri görmeniz için bu çok uzun mektubu zor da olsa özetleyerek yayınlıyorum:

***
Yeni Akit‘ten Ali İhsan Karahasanoğlu, 26 Mart 2012’de, “CD içeriğindeki belge, Office 2003’de herhangi bir font seçilmeden yazıldığında o zamanki varsayılan fontla kendisini gösterir. Ancak o yazıyı Office 2007’de okumak için açarsanız varsayılan font değiştiğinden Calibri ile gösterilir. Bu değişiklik, CD içerisindeki bilgilerin aslında ilk defa 2003 yılında oluşturulduğu gerçeğini değiştirmez” şeklinde bir iddiada bulunmuştur.
Mehmet Baransu, 6 Nisan 2012 tarihli Taraf’taki “Balyoz ve Gerçekler (11)” başlıklı yazısında, bir takım kişiler ile yaptığı görüşmelere ve Microsoft’un internet sitesine atıfla; “Bir dosya, 2007 sürümü öncesi hazırlanmışsa, bu dosyayı 2007 sürümünde açtığınızda yazı karakteri otomatik olarak değişebilir ve dosya ilk kez kaydedilmiş gibi görünebilir” iddiasını ortaya atmıştır.
Yine 5 Ocak 2013 tarihli Zaman Gazetesi‘nin internet sayfasında, “Balyoz’da gerekçeli karar öncesi delil çürütme gayreti” başlığı altında, “Bilişim uzmanları, ‘Office 2003 ile üretilmiş bir dosyanın Office 2007 ile açılıp kaydedildiğinde, oluşturulma şeklinin Office 2007’ye dönüşeceği, dosyanın oluşturulma tarihinin ise 2003 şeklinde kalacağı teknik bir gerçektir’ ifadelerini kullanıyor” şeklinde bir haber yer almıştır.
Şimdi de bahse konu haberlerden günler ve aylar sonra 7 Ocak 2013‘te açıklanan gerekçesiz gerekçeli (!) kararın 1039’uncu sayfasına bir bakalım. Burada; “Bizzat Microsoft’un açık kaynaklarda verdiği bilgiye göre 2003 yılında yazılmış olan bir word belgesi 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında, sanki 2007 yılında hazırlanmış gibi görüneceği” ifadesine yer verilmiştir.
Ne kadar ilginç değil mi? Üç ayrı basın mensubu gerekçeli (!) kararda yer alan bu asılsız gerekçeyi günler ve aylar önce hemen hemen birebir bilebilmişler.
Türk milleti adına yargılama yapan mahkeme ise, açık kaynaklarda yayınlandığı öne sürülen bilgileri esas alarak ısrarlı taleplere rağmen bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan bu asılsız, gülünç, hukuk, akıl ve bilim dışı iddiaları olduğu gibi kabul etmiştir.
Şimdi soruyoruz:
Bu gerekçeli (!) kararı kimler yazdı?

***
Bir de şu “güncelleme” iftirasına değinelim.

Mehmet Baransu’nun 6 Nisan 2012 tarihli Taraf‘ta yayınlanan “Balyoz ve Gerçekler (11)” başlıklı yazısında şu asılsız iddiada bulunuyor:
“Balyoz sanıkları arasında bulunan Ergin Saygun, Süha Tanyeri gibi kişiler 2007 sonrası listelerin güncellenmesinde, hazır listeleri kullanmış ve dosyaları güncellemişlerdir. Kaldı ki bu güncelleme itirafı da bana ait değil. Balyoz ses kayıtlarında listelerin güncellendiği ile ilgili sanıkların ağzından yalanlayamadıkları sayısız örnek verdim.”
Mahkemenin ve güncelleme iddiasında bulunan basın mensuplarının güvendiği TÜBİTAK bilirkişi raporunda bile, CD’lerin son kaydetme tarihlerinin 2003 yılı ve öncesine ait olduğu, CD’lere sonradan ekleme yapılmadığı ve bu CD’lerin özelliği itibariyle üzerine tekrar kayıt yapılmasının imkânsız olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca incelemelere göre, direkt dijital veriler Office 2007 programı ile değil, adli bilişim programları ile yapılmıştır. Bunlara rağmen, Baransu’nun güncelleme konusundaki asılsız iddiasını bir adım daha ileri götüren Taraf yazarı Alper Görmüş ise, 17 Nisan 2012 tarihli yazısında akıllara durgunluk veren bir iddiada bulunarak, “11 No’lu CD darbecilerin öz malıdır. Darbenin hafızasını her daim taze tutmak için CD’deki dosyalarda yer alan bilgileri sürekli güncelliyorlardı. Yeni bir bilgi girdiklerinde ise bilgisayarın tarihini bir istihbarata karşı koyma tekniği çerçevesinde manuel olarak eskiye ayarlıyorlardı. Ki böylece, ola ki belgeler deşifre olduğunda zamanlama çelişkilerini öne sürerek ‘Her şey sahte, her şey senaryo’ iddiasını öne sürebilsinler’ demiştir.
Gerekçeli (!) kararın 1023, 1037, 1038 ve 1039‘uncu sayfasında da “güncelleme” konusunda bu iki basın mensubunun asılsız iddiaları ile örtüşen ifadeler yer almaktadır.
Tüm bunlara tesadüf demek mümkün müdür?
Adı geçen basın mensupları “güncelleme” iddiası konusunda böyle bir öngörüde bulunabilmişler de neden şunları hiç sorgulamamışlardır?
Mahkeme teknik bir bilirkişi incelemesi yaptırarak ceza hukukunda esas olan maddi gerçeğe her türlü şüpheden uzak bir şekilde ulaşamaz mıydı? Mahkeme, delillerin tartışılması safhasını atlamayarak gerekçeli (!) kararındaki iddialarını somutlaştıramaz mıydı?
Bunları neden yapmadı?
Yoksa gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleme gayreti içine mi girilmişti?
Mahkeme şu basit soruları bile sormamıştır:
Güncelleme yapıldı ise neden herkes 2003 yılındaki rütbe ve görev yerlerinde duruyor?
2000 yılı ve daha öncesinde vefat eden personel, neden listelerden çıkarılmadı?
2003 yılında 14 yaşında olan bir orta son sınıf talebesi çocuğun ismi neden hâlâ listelerde yer alıyor?
Neden kısmi güncelleme yapıldı da tüm dijital verilerde güncelleme yapılmadı?
Ayrıca, bilerek çelişkiler oluşturduğu iddia edilen sanıklar, kimliklerini gizlemeyi mi unuttular?
Bir kez daha soruyoruz:
Bu gerekçeli (!) kararı kimler yazdı?

*****
GÜNÜN SORUSU

Sorum; Balyoz Davası‘nını karara bağlayan mahkeme heyetine:
Gerekçeli kararı yandaş medyadaki yazıları dikkate alarak hazırlamadıysanız; nasıl oldu da o yazarların yaptığı yanlışları, aynen tekrarladınız?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget