Sevgili Uğur;
Sen sayın mertebesinden, sevgili mertebesine ulaştın..
Bizler; her yıl birer yaş aldık da; sen, hep kalleşçe katledildiğin yaşta kaldın… Yıllar bizi, kocattı… senden önlere attı…
Her geçen yıl, daha bir unutulmaz kıldı seni.
Yokluğunla bıraktığın boşluğun, dönek-yalaka-üç paralık medya farelerince doldurulmuş olması yokluğundan daha çok yaktı içimizi..
Hani; demişti ya; Yahya Kemal;
Ölmek kaderde var; // Bize ürküntü vermiyor.. // Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor!..
Bizim senden ayrı düşmemiz; senin ülkenden ayrı düşmen kadar zor!....
Naçizdir vücut!. Elbet günü gelende toprak olacak. Doğanın kanununa kim karşı koymuş ki!.
Bu değil içimizi yakan!..
Kahpece bir cinayetle, günü gelmeden aramızdan koparılmış olmandandır yürek yangınımız!..
Ve kanın 20 yıldır yerde kalmış olmasındandır…
Daha çok yapacakların varken; ipliği pazara çıkarılacakların, yarım
kalmış olmasındandır.. Sen gidince; medyanın, kara böcekler istilasına
uğramasındandır!..!...
İhanet; planını hep yapacaktır!!.. İhanetin emeli; aslen zaten bu değil mi!?
İhanet ehline uyan işbirlikçi haini bulmak da zor olmaz ki toplımlarda!..
İçerden de olur; dışarıdan da!.. İşbirliği için çıkar ön planda olsun yeter!..
Ajandır, yalakadır, haindir, ama, çıkara ortaktır!.. Satılıktır kimisi…
Her ülkenin tarihinde mutlak vardır böylesi..
Tehlikenin büyüklüğü ihanetin varlığından değil, beslendiği güçten ve kaynaktandır..
Sen öğrettin bizlere, fikir sahibi ve bilgi sahibi olmayı!..
Derdin ki; “Korunursa ihanet, beslenirse hain; aydınlığa kavuşturamaz hükmünü adalet”.
Adalet hükmünü veremedi.. Bu gün de gerçekleşmiyor özlenen adaletin hükmü!..
İhanetin cesaretten beslenmesi büyük tehlike!...
Ve yeni kanlar yerde kalmaya devam ediyor!..
Sonrakiler için de öncekilerden cesaret alır cinayet!..
Ve bu gün de; dünden süregelen cesaretle, başka alanlarda sürmekte cinayetler!..
İllaki naçiz vücudun ortadan kaldırılmasıyla mı işlenir cinayet!?.. Ya
onca onur, ya onca iftira ve gizli tanık ve düzmece belgelerle
katledilen onurları nerelere koymalı…
Hep kızıl kan akmaz ki cinayetlerde!..Kanlı gözyaşlarını nerelere koymalı!?..
1993…2013; 24 Ocak!.. O gün doğanlar bu gün 20 yaşında!..
20 yıl sonra da, bu gün doğanlar 20’sinde olacak!... Ve bu gün 20’sinde
olanlar; senin kanlı katillerini lanetlerle anarken; 20 yıl sonranın bu
gün doğanları da; bu günün kansız katillerini lanetliyor olacak!..
*
İhanetin sahiplerinden bazılarını belki çekip almıştır doğa aramızdan.
Uğur Mumcu; dimdik ayakta!.., yüreklerde… Beyinlerinde sevenlerinin..
Ne fayda ki; fikirleri, söylemleri yaşasa da, yenilerini üretemez kılınmıştı o koca yürek!..
Ve bu gün de; üretemez kılınmak istenmekte başka yürekler, başka biçimde!..Yürek hapiste!...
İhanet sadece, bedenini almadı aramızdan!.. İhanete meydan okuyan yüreği aldı götürdü.
Anlaşılmıştır ki; o günlerden yapılmıştır bu günlerin planı!..
Mumu söndürüldü aydınlanmanın.. Beden değildi ki zaten silinmek istenen..Fikirdi, düşünceydi, ışığıydı yüreklerin…
Ve farkı yok bugünün dünden!...
Kan emen yarasalar, sevmezler ki aydınlığı ve de aydınlatanı.
Devam etsindi sömürü!.. Cirit atsındı ülkede Sevr artıkları..
*
Kim diyebilir ki bugün; başaramadılar dünün kanlı katilleri…
Gaflet sarınca toplumu, başardılar!..… Çok yol aldılar..
Kim der arzuları kursaklarında kaldı, Sevr artıklarının, bölücü çıban
başlarının, irtica yuvalarının!.. Adım adım yok olmakta ulusal varlığın
bütünlüğü…
İşte kapıda Patriotlar!.. Hem de kendi askerleriyle…
Üniversitelerin medrese, hocalarının müderris olmaya can attığı bir
ülkenin ufkundan doğan güneşin aydınlığı ışıtır mı çağdaş yarınları…
Sevgili Uğur;
Aydın; sadece günü bilen değil; yarını görendir!..
Kaç Uğur Mumcu kaldı aramızda, o günden bugünleri, bugünden yarınları gören!..
Çeyrek asır önce gördün ülkenin bugününü. Bugünlerin Orta doğusunu; Emperyalizmin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları!...
Yazmadın ama, BOP eşbaşkanlığının uhdemize verilen bir görev olduğundan da bihaber değildin herhalde!?...
Ömrün boyunca, araştırdın yazdın; düşündün kaleme aldın; fırsat buldukça konuştun!.. Susmadın!..
Göz oldun; gördün, kulak oldun; duydun, dil oldun; söyledin, yürek oldun karşı durdun.
Üniversitelerden kovuldun, sakıncalı piyade oldun, hapsoldun, ama hiç ahkam kesmedin!..
Halkına hiç ihanet etmedin!.. Damdan düştüm demedin, damdan düşerek
buralara geldik demedin!.. Bilgi sahibi olmakla fikir sahibi
olunabileceğini ortaya koydun!..Uyardın!.. Hangisi gerçek olmadı ki!?..
Ama bi-şey söyleyim mi Sevgili Uğur; bu günler kalsaydın, Silivri’de olurdun!...
*******
Sevgili Uğur;
Karamsar bir tablo çizmek değil amacım… Umutsuzluk tohumları ekmek hiç değil!...
Aymazlık, yurdun afakını saran kara bulutları görmezlikten gelmektir.
Uyanma ve uyandırmanın buradan başladığını senden öğrendik!...
Ata da Büyük Nutkuna, bir kara tablo çizerek başlamamış mı!?…
Yolumuz ışığınla aydınlandıkça, yüreğimizde sönmeyecek umudun mumu!..
Ve yine ışığınla aydınlanacak yeni 19 Mayıs’ların yolu!...
Sen rahat uyu!..
Yorum Gönder